Bursa Şehir Hastanesi’nde bir hasta yakını, Uzman Doktor Nihan Alkış’a başka bir hekimin odasını sordu. Söz konusu doktorun polikliniğini bilmediğini belirten Alkış, hasta yakını tarafından darp edildi.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli doktor B.Ö, Dahiliye Yoğun Bakım Servisi’ndeki tedavisi sırasında hayatını kaybeden hastanın vefat haberini oğlu V.K.’ye verdi. Annesinin ölüm haberini alan V.K, doktor B.Ö.’yü darbetti. V.K, polis tarafından gözaltına alındı. Yapılan ölçümde V.K.’nin 1.30 promil alkollü olduğu belirlendi.

Savaşa gider gibi taşla sopayla hastaneyi bastılar!

Elazığ, Fırat Üniversitesi Hastanesi Dahiliye Polikliniği’nde yaşanan olayda muayene randevusuna geç kalan hasta, doktorun kendisini muayene edeceğini belirtmesine rağmen yumruklar savurarak doktoru darp etti. Hastanede görevli olan diğer sağlık personelleri ve güvenlik görevlileri müdahalede bulunurken, hasta “Seni öldüreceğim burada yaşatmayacağım” diyerek tehditte bulundu.

Adana Çukurova Devlet Hastanesi Acil Servisi’ni yaklaşık 50 kişilik bir grup bastı. Olayın ardından çalışamaz hale gelen ve can güvenliği olmayan doktorlar hizmetten çekildi.

Tekirdağ’da Hüseyin A. Hastaneye götürdüğü babasıyla ilgilenilmediğini söyledi. Hemşire Emrah A.’yı dakikalarca darbetti. Hemşireye yumruk atan Hüseyin A. güçlükle sakinleştirilirken olay anına ait görüntüler tüyler ürpertti!

Sürü halinde hastaneyi bastılar: 6 kişiyi yaraladılar.

∗∗

Hemen her gün gazetelerde okuyor; televizyonlarda, internette seyrediyoruz. Sağlıkta şiddet durdurulamıyor.

Tabip odaları, TTB, sendikalar onlarca rapor yayınladıkları halde durdurulamıyor.

Doktorlar, sağlık çalışanları yıllardır sağlıkta şiddeti protesto etmek için yüzlerce kez basın açıklamaları, yürüyüşler yaptıkları halde durdurulamıyor.

Sağlık çalışanlarına yıllardır “Sağlıkta Şiddet Eğitimi” verilmesine rağmen durdurulamıyor.

Dr. Ersin Arslan’ın 17 Nisan 2012’de Gaziantep’te bıçaklanarak öldürülmesinden sonra Ocak 2013’te “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu” hazırlandığı halde durdurulamıyor.

Sağlıkta şiddeti önlemek için sözde iki kez kanun değişikliği yapıldığı halde durdurulamıyor.

Durmak bir yana daha da artıyor.

Peki neden?

∗∗

Sağlıkta şiddet geçmişte de vardı, üstelik o zamanlar hastanelerde şimdiki gibi güvenlikçiler de yoktu ama enderdi, “arızi”ydi. Şimdi ise sağlık hizmet sürecinin yapısal bir bileşeni haline geldi.

Sorunun birçok nedeni bulunuyor ama kök nedenlere inince ikisi öne çıkıyor.

Birincisi hekimlerin, sağlık çalışanlarının yok edilen mesleki onurları, itibarları. Geçmişte hekimleri, sağlıkçıları şiddetten en çok koruyan o itibarın sağladığı “görünmez zırh”tı. Sağlığın ticarileşmesi, metalaşması, sağlık hizmetlerinin diğer bütün kapitalist kazanç alanlarında olduğu gibi “sektör”e dönüşmesi için itibarlarının yok edilmesi gerekiyordu. Nitekim öyle de oldu. En veciz ifadesini Tayyip Erdoğan’ın “Doktor efendi dönemi bitti!” sözlerinde bulan yirmi yıllık süreçte hekimler, sağlık çalışanları sistematik olarak aşağılandı, itibarsızlaştırıldı.

Başta gelen diğer etken ise, “sağlıkta kışkırtılmış talep”.

AKP’nin “Sağlık Reformu”ndan önce, 2002 yılında bir vatandaş yılda ortalama olarak 3,1 defa bir sağlık kurumuna müracaat ederken bu sayı 2022 yılında 10’a yükseldiyse…

Geçtiğimiz 2023 yılında acil servislere başvuru sayısı 150 milyon 523 bini bulmuşsa, yani nüfusun iki katına yaklaşmışsa…

Ve dahi bu sayılar her geçen gün artmaya devam ediyorsa…

Kimse sağlıkta şiddetin duracağı konusunda boş hayale kapılmasın.

Sorun da çözüm de belli.

Sağlıkta Şiddeti Durdurmak İçin “Sağlık Reformu”nu Durdur!