İktidara gelen siyasetçi icraatlarını anlata anlata bitiremez… Sonuna doğru muhalefete çakmayı da ihmal etmez. “Devr-i iktidarımızda

İktidara gelen siyasetçi icraatlarını anlata anlata bitiremez… Sonuna doğru muhalefete çakmayı da ihmal etmez.
“Devr-i iktidarımızda şu kadar yol, bu kadar rögar, şu kadar da menfez yaptık” diye başlayan nutuk… “Bizim icraatımıza muhaliflerin hayalleri bile yetişemez”  diye bitmezse tadı olmaz.
Yüksek politikadan anlamam ama… Sağlıkta olanlara bakınca… Bu sözlere kefil de olurum, kalıbımı da basarım…
Aklı, havsalayı çoktan geçtim… Artık hayal gücüm de işe yaramıyor.
•••
Alın şu son uygulamayı…
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) özel hastaneleri sınıflandırmış…
800-1000 puan alanlar A sınıfı… 600-800’ler B… 400-600’ler C, 200-400’ler D, 0-200’ler E…
A sınıfına girenler… Yüzde yetmiş “ilave ücret” alacaklarmış hastalardan… B’ye girenler yüzde altmış…. C’ler  elli, D’ler kırk, E’ler otuz…
Şu “ilave ücret” lâfını başka yazıya bırakalım…
SGK’nın kriterlerinden tek birini bile tutturamayanlar… Dersini çalışmayıp sıfır çekenler yani… Hangi yüzle SGK’dan para ister, üstüne bir yüzde otuz da vatandaştan tırtıklar, onu da geçelim…
Bugünlük sınıflamaya bakalım.
•••
Özel hastane cephesinden bakınca hastaneler sınıflanmış oluyor.
Peki hasta cephesinden bakınca?..
O zaman da hastalar sınıflanmış oluyor.
Diyelim ki ameliyat olacaksınız. Nasılsa cebimde SSK emeklisi kartı, çantamda sağlık karnesi var deyip… İlk gördüğünüz özel hastaneye dalmak yok, öyle.
Önce SGK’nın listesini açıp bakacaksınız… O ameliyat kaç TL’ymiş? Bulduğunuz rakamı önce yüze bölüp sonra yetmişle çarpacaksınız.
Oldu mu size şu kadar TL?...
İşte o şu kadar TL’yi cebinize koyabiliyorsanız doğru A sınıfı hastaneye... (TL yerine yanlışlıkla YTL koymaya kalkmayın; onu artık pazarcılar bile almıyor. Özel hastanede hiç şansınız yok.)
O kadar paranız yok mu? O zaman bir alt sınıfa düşeceksiniz. Yüze böldüğünüz o kadar TL’yi bu sefer altmışla çarpacaksınız.
Olmadı, paranız gene mi çıkışmadı?..
Dört işleme devam… Sırasıyla elliyle, kırkla, otuzla çarpacaksınız…
Çarpan düştükçe siz de sınıf düşeceksiniz, bu arada…
Sonunda bütçenize uygun sınıfı bulacaksınız… Sınıfınıza uygun bir hastanede utanmadan, sıkılmadan, gönül rahatlığıyla olacaksınız ameliyatınızı.
•••
Cebinizde üç otuz para da mı yok?
Öyle umutsuzluğa kapılmak… Kızmak, öfkelenmek… İsyan etmek yok… Pozitif yaklaşacaksınız.
Önce ellerinizi açıp soracaksınız… “Rabbim, ben şimdi hangi hastaneye gideyim?” diye… Sonra istihareye yatacaksınız…
Rabbiniz Cleveland demedi mi?.. Olsun… Pozitif düşünmekten vazgeçmeyeceksiniz…
En yakın Sağlık Bakanlığı hastanesine yerli Cleveland muamelesi yapacaksınız… Neyse ki hâlâ özelleşmemiş diye de dua edeceksiniz.
•••
Demek ki neymiş?..
Artık hasta olduğunuzu bilmek yetmiyormuş… İnsan kısım kısım, yer damar damarmış…
Önce sınıfını bilmek, sınıf bilinci edinmek gerekiyormuş… Sonra ayağını sınıfına göre uzatmak gerekiyormuş…
Sınıf bilinci yoksa tedavi de yok…
Ne kadar sınıf bilinci, o kadar sağlık.
•••
Ne güzel tarihin sonuna gelmiş… İdeolojiler ölmüşken…
Duvar yıkılmış… Kapitalizm nihai zaferini ilan etmişken…
İşçi sınıfı tarihsel misyonunu kaybetmiş… Sınıftan kaçış moda olmuşken…
Gene sınıfa yakalanıverdiniz işte…
Üstelik bu sefer… Ne öz deneyimle edinilen… Ne aydınlar tarafından taşınan…
Ne içerden… Ne dışardan…
Sağlıktaki sınıf bilinci… Damardan.