Güzel başlangıçlar bazen büyük zaferler kadar değerlidir. Defne şimdilerde tam da böyle bir başlangıca ev sahipliği yapıyor. İlçeyi hak etmediği yalnızlığından kurtarmak için yola çıkan SOL Parti adayı Serbay Mansuroğlu, “Defne yeni bir hikâye arıyor” diyor.

Serbay Mansuroğlu: Defne yeni bir hikâye arıyor
Fotoğraflar: Pembegül Gökçek

Hatay Defne’de SOL Parti Belediye Başkan Adayı Serbay Mansuroğlu, seçime sayılı günler kala çalışmalarını yoğun bir tempoda sürdürüyor.

Defne, depremin büyük yıkım yarattığı Hatay’da, binlerce canın kaybedildiği felaketten en ciddi şekilde etkilenen merkezlerden biri. 150 bin nüfuslu ilçede, depremin üstünden 14 aya yakın bir süre geçmesine rağmen bilinen hayata dönüş belirtisi oldukça az.

İnsanların bir kısmı başka yerlere göç etmek zorunda kalmış. On binlerce depremzede, 22 konteyner kentte ve daha ne kadar kalacaklarını bilmedikleri 21 metrekarelik geçici evlerinin içinde yeni bir başlangıç yapmaya dair umutlarını diri tutmaya çalışıyor. Barınma gereksiniminin insana yarışır standartlara ne zaman ulaşacağı onlar için büyük bir soru işareti.

İlçe tam anlamıyla kaderine terk edilmiş halde. Halk ne merkezi ne de yerel yöneticilerden memnun. Zaten bunun tersi nasıl mümkün olabilir ki… İnsanlar yağmuru, onu pencereden izlemek için değil, soludukları havaya toz bulutu karışmasın diye bekliyor. Esnaf ekmek savaşını güçlükle ayakta duran hasarlı binaların altında veriyor. Eğitim konteyner sınıfların içinde türlü imkansızlıklar altında sürdürülmeye çalışılıyor. İlçede bir yerden bir yere ulaşmak dev bir sorun. Yollar çukurdan, engebeden geçilmiyor; toplu taşıma ise yok. Okul çıkışlarında pek çok öğrencinin evine gitmek için otostop yaptığını görüyorsunuz. Öğretmenler, çocukların birçoğunun eğitim üzerinden bir gelecek hayali kuramadığını belirtiyor.

Tüm bu kaosun ortasında kapitalizmin adaletsiz çarkları AKP Türkiye’sine özgü karakteriyle dönmeye devam ediyor. Hatay’da inşaat, lojistik ve bunlarla bağlantılı sektörlerde iş yapan sermaye grupları, felaketin ardından her türlü denetimden uzak şekilde başlatılan ama bir o kadar da “organize” yürütülen yıkım-yapım sürecinde kârlarını katlıyor. Yaşama emeğiyle tutunmaya çalışan Hataylılar işsizlik cenderesinde günden güne yoksullaşırken, bölgenin ve ülkenin zenginleri süreci büyüyerek geçiriyor.

“İŞ BAŞA DÜŞTÜ”

İşte SOL Parti’nin ve Serbay Mansuroğlu’nun “İş başa düştü” diyerek yola çıkmasının altında, Defne’nin ve Defnelilerin uğradığı bu haksızlıklar yatıyor. Serbay Mansuroğlu doğup büyüdüğü, okuduktan ve BirGün’ün sayfalarında ödüllü haberlere imza attıktan sonra döndüğü memleketini ayağa kaldırmak için arkadaşlarıyla saygıyı hak eden bir irade ortaya koyuyor.

Birçok Defneli gibi yol arkadaşlarıyla birlikte yaşamını konteynerde sürdüren Mansuroğlu, öncelikli meselenin barınma sorununu çözmek olduğunu vurguluyor. Bunun için belediyenin kaynaklarının seferber edilmesi gerektiğini düşünüyor. Belediyenin borçlarının bekleyebileceğini ama barınma hakkının ertelenemeyeceğini dile getiriyor. Yaptığı ziyaretlerde her Defnelinin bir an önce hak ettiği evlere yerleşmesinin birinci görevleri olduğunu söylüyor. Yanı sıra, yetkiyi almaları durumunda ilçenin bozuk ve çamurlu yollarını düzeltmek için de hızlı hareket edeceklerini söylüyor.

“Neden birleşmediniz?”

Hatay’da sol seçmen, gerek büyükşehirde gerekse de Defne’de sol parti ve yapıların birleşmemesini büyük bir kayıp olarak görüyor. Halk bu nedenle sosyalistlere kırgın. Yerel seçimle ilgili sohbetlerde ilk dile getirilen mesele solun kuramadığı ittifak. Böylesi bir güç birliği oluşturulamadığı için “değişim” talebi bir türlü tek seçenek etrafında somutlanamıyor. Bu durum da Hataylı sol seçmeni, AKP karşısında kazanması en muhtemel seçeneğe oy vermeye mahkûm ediyor. Çünkü solun dağınık haliyle içinden bir seçim galibi çıkarabileceğine ihtimal verilmiyor. Hatay halkını haksız bulmak zor. Tabii sağlıklı bir ittifak için, tüm sosyalist yapıların dar grupsal çıkarları bir kenara bırakarak halkın acil talepleri etrafında yan yana gelmeyi kabul etmesi gerekiyor.

SOSYALİST KADROLAR

Mansuroğlu’na göre kendini diğer sol adaylardan ayıran en temel fark, sosyalist kadrolarla yola koyulması. Bunu, “Halk CHP’yi eleştiriyor ama Defne’deki sol adaylar eski CHP’lilerle yönetime talip oldu” sözleriyle izah ediyor. SOL Parti’nin belediye meclis adaylarının sosyalist fikirleri içselleştirmiş kadrolar olduğuna dikkat çeken Mansuroğlu, değişim iddialarının sadece kağıt üstünde kalmadığını, pratikte de bunu temsil ettiklerini kaydediyor.

Hatay’da yerel seçim öncesi halktaki en belirgin duygu, siyasilere dönük öfke. Oyunu CHP’ye vermeye devam edeceğini söyleyen yurttaşların büyük kısmı, sözünün bir yerine mutlaka eleştirel bir ifade sıkıştırmayı ihmal etmiyor. Birçoğu “AKP’ye karşı mecburen” CHP’den vazgeçemediğini söylüyor.

Mansuroğlu’nun deyimiyle “Defne’de yeni bir hikâye” isteyenlerin sayısı hiç de az sayılmaz. Bunu sokaklarda, mekanlarda gözlemlemek mümkün. “Değişim” Hatay’da ve Defne’de ortak beklenti. Değişim diyen herkes aklından birebir aynı şeyi geçirmiyor olabilir ama kadim kentin sakinlerinin bir arayışın içinde olduğu her hallerinden belli. Halk kendine başkandan çok, yoldaş arıyor. Burası açık.

Boğma rakı etkisi

Serbay Mansuroğlu’nun en dikkat çeken vaatlerinden biri boğma rakı tesisi. Yöre kültüründe boğma rakının özel bir yeri olduğunun altını çiziyor Serbay; Tekirdağ rakısı gibi Defne’nin de bu alanda bir marka olabileceğini söylüyor. Boğma rakı tesisi hem laikliğe dair yaşamsal değerleri savunmak hem de ilçenin kalkınma yolculuğunun bir parçası olabileceği düşünülerek hedeflerin ön sırasına koyulmuş. Seçim gezilerinde boğma rakı vadinin ne kadar etkili olduğu ve karşılık bulduğu anlaşılıyor. Neredeyse her iki kişiden biri rakı vaadinin Defne için çok doğru bir proje olduğunu belirtiyor.

ONU GÖRENİN YÜZÜ GÜLÜYOR

Diğer adaylara nazaran seçim çalışmalarına geç başlayan Serbay Mansuroğlu ve arkadaşları, bu dezavantaja rağmen kısa sürede önemli mesafe kat ettikleri görüşünde. Sahada da bunu kanıtlayacak emareler göze çarpıyor. Defne’nin sokakları SOL Partililer yürüdüğünde başka bir havaya bürünüyor. Güzel başlangıçlar bazen büyük zaferler kadar değerlidir. Defne şimdilerde tam da böyle bir başlangıca ev sahipliği yapıyor.

Belki de elini sıkan herkesin Serbay Mansuroğlu’na gülümsemesi bundandır. Çaldığı her konteyner kapısı, girdiği her ekmek teknesi, çamurlu kaldırımda karşılaştığı her yüz, eski bir dostu görmüşçesine Mansuroğlu’nun elini içten bir tebessümle sıkıyor. Tokalaşmaları kimi zaman bir kahkaha, kimi zaman sıcak bir kucaklaşma takip ediyor.

İnsanlar bir adaya değil de Defne’ye sarılıyor sanki. Defneli bir kadın, Mansuroğlu’nun iki elini avuçlarının içine alıp “Biz sola gideceğiz” deyiveriyor. Oy tercihinden bağımsız, ahali onun ve arkadaşlarının inadında Defne’nin yarınını görüyor. Nasıl ki o inat felaketten hemen sonra dayanışmaya hayat verdiyse şimdi de kenti yoktan var edecek siyasi faaliyeti örgütlüyor.

Defne’yi anlatan duvar yazısı

Defne, öteden beri muhalif karakterli bir ilçe. 2017’deki başkanlık referandumunda yüzde 93,5’lik oranla “Hayır” rekoru kıran bir “kale”den söz ediyoruz. Son cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı duruşu sergilediler. 31 Mart'ta da burada muhalefet içi bir yarış olacak. SOL Parti'nin yanı sıra CHP, TKP ve TİP de kendi adaylarıyla seçime giriyor. Ne var ki Defneliler, iktidar karşısındaki baş eğmez tutumlarına cevabı yıllardır ayrımcılıkla, yok sayılmayla aldılar. Depremden sonra yaşananlar da bunun devamı aslında. Gördükleri muamele Defneliler için şaşırtıcı değil. Ama Defneliler birbirlerini ve kentlerini çok seviyor. Bir duvar yazısı, onların yurtlarına olan bağlılığını başka hiçbir söze gerek duymadan anlatmaya yetiyor: “Gitmedik ki geri dönelim”.