Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohamed Hassan, motokurye Yunus Emre Göçer’in ölümüne neden olmuş ve 48 saat içinde yurdu terk etmişti. İhmaller zincirinin içinde kasıt var mıydı? Katil, bilerek mi serbest bırakılmıştı yoksa ortada basit kusurlar mı vardı? 9 Aralık’ta Filistin’le ilgili bir fotoğraf sergisini ziyareti sırasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a bu soru soruldu. Tunç bu soruya “Gündemimiz Filistin arkadaşım” diyerek cevap verdi.

İslamcılar, Filistin meselesini herkesi susturup kendi gündemlerini dayatmak için fırsat olarak kavrıyor. Fakat, düşünme kabiliyetini henüz kaybetmemiş kesimleri de ikna edemiyorlar. Kendilerine göre Filistin’e sadece onlar sahip çıkabilir, geri kalanların görevi de İslamcıları takip etmekten ibarettir. Çünkü onlar ve onların lideri Erdoğan, bu toprakların başına gelmiş en güzel şeydir. İslamcılar Starbucks’ı boykot ederek mi ses yükseltiyor? O halde Starbucks’ı boykot etmeyen Gazzeli bebeklerinin kanını içiyordur. Starbucks’a gidip kahve içip, ders mi çalışıyorsunuz? Siz insanlıktan nasibini almamış bir canisiniz.

NEDEN STARBUCKS?

Gençler haklı olarak soruyor, Starbucks’ı neden boykot ediyoruz? Söz konusu şirketin menşei ABD. İsrail’e vergi bile vermiyor, İsrail’de şubesi bile yok, İsrail’e açıktan destek açıklaması yapmamış, McDonalds gibi İsrail askerlerine yardım etmemiş. Starbucks Workers United, yani Starbucks işçi sendikası, İsrail’i kınayan bir açıklama yapınca, ABD’li siyonistler, şirketin New York’taki şubesini basmışlar, bunun üzerine şirket, bizim bu sendikayla doğrudan bir ilişkimiz yok demiş. Hepsi bu… Şirketin eski ve en önemli CEO’su Howard Schultz’un Yahudi kökenli bir ABD’li olması dışında, Starbucks ile İsrail’in doğrudan bir ilişkisi bile yok. Dolaylı ilişkiler elbette var ama İsrail’le suç ortaklığı kabilinden bir adım atmamış Starbucks. Peki neden Starbucks’ı boykot ediyoruz? İşte bu soruya henüz ‘Starbucks Mücahitleri’nden kayda değer bir cevap duyabilmiş değiliz.

BAŞARININ ANAHTARI

Buna karşın, Filistinliler (evet, Filistinliler) sadece son 2 aydır değil, 18 yıldır (evet, 18 yıldır) aktif bir boykot örgütlüyorlar. 2005 yılında Filistin diasporasını oluşturan 170 sivil toplum örgütü, sendika, dernek, vakıf bir araya gelerek BDS Hareketi’ni kurdu. BDS’in açılımı Boykott, Divestment ve Sanctions… Türkçe ifadesiyle, boykot, tasfiye ve yaptırımlar…

BDS Hareketi diyor ki, “Maksimum etki için stratejik olarak nispeten daha az sayıda şirket ve ürüne odaklanmalıyız”. Bu haliyle, Filistin diasporası, kendi boykotlarına “Hedefli boykot” adını veriyor ve adı üzerinde, hedefe yani İsrail’in doğrudan suç ortaklarına odaklanıyorlar. Dolayısıyla hedeflerinde Yahudi sermayeli tüm şirketler yok, israil’in savaş suçlarında işbirliği yapan tüm şirketler var. Bu haliyle boykot edilen şirketin Yahudi sermayeli olup olmaması da önemli değil. Böylece amaçları, İsrail’in savaş suçlarında ortaklık kuran şirketleri tüketimden gelen güçleriyle yıldırmak. Peki başarıyorlar mı? Evet!

Peki BDS Hareketi’nin aktif boykot listesinde hangi şirket yok? Evet, Starbucks mücahitlerinin haberi olmasa da Filistin diasporasının kurduğu BDS Hareketi’nin aktif boykot listesinde Starbucks yok. Peki neler var?

Hewlett Packard Inc. Daha bilinen adıyla HP var mesela… Bilgisayar firması… HP, İsrail ordusunun bilgisayar donanımlarını sağlıyor, Filistin halkının gözetim altında tutulmasına neden olan yazılımları üretiyor.

Boykot edilen bir diğer şirket ABD Merkezli gayrimenkul danışmanlık şirketi RE/MAX. Neden boykot listesinde? Çünkü Filistin’in işgal edilen toprakları üzerine inşa edilen yasadışı İsrail mülklerini pazarlıyor.

Bir diğer şirket Siemens. Boykot ediliyor çünkü bu şirket, İsrail’in yasadışı yerleşimlerini de içeren elektrik şebekesini Avrupa’ya bağlayan EuroAsia Interconnector projesinin inşasını üstlendi.

PUMA BOYKOTU

Ve boykot listesinin en başındaki şirket; Puma… Tüm dünya gibi İsrail’de de futbol kamuoyu oluşturmak için son derece önemli bir sektör. İsrail de futbolu, işgali meşrulaştırmak için kullanıyor. Yasadışı yerleşimcilerin kurduğu futbol kulüpleri İsrail Ligi’ne taşınıyor ve böylece işgal altındaki topraklar futbol aracılığıyla meşrulaştırılmış oluyor. İşte İsrail Ligi’nin ve İsrail Milli Takımı’nın sponsoru Puma’ydı. “Puma”ydı diyorum çünkü BDS Hareketi’nin boykotu başarıya ulaştı ve şirket, 12 Aralık’ta İsrail ile anlaşmalarını askıya aldıklarını duyurdu. Bakalım İsrail Milli Takımı, gelecek yıl formalarını hangi markadan alacak? Puma’nın başına gelenler ortadayken, bu ihaleye ortak olmak isteyen şirketler bir daha düşünmek zorunda.

DELİ GÖMLEĞİ

Fakat tüm bu gelişmelerden Türkiye’deki ‘Starbucks Mücahitleri’nin haberi yok. Onlar, ne Puma’nın, ne HP’nin, ne Siemens’in ne RE/MAX’ın boykot edildiğini farkında bile değiller. Neredeyse kimsenin boykot etmediği Starbucks’a takmış durumdalar. Starbucks’a gidenlere saldırıyor, kendilerini matah bir şey yapmış zannediyor, vicdanlarını rahatlatıyorlar. Hedefi olmayan, İsrail’e nasıl bir zarar verdiği belli olmayan bu boykot elbette sonuç da alamıyor. Fakat Starbucks’ı boykot ederek, Starbucks’ın müşterisi konumunda olan Türkiye’deki kentli, beyaz yakalı, meslek sahibi, ücretli kesimleri hedef gösterebiliyorlar. Hiçbir şeye yaramasa da, dünyanın geri kalanında böyle bir boykot uygulanmasa da, Türkiye’de muhalif halk kesimlerini itibarsızlaştırmak adına elverişli olduğu için Starbucks’ı boykot ediyorlar. Etmeyenleri de İsrail işbirlikçisi olmakla suçluyorlar. Fakat, Filistin diasporasının zaferle sonuçlanan Puma boykotundan haberleri dahi yok. Hatta Puma’nın bu kararı kendiliğinden aldığını zannederek Puma’yı alkışlıyorlar. Bu nedenle İslamcılık, Türkiye halkına giydirilmeye çalışılan bir deli gömleğine benziyor.