2010 yılının Ekim ayında, Nijerya’nın en kalabalık kenti Lagos’taki bir otobüste, Wasiu Karimu adlı bir adam, bileti olmadığı için otobüsten inmekte olan bir kadına bağırmaya başladı: “Penisimi çaldın! Penisimi geri ver!”

Korkuyla kasığını tutarak bağıran adam ve suçladığı kadın otobüsten indirildi. Öfkeli bir linç kalabalığının kuşattığı ‘penis hırsızı’ kadını devriye polisleri kurtardı. Mağdur ve sanık karakola götürüldüler. Burada Wasiu komisere penisinin yavaş yavaş geri geldiğini söyledi. Organın yerinde olduğu anlaşılınca, yalan söyleyerek ortalığı karıştırdığı gerekçesiyle tutuklandı.

Olaydan kısa süre sonra Wasiu’nun yaşadığı mahalleye gidip araştırma yapan yazar Frank Bures’un The Geography of Madness (Deliliğin Coğrafyası, 2016) adlı kitabında anlattığına göre, Wasiu’nun mahallesindeki çetenin üyeleri, karakola giderken kadının penisi büyü yoluyla tekrar yerine koyduğuna, aslında Wasiu yerine kadının tutuklanması gerektiğine inanıyordu.

Bu ‘penis hırsızlığı’ sorunu Nijerya’da zaman zaman artan ama hiç yok olmayan bir dert. Özellikle 1960’ların sonlarından 1977’ye kadar olan sürede tam bir salgına dönüşmüş, sonra 1990’da tekrar patlayana kadar ortalık biraz sakinleşmiş.

Yeni psikiyatrik araştırmalar sayesinde bugün bunun ‘Koro Sendromu’nun Batı Afrika kültürüne göre biçimlenmiş bir versiyonu olduğu biliniyor. Genellikle Güneydoğu Asya ve Çin’de görülen Koro Sendromu, kişinin genital organlarının büzülüp küçülerek vücudun içine kaçması ve ölüme yol açması korkusuyla yaşadığı ilginç bir rahatsızlık. Hindistan, Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerde görülen ‘Dhat’ adlı bir başka versiyonunda, çoğunlukla erken boşalma ve iktidarsızlıktan -erkek- egemen düşünme biçiminin nasıl işlediğini ‘iktidarsızlık’ kadar net özetleyen çok az sözcük vardır!- mustarip kişiler, menilerinin tükenmesi sonucu cinsel organlarının geriye çekilerek bedenlerinin içinde kaybolacağı endişesi yaşıyor. Bu sendromlara, memelerin geriye çekilip küçülerek bedene girmesi veya vulvanın kendi içine doğru çökmesi gibi endişelerle kadınlarda da rastlanıyor. Ama bu oran, varoluşunu genellikle önündeki uzantıyla tanımlayan erkeklere kıyasla çok az.

Koro Sendromu’nu merkeze alarak söylersek, bu rahatsızlıklar genellikle doğu ve güneydeki azgelişmiş ülkelerde ortaya çıkıyor. Batıdaki örnekleri o denli az ki, konuya dair makaleleri takip ederseniz tek tek sayılabildiğini görüyorsunuz: İrlanda’da 1 (İrlanda Psikolojik Tıp Dergisi’nden, 1993), Yunanistan’da 1 (Urologia Internationalis’deki bir makaleden, 2006), İspanya’da 1 (25. Avrupa Psikiyatri Kongresi’nde sunulan bir posterden, 2017), Türkiye’de 2 (Türk Psikiyatri Dergisi’nden, 2007) vd.

***

Toplumsal baskı ve utançtan dolayı klinik muayeneye, dolayısıyla rapor ve makalelere yansımayan vakaların sayısı daha fazladır büyük olasılıkla. Yine de sonuç değişmiyor: Bu erkeklik krizi özellikle kadınların baskılandığı geleneksel Afrika ve Asya toplumlarında ortaya çıkıyor; Boko Haram’ın, Taliban’ın topraklarında…

Psikiyatri terminolojisinde ‘kültüre özgü’ (culture-bound) olarak tanımlanan bu sendromların birçok farklı nedeni olabilir. Hem simgesel hem de gerçek anlamda bir iğdiş edilmenin kitlesel törenlerle kutlandığı ülkelerde sık rastlanmasına bakılarak sünnetle ilişkili olabileceğini öne sürenler var örneğin. Bu penis kaybı korkusunun aslında ‘penis kaybı arzusu’ndan kaynaklanıyor olabileceğini öne süren Freudyen görüşler de var; sadece kadınlığın değil eşcinselliğin de baskılandığı, gizli eşcinselliğin yaygın olduğu erkek-egemen toplumların verilerine bakılırsa son derece akla yatkın görüşler bunlar.

***

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan LGBTİ+ karşıtı mitingi de bu bağlamda ele almak mümkün. Mitingde en çok dile getirilen şeyin ‘cinsiyetsizleştirilme korkusu’ olması, mitingi düzenleyenlerin açıkça Dhat Sendromu’nu anımsatan “Aile yapımızı bozmaya, üremeyi durdurmaya çalışıyorlar.” şeklindeki açıklaması, bunun Koro Sendromu’nun Türkiye’ye uyarlanmış bir kitlesel histerik versiyonu olabileceğini düşündürüyor.

Belki öyledir, belki değildir. Ama yine de dikkatli olmakta fayda var; metrobüste “Penisimi çaldılar!” diye bağıran adamlarla karşılaşmıyorsunuz diye hemen rahatlamayın, etrafınız penisinin/eril iktidarının çalındığını düşünen bir 'sessiz Koro'yla kuşatılmış olabilir.