Yoğun bir dönem sonrası tekrar sizlerle beraber olmaktan çok mutluyum. Şehir değiştirmek, yerleşmek, işleri güçleri yoluna koymak bizim gibi sürekli seyahatte olanlar için her ne kadar daha kolay olsa da biraz uğraştırdı. Bir taraftan da iyi oldu, biraz kafayı dinledim, güzel şeyler biriktirdim ve karşınızdayım. Hemen buradan da söylemiş olayım, kendi YouTube kanalım içinde çok güzel içerik akışı oluşturdum. Eylül ayından itibaren haftalık içeriklerle orada da birlikteyiz.

Yapay zekâ ile ilgili çok şey okuma, deneyimleme fırsatım oldu. Çok tuhaf bir süreçteyiz. Bu yapay zekâ iyi mi? Kötü mü? İşte cevabını kimsenin bilmediği soru bu… (aslında biliyoruz ama bilmiyormuş gibi de yapıyoruz.) Bir bakıyorsunuz harika bir şey, bir bakıyorsunuz eğer bunlar olursa geleceğimiz çok karanlık diyebiliyorsunuz. Benim gözlemlerim, düşüncelerim ne, gelin ben size onları paylaşayım. Bakalım ortak noktalar, aytıştığımız yerler var mı?

***

Yapay zekâyı kullanmayı bilmek, ondan verimli bir şekilde faydalanmak mümkün.

Nasıl kullanacağız? Nasıl güveneceğiz?

Bu konuyla ilgili Instagram’da, YouTube’da pek çok video var. Herkes size bir şeyleri nasıl çabucak halledebileceğinizi öğretiyor. Daha çok sabun köpüğü olan bu içerikleri izlerken heyecanlanıyorsunuz, birkaç uygulamayı hemen indiriyorsunuz değil mi? Sonra? Sonra kimse bir daha o uygulamayı açmıyor ya da adını hatırlayamadığı için bir daha bulmaya uğraşmıyor. Bu konuyu bir kenara not edelim dursun.

Financial Times’da bir yazı okumuştum. Eş bulma uygulaması Tinder’ın nasıl ve neden kullanımının azaldığı yazıyordu. Sebebi çok enteresandı. Normalde eşleştiğiniz kişi ile yazılı iletişime geçiyorsunuz, profillerinizi inceliyorsunuz ve bir süre sonra ya buluşuyorsunuz ya da bir daha karşılaşmamak üzere iletişimi kesiyorsunuz. İşte yapay zekâ ile bu ön tanışma, yazışmaları yapay zekâ sizin için yapıyor, muhabbet bir noktaya geldiğinde karar veriyor ve diyor ki siz bu kişi ile arkadaş olabilirsiniz ya da olamazsınız. Ön yazışma işini eski tabirle chat işini yapay zekâ sizin için yapıyor. Karşınızdaki de yapay zekâ kullanıyorsa vay halinize. İki yapay zekâ sizin kiminle eş olacağınızı belirlemiş oluyor. Korkunç değil mi? Bana korkunç geliyor. Sizi bilemem. Belki hayatınızın kalan kısmını geçireceğiniz kişi yapay zekâ kriterleriyle sizinle karşılaşmadan elenebiliyor. Tersi de olabilir tabi ki. O da enteresan, hayatınızın kalan kısmını iki yapay zekâ sayesinde eşleştirildiğiniz biri
ile geçireceksiniz. Neresinden bakılırsa bakılsın bana tuhaf geliyor.

Bir başka konuda tam anlamıyla sanal, yapay zekâlı fenomenler. Pek çok büyük marka gerçek fenomenlerle uğraşmaktan bıkmış olacak ki kendi sanal fenomenlerini oluşturmuş durumda. Milyonlarca takipçisi olan, yapay zekâlı bu sanal fenomenler size pek çok ürünü aldırıyor, paylaşarak diğer insanların almalarını sağlamanıza yol açıyor. Devlerde cirolarına ciro katmaya devam ediyor. Hiçbir şeyin gerçek olmadığı bu dünyada bir tek gerçek var. O da sizin cebinizden para çıkması. Tabi ki bir hizmet ya da ürün almış oluyorsunuz elbette, ancak o ürüne belki hiç ihtiyacınız yok. Bir şekilde sizin önünüze çıkartılıyor ve tüketim çılgınlığına ortak olmuş oluyorsunuz.

Yapay zekâ sizin için ödevlerinizi yapıyor, hayatta yapamayacağınız resimleri, tabloları çiziyor, müzikleri hazırlıyor, filmleri montajlıyor ve siz bunları paylaşarak mutlu oluyorsunuz. Övgü açlığıyla sosyal medya hesaplarınızdan paylaşıyorsunuz. Farkında olarak, ya da pek çok kişi için söyleyebilirim, farkında olmadan bu yapay zekâ çukurunun içerisine çekiliyorsunuz. Tüm dünya bilinçsiz bir şekilde bu daha ne olacağı belli olmayan dünyanın içerisinde kendine yer tutmaya çalışıyor. Bir sürü paralar harcıyor, zamanını emeğini ortaya koyuyor. Sonucu ne olacak bilmeden üstelik.

***

Bu konuda bana göre yapay zekâ konusunda bilinçli bir kullanıcı olmak ilk öğretilmesi gereken konu. İnternet ilk çıktığında hepimiz bilinçsiz bir şekilde bu ortama doluştuk. Teknolojiye artık eskiye oranla çok daha hakimiz, en azından aşinalığımız yüksek diyebiliriz. Are you kola? Are you sex? Değil çok daha ileri gidebileceğimiz bir başlangıç olmalı. İşin kolaya kaçarak ödev yaptırma kısmını değil, bu yeni teknoloji ile neleri başarabileceğimizi araştırmalı, eğitilmeli ve bu alanda uygulamalar, projeler geliştirmeliyiz. Farkındaysanız yine eğitim diyorum. Başka bir şey demiyorum. Doğru kullanıldığında teknoloji hem çok para kazandıran, hem bireysel hem de ülke olarak çok büyük avantajlar kazanabileceğimiz harika bir alan. Bunun için bir petrole, doğalgaza, değerli madenlere ihtiyacımız yok. Tüm doğal güzelliklerimize el değmeden. Ülkemizin kaynaklarına el sürülmeden ülkemize, kendimize gelir sağlayabileceğimiz bir alan. Üstelik tek yapmamız gereken gençlerimize yatırım yapıp onların bu yolda önlerini sonuna kadar açmak. Göreceksiniz gerisini onlar çözecek zaten. Üstelik bunun için dünyanın neresinde olduklarının bile önemi yok. İnternet erişimleri olması ve alanlarında doğru ve sağlıklı bilgiyle donatılmış olmaları yeterli.

Sonuç olarak teknolojiden, onun ürünü yapay zekadan korkmadan, doğru kullanmayı bilerek bu alanda var olmalıyız. Sonrası kolay, yeter ki gençlerin, eğitimini küçümsemeden, çarpıtmadan almalarının sağlayalım. Keyifli bir hafta sonu dilerim.