Halen sürmekte olan pandemi döneminde çalışanların en sık karşılaştıkları sorunlardan biri de şüphesiz ki ücretlerine ilişkin sorunlardır. İşverenler salgın döneminde yaşadıkları ekonomik sıkıntıları, “kaçınılmaz olarak” çalışanlarına yansıtırlarken devlet desteklerinin yetersiz oluşu da bu konudaki sorunları daha da üst boyutlara taşımaktadır.

Çalışanlar kapanma dönemlerinde kısa çalışma ödeneği ve/veya ücretsiz izine sevk edilerek, düşük ödeneklerle zaten bu dönemden paylarına düşen olumsuzlukları yeterince almışlar, işten çıkarma yasağının kalkması ile birlikte işlerini de yitirmişlerdir. Bu dönemde işlerini kaybetmemiş olanlar ise işverenlerin işçi ücretlerine sıfır zam ve/veya ücretten indirim, ikramiye, sosyal haklar gibi ödemelerin kaldırılması gibi teklifleri ile karşı karşıya kalmaktadır.

Bu arada pandemi döneminde zorunlu olarak hayatımıza giren evden çalışma pek çok kuruluş için olağan bir uygulama haline gelmiş ve konu ile ilgili bir yönetmelik yayınlanmasına karşın bu yönetmelik evden çalışanların sorunlarına olumlu bir katkıda bulunmamıştır.

Şimdi işverenlerin işçi ücretlerine ve ücretin eki olan ikramiye, sosyal yardım gibi bazı ödeme kalemlerine müdahaleleri konusuna ilişkin önemli bir Yargıtay kararı ile konumuza devam edelim.

Öncelikle İş Kanunu’muzda bu konuyu düzenleyen 22. madde açık bir biçimde işçinin kabulü olmaksızın iş koşullarında (ki buna ücret konusu dahildir) bir değişikliğin ancak işçinin onayını almak suretiyle yapılabileceğini belirtiyor ve işçinin onayının olmadığı değişikliklerin işçiyi bağlamayacağını belirtiyor.

Madde: 22

“ İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz.”

Açıkça görülebileceği gibi İş Kanunu’muzun bu maddesi olağanüstü bir döneme istisna tanımamaktadır. Dolayısı ile pandemi dönemi gerekçe gösterilerek, yasaya aykırı bir biçimde ücretten indirim söz konusu olamaz.

Yüksek yargı vermiş olduğu bahse konu kararında, şartların değişmesinin sonuca etkisinin olmadığını da söylüyor ve “ahde vefa” ilkesine vurgu yapıyor:

“Hukukun temel ilkelerinden birisi olan ahde vefa ilkesi gereğince taraflar, yaptıkları bir sözleşmeye, şartlar sonradan değişse dahi uymak zorundadırlar. Ahde vefa ilkesi, sözleşmenin taraflarından birisinin tek taraflı iradesi ile sözleşmenin içeriğini diğer tarafın aleyhine değiştirememesini gerekli kılmaktadır.” ( Y.9.H.D. E. 2020/6849 K.2021/4195 T.17.02.2021 )

Yine aynı kararında yüksek yargı ücret ve eklerine yönelik bu tür değişikliklerin 22. Madde kapsamında olduğunu ve işçinin onayı olmaksızın bu tür değişikliklerin işçiyi bağlamayacağını belirtiyor.

“İşçinin aldığı ücret miktarının düşürülmesi, ikramiyenin veya sosyal yardımın kaldırılması, işçinin işyeri organizasyonunda mevcut görevinden daha alt seviyedeki bir göreve atanması, çalışma koşullarının ağırlaştırılması gibi durumlar, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi anlamında iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişiklikler, yukarıda sözü edilen kurallar doğrultusunda ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz.”

Bu kararda en önemli bölüm ise şüphesiz ki işçi kabul etmediği halde işverenin ücreti indirip, işçiye daha düşük bir ücret ödemesi koşulunda ne olacağı sorusunun yanıtıdır. Bu konuda yüksek yargı işçi düşük ücreti alıp, bordroya imza atmış olsa dahi bunun bir kabul anlamına gelmeyeceğini ve işçinin eksik ödenen ücretinin farkını talep etmek hakkının olduğu görüşündedir:

“Ücret indirimine dair esaslı değişikliğin işçi tarafından açıkça kabul edilmemesine rağmen ödeme döneminde daha az ücret ödenmesi, hatta bu ödemeye dair ücret bordrosunun işçi tarafından imzalanması durumunda dahi işçinin fark ücret isteme hakkı devam eder.”

Evet, bu karardan da açıkça anlaşılabileceği gibi yaşamlarını sürdürebilmek bakımından emeğinin karşılığı olan ücretinden başka geçim kaynağı olmayan işçilerin ücretlerini yasa korumaktadır. Değişen ekonomik koşullar; işçi ücretlerinin düşürülmesi, çalışma koşullarının değiştirilmesi, gibi konularda kendi onayları olmaksızın işverenlere tek taraflı olarak değişiklik yapmak hakkı vermez. Dileriz özellikle Pandemi dönemini kullanmak isteyen kötü niyetli işverenlere örnek olur bu karar.