Şimdilerde en sık tekrarlanan kelime nedir? Fatura!

Çünkü zamlı faturalar geliyor peş peşe… Elektrik, doğalgaz, likit gaz, mazot, benzin…

Fatura? Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulasıdır. Aklınıza hemen oy pusulası da gelmiştir, merak etmeyin ona da geleceğim.


Gündelik alışverişte fatura yerine fiş alırsınız. Alışverişlerde ödenen paranın miktarını, vergilerini, alışverişin yapıldığı tarihi gösterir. Bir nevi fişlenirsiniz, merak etmeyin ona da geleceğim.

Fiş ayrıca prizden elektrik akımı almaya yarayan araçtır ki elektrik fişini de akla getirdiğinden anlamı bir kez daha çarpıcıdır, nitekim şimdi hep elektrik çarpıyor. Kendileri iktidara gelmeden önce her evde priz olmadığını yani fırın ve buzdolabı olmadığını iddia etmişlerdi, son olarak “Sizin hayatınızda sadece mum vardı mum, gaz lambası vardı” deyip elektriği de kendilerinin getirdiğini ileri sürdüler. Doğrudur, bu denli zamlı elektrik hiç getirilmemişti! Gerçi tam da böyle konuşurken bir yatsı vakti onların mumları söndü ve Isparta'dakilerin mumları yandı, çünkü orada günlerdir elektrik yoktu.

***

Fiş dedik ya, fiş bir de okuma yazma öğretiminde kullanılan, üzerine hece, kelime, cümle yazılı karton parçasıdır. Şimdi sınıf mücadelesi okuluna yeni başlayan emekçiler ellerinde karton pankartlara hece hece, kelime kelime, kendi direnişlerinin slogan cümlelerini yazıyorlar, sınıf mücadelesinde kendilerini eğitiyorlar. Kuryeler, tekstil işçileri, metal işçileri, maden işçileri, market işçileri, kısaca her sektörde mücadele var. Son bir ayda birçok grev veya işçi direnişi yaşandı, yaşanıyor. İktidarın fahiş elektrik zammına karşı tepkiler devam ediyor.

Semra Kardeşoğlu BirGün’deki haberinde direnişe katılan Diyarbakır Bismilli Serhat’a ne istediğini, ne hayal ettiğini soruyor. Serhat cevap veriyor: “Ben ortaokul sonrası çalışmak zorundaydım. Şimdi 1 çocuğum var. Onun, eşimin aç kalmaması en büyük isteğim. Kızım daha güzel yerlerde otursun, güzel işi olsun istiyorum. Misal bir yere gezmeye bile gitme imkânı yok. Tek gittiğimiz, işte memlekette cenaze olursa o.”

***

Tek gidebildikleri yer, memleketindeki cenaze!

Direnişleri sayesinde ücretlerdeki artış da kısa vadeli, bunu onlar da biliyor, tıpkı asgari ücret zammının daha bir ayı dolmadan eriyip gitmesi gibi… Ama olsun, asıl kazanımları yeni başladıkları sınıf okulundaki mücadele tecrübesidir. Diğer emekçilere örnek olmalarıdır.

Evet, enflasyon o kısa vadeli ücret kazanımlarını bile bir çırpıda yutuyor. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) yıllık enflasyonu yüzde 115 olarak bildirdi. TÜİK’in “resmi” enflasyonu bile yüzde 48’i aşarak 19 yılın rekoru kırıldı. Ama, o meşhur sözde olduğu üzere, bunlar daha iyi günlerimizmiş! Bakan Nebati “Enflasyon nisanda zirveyi görecek” diyor.

Elbette tuzu kuru saraylıların alışveriş fişleriyle bir işi yok, fiş deyince sadece kimleri fişleyeceklerini biliyorlar. Kendilerinden olmayanlar hakkında dosya açmak, fişlemek peşindeler. Fişlenmişsen yandın, iş bile bulamıyorsun.

***

Meclis muhalefeti de sokaklardaki protestoları sanırım can sıkıntısıyla izliyordur. Hani o sokağa çıkmayın, taşkınlık yapmayın dedikleri emekçilerin protestolarını… Oysa sahadaki Sol güçler vahşi kapitalizmin uygulandığı bir süreçte gidilecek seçimi sol içi dar bir perspektifle tartışmaktan, milletvekili pazarlıklarına girmekten uzak duruyorlar, gündemdeki sorunlara benzer tepkiler veren sosyalist kesimler arasında oluşan dayanışma ve mücadele ortaklaşmalarını öne çıkarıyorlar.

Aslında saraylılar şimdilik Sol güçlerden çok sokaklarda aniden esmeye başlayan emekçi rüzgârlarının fırtınaya dönüşmesinden korkuyorlar. Çünkü, geçenlerde de söylemiştim, henüz yaptıkları bir çağrıyla yüz binleri sokaklara dökecek bir Sol güç olmadığını biz de biliyoruz onlar da… Ama saraylılar her zamanki gibi ön almak, şiddetle bastırmak için hazırlıklı olmak peşindeler. Sol güçlerin ise böyle bir fırtınaya hazırlıklı olup olmadıkları ayrı bir mesele ve asıl mesele de zaten bu değil mi?

Üstelik saraylılar çıtayı daha da yükseltip 100 yıllık bir hesaplaşmadan söz edebiliyorlar. Nitekim AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı, “2023'te 100 yıllık hesaplaşma olacak” demiş. Varsın olsun. Hesaplaşmadan kaçan yok.

***

Hâlihazırda 20 yıllık hesaplaşma sokaklarda yeniden başladı işte. Sadece oy pusulasını beklemeden, vahşi sömürünün faturalarına karşı hesap pusulası çıkartanlar, hesap soranlar sokaktalar.

20 yılın faturasını mutlaka ödetecekler.