*Kimse üzerine alınmadığı için “müzik sektörü”ndeki krize çözüm üretecek bir yetkili bulamadığımdan, bir makam belirtmeksizin, belki müziği seven devlet kademesinde ya da yerel yönetimlerde bir “yetkili” bulmak umuduyla durumdan vazife çıkararak bu yazıyı paylaşıyorum.

Eyyyyy yetkili,

müzisyenler havayla, suyla beslenen göl kenarlarında toplu halde yaşayan, erkekleri avlanan, kadınları çocuk bakan canlılar değillerdir.

Eyyyyy yetkili,

müzisyenler gecesi gündüzü olmayan, hafta sonu tatili nedir bilmeyen, doğuştan gelen yeteneği bir enstrümana hakim olabilmek için yıllarca çalışarak sanata dönüştüren ve de karşılığında aldıkları 3 kuruş parayla geçinmeye çalışan sanat emekçileridir.

Eyyyyy yetkili,

müzisyenler çoluk çocuk sahibi olan, onların eğitimlerini önemseyen kira ödeyen, doğalgaz, su ve elektrik faturalarını yatıran, hiçbir sosyal güvenceleri olmayan ve emeklilikleri hayal olan anne ve babalardır.

Eyyyyy yetkili,

müzisyenler askerliğini yapan, vergisini veren, seçimlerde oy kullanan, vatanı için canını feda etmekten çekinmese de hiçbir zaman savaştan yana olmayan Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözünü rehber edinmiş bu ülkenin barışçıl, hümanist, çağdaş vatandaşlarıdır.

Eyyyyy yetkili,

müzisyenler bu kaba saba, hoyrat dünyanın dışında kalabilmeye çabalayan, sesleriyle, enstrümanlarıyla yaptıkları şarkılarla dünyayı güzelleştireceklerine inanmış, haktan, adaletten, eşitlikten, hukuktan yana, acımıza da, sevincimize de, hüznümüze de tercüman olan naif insanlardır.

Evet, şimdi 40 yıla yaklaşan bir müzisyen ve bir meslek birliği yöneticisi olarak soruyorum…

Eyyyyy yetkili,

otobüsler, uçaklar, minibüsler tıklım tıklım doluyken, topluca namazlar kılınıp, mitinglere gidilirken, plajlarda, sahil kenarlarında dip dibe güneşlenirken, denize girilirken bizim suçumuz nedir ki konser alanlarında, konser salonlarında performans mekânlarında seyirci kapasitesi en az yüzde 65 oranında düşürülüyor? Her yer insandan kalabalıktan geçilmezken biz niye boş salonlara çalıyoruz? Sosyal mesafe niye özellikle bizim sektörümüzde böyle yıkıcı oluyor? Çalışma saatlerimiz gece 24.00 ile sınırlanıyor?

Eyyyyy yetkili,

pandemi dönemi başlangıcında “Acil Yardım Paketi”nde bütün sektörlerden söz edilirken müzik sektörü niye görmezden geliniyor? Yurtdışında neredeyse tüm devletler kültür endüstrilerine destek sağlarken sizler niye sadece işverenleri ve sermayeyi gözetiyorsunuz? Tarikatlara, vakıflara, yurtlara milyonlar aktarılırken müzisyenleri niye yok sayıyorsunuz?

Eyyyyy yetkili,

sinema, tiyatro, opera, müze girişlerinde KDV oranı yüzde 1 iken konser biletlerinde bu oran niye uygulanmıyor? Pandemi döneminde niye hâlâ eğlence vergisi, rüsüm (Belediyenin sunduğu su, elektrik gibi hizmetlerde hizmet bedel) alınıyor?

Eyyyyy yetkili,

Meslek Birlikleri kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları iken eser sahibi meslek birliklerinden alınmayan- telife dayalı olduğu için- kurumlar vergisi -ki böyle olması normal- niye Türkiye’deki tek yorumcu meslek birliği olan MÜYORBİR’ den alınıyor?

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca üretilen, ithal ya da ihraç edilen kaset, CD, DVD, fotokopi makinesi vs. gibi kopyalamaya imkân sağlayan araçlardan alınan yüzde 3’lük kesinti Özel Kopyalama Harcı diye bir fonda toplanmaktadır. Bu bir yerde sanatçının tazminatıdır. Biriken bu parayı ilgili meslek birlikleri aracılığıyla on binlerce üyeye dağıtmak için ne bekliyorsunuz? Bu zamanda sanatçının, söz yazarı-besteci ve yorumcunun yanında olmayacaksanız da ne zaman olacaksınız?