“Bugün bayram/Erken kalkın çocuklar/Giyelim en güzel giysileri/Elimizde taze kır çiçekleri 

Üzmeyelim bugün annemizi…” Bu yaşımda bile bütün bayramlarda ,Barış Manço’nun bu güzel şarkısı takılır dilime. Aslında sözlere baktığımız zaman nakarat bölümü hariç gayet hüzünlü bir şarkıdır “Bugün Bayram”. Bir babanın eşini kaybettikten sonra bir bayram günü  çocuklarıyla beraber hazırlandığı kabristan ziyareti öncesini anlatır. Ben birkaç sene öncesine kadar bilmiyordum bunu.

Hatta şarkının A bölümünü nakarata pek hazırlamıyor diye beğenmemişliğim de vardı. Ama hikâyeyi öğrendikten sonra Barış Manço’nun yapmak istediğinin tam da bu olduğunu yüreğimin en derininde hissetmiştim. İşte bu yüzden bir tane Barış Manço, bir tane Cem Karaca, bir tane Fikret Kızılok var. Bayram günleri benim çocukluğumda dargınların barıştığı, düşmanlıkların unutulduğu, dostluktan yana yeni bir sayfa açmayı mümkün kılan günlerdi. Ben bu bayramda çocukluğumdaki bu duyguyu yeniden yaşıyorum sanki. 

KAFAMIZDA ACABA SORULARI VAR 

Özellikle 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sonra sanat dünyasında olumlu bir hava esiyor desem yanlış olmaz. Ama yine de birçok müzisyen arkadaşımın konserlerle, festivallerle ilgili çekincesi herkesin kafasında bir “acaba” sorusu var. Bildiğiniz gibi konser ve festivaller ya yerel yönetimler, ya da mülki amirlikler tarafından yasaklanıyor. Burada özellikle yeni seçilen yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Zira yıllardır özledikleri sanatçıları göremeyen, konserlerini izleyemeyen milyonlarca insan artık bu hasretin sona ermesini bekliyor. Yeni seçilen yerel yöneticilerimize hatırlatmakta fayda var. Bir konser hele hele bir festival düzenlemek herkesin altından kalkabileceği bir şey değil. Diyelim ki bir festival düzenlenecek. Aylar öncesinden hem mülki amirliklerden hem de belediyelerden izinler alındıktan sonra, festivalin yapılacağı alan seçiliyor, o alanın kirası ödeniyor. Konser alanındaki arazide iyileştirmeler yapıldıktan sonra tuvaletler, duşlar, çadır alanları vs. için yerler ayrılıyor. Ses- ışık sistemi firmalarıyla anlaşmalar yapılıyor ve belli bir kapora ödeniyor. Sonra sanatçılar belirleniyor onlara da avansları veriliyor. Özel güvenlik, teknik, ulaşım, konaklama, lojistik, sağlık, kulis, sigorta, reklam, pr, tanıtım derken organizatörlerin karşısına inanılmaz bir bütçe çıkıyor. Bu yüzden geçtiğimiz yıllarda birçok festival yapımcısı festival yapmama kararı aldı. Zira bütün resmi izinler alındıktan ve hazırlıklar yapılıp ön avanslar ödendikten, biletler satışa çıktıktan sonra birçok büyük festival ne yazık ki iptal edildi. Burada maddi olarak binlerce, yüzbinlerce değil milyonlarca liralık zarardan söz ediyorum. 

SİZLER DE SEÇİLDİNİZ ONLAR DA SEÇİLDİ 

Buna bir de yaşadığınız stresi, gerginliği, yorgunluğu, mahkeme mahkeme dolaşmayı ekleyin. Kim girer böyle bir işe? Kültür ve sanat etkinlikleri daha önce de söylemiştim belediyelerin asli görevleri içerisine girer. Bunun için hangi partiden seçilmiş olursanız olun en azından sanat üzerinden kutuplaşmaya son verin. Sanatçıları, siyasal görüşlerine göre değil, sanattaki yetkinliklerine ve halktaki karşılıklarına göre değerlendirin. Ama en önemlisi kararlı olun. En ufak bir siyasi baskıda geri adım atmayın. Unutmayınız ki sizler de seçildiniz, onlarda.. Hepinize iyi bayramlar. Kalın sağlıcakla.