Bir okurumuz “Devletin uygulamakta olduğu ve tezat teşkil eden bir uygulamasını sizin aracılığınızla kamuoyuna sunmak istiyorum, takdir sizin” diyerek gerçekten de sosyal devlet olmanın felsefesine aykırı bir konuya dikkat çekmiş ve diyor ki;

“Vatani görevini bedelli değil de fiilen yapan çalışanlar, çalıştığı sırada aldığı ücret kadar ücret alamadığı için mali olarak hak kaybına uğramaktadır. Bu yetmiyormuş gibi üstüne, fiilen askerliğini yapmasa sigortası yatırılacakken, vatani görevini fiilen yerine getirdiği için cezalandırılır gibi emeklilik sigorta ödemesi yapılmamaktadır; ancak bir lütuf gibi ücreti mukabilinde askerlik borçlanması yapmasına izin verilmektedir. Vatani görevini yapmak için mali, fiziki ve psikolojik olarak bu kadar kendinden ödün veren vatandaşına sigortayı çok görüp yatırmamak, kanaatimce Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmamaktadır. Hatta SGK yaptığı bu yanlışı bir derece ileri götürerek askerliğini, yani vatani görevini fiilen yapan çalışanının sigortasını kesmek istemeyen işverenin bile çalışanının zorla sigortasını kesmesi için 5510 sayılı Kanun madde 6/d'yi çıkarmıştır. Bu şekilde sadece sigortası eksik olmuyor; hem kıdem kaybı, hem de kıdem tazminatı kaybı yaşıyor. Yani askerliğini fiilen yapmak isteyene, ‘hiçbir iyilik cezasız kalmaz’ düsturu uygulanıyor. Bu sebeple, daha önceden askerliğini yapanlar dâhil askerliğini fiilen yapan herkesin, sigortalarının devlet tarafından yatırılmasını öneriyorum. Mevcut uygulama ‘halkı askerlikten soğutma’ suçuna da girmekte olup, devletin bir kanunu diğer kanununa aykırı işlem yürütmektedir.”

Bilindiği üzere ülkemizde askerlik görevi zorunlu bir hizmettir. Özellikle de bu hükümetin finansal nedenlerle sıklıkla gerçekleştirdiği bedelli askerlik uygulamalarını bir yana koyacak olursak her Türk genci belirli bir yaşta ve yasada öngörülen süre kadar bu hizmeti yerine getirmek zorundadır. Her ne kadar askerlik süreleri geçmişe kıyasla kısalmış ve ilgili yasada önemli değişiklikler yapılmış olsa da gençlerin iş yaşamlarına ara vermek zorunda olmaları ve/veya askerlik yapmadan iş bulamamaları bakımından bu görevin tamamlanması önem arz etmektedir.

Askerlik hizmeti gençlerimizin öğrenim durumlarına göre çeşitli sürelerde ve kadrolarda gerçekleşmektedir. Üniversite mezunu gençler kısa dönem ve/veya yedek subay olarak askerlik görevini yerine getirirken, üniversite mezunu olmayanlar uzun dönem askerlik yapmaktadırlar. Bunların askerlik hizmeti süresince sosyal güvenlik durumlarına baktığımızda ise okurumuzun da işaret ettiği sorun ortaya çıkmaktadır.

Gerçekten de askerliklerini yedek subay olarak yapanlar eğitim dönemi dışında subay sınıfında sayılıp devletten ücret almakta ve sosyal güvenlik yönünden de 4-C, yani eski adıyla Emekli Sandığı’na tabi olarak askerliklerini tamamlamaktadırlar. Bunların eğitim dönemi dışında bir sosyal güvenlik kaybı olmamakla birlikte (eğitim dönemini de borçlanabilirler), eğer daha önce sigortalı bir işte çalışmamış iseler askerlik sigortalılık başlangıçları kabul edilmektedir. Aynı durum şimdi uygulamaya konulan ön lisans mezunu yedek astsubaylar için de geçerlidir.

Askerliklerini er olarak kısa ya da uzun dönem yapanlar ise bu süreyi sosyal güvenlik haklarından mahrum geçirmektedirler. Bunlar emeklilik süresi bakımından ancak askerlik sonrası devlete askerlik borçlanması yaparlarsa bu süreleri geri kazanabilmektedirler. Bunun da borçlanma yapacak kişiye bir maliyeti söz konusudur.

Örneğin 6 ay askerlik yapmış bir kişinin en alt seviyeden güncel (asgari ücret) askerlik borçlanma tutarını hesaplayacak olursak, bu kişinin ( 2.943 x yüzde 32 = 941,76 / 30 =31,39) günlük borçlanma tutarı 31,39 TL’dir. Bunu 6 ay (180 gün) askerlik süresi ile çarptığımızda ortaya 5.650.56 TL gibi bir tutar çıkmaktadır.

Özetle siz vatandaşlık vazifeniz olan zorunlu askerlik hizmetiniz boyunca sigortalı sayılmadığınız için bu süreyi sigortalılık sürenize saydırmak istiyorsanız cebinizden işte böyle paralar ödeyerek devlete borçlanmak zorundasınız. Askerliklerini çok daha uzun sürelerle yapan vatandaşlarımızın emekli olmaya çalışırken eksik gün yüzünden askerlik borçlanmasına başvurduklarını ve sırf bu yüzden kredi kullanmak zorunda kaldıklarını biliyoruz. Devlet bu konuda harekete geçip, hiç değilse artık kısalan şu askerlik sürelerini er, yedek subay ayrımı gözetmeksizin sosyal güvenlik kurumuna tabi hizmetten saymalı ve bu eşitsizliğe son vermelidir.