Bu haftanın komik anı, çarşamba günkü Avam Kamarası oturumunda Gordon Brown’ın dil sürçmesiydi. Tam o sıralarda, Avrupa’nın son derebeyliğinde demokrasisinin doğum...

Bu haftanın komik anı, çarşamba günkü Avam Kamarası oturumunda Gordon Brown’ın dil sürçmesiydi. Tam o sıralarda, Avrupa’nın son derebeyliğinde demokrasisinin doğum sancıları yaşanıyordu. Yani okullarda okutulanın aksine Avrupa’da derebeylik rejimi 16. yüzyılda değil üç gün önce resmen sona erdi.

Çarşamba günü mecliste, başbakan Gordon Brown’ın dili sürçtü ve muhalefetin tüm milletvekillerini kahkahadan kırdı geçirdi. Muhalefetin sorularını yanıtlarken Brown, ‘bankaları kurtarmak diyeceğine ‘sadece dünyayı kurtarmakla kalmadık’ diye başladı. Muhafazakâr ve Liberal Demokratlar, Gordon Brown’ın finans krizi dolayısıyla bir anda öne çıkıp küresel kriz yönetiminde maharet göstermesinden ve prim yapmasından epeyce rahatsız oldukları için bu dil sürçmesini de kaçırmadı. Cameron hemen lafı yapıştırdı: ‘dünyayı kurtarmayı bırak da başbakanı olduğun ülkeye bak!’

O dünyayı kurtaradursun, haftanın ilginç olaylarından biri Batı Avrupa’nın ve gelişmiş dünyanın en geri kalmış derebeyliğinde ilk kez demokratik seçimler yapıldı.

Sark, İngiliz kraliçesine bağlı minik bir ada. Fransa kıyılarına yaklaşık 20 mil uzaklıkta olan bu ada, 400 yıldan fazla bir süredir Britanya Kraliçe’sinin verdiği bir derebeylik. Ada, Kraliçe 1. Elizabeth tarafından korsanlardan arındırılması şartıyla 16. yüzyılda Lord Hellier de Carteret’e verilmiş. Adanın derebeyleri, 2007 yılından bu yana bir dizi anayasal reform ile Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’na uyum çabası içinde. Derebeyi için ironik ve tuhaf bir çaba tabii. Neyse sonuç olarak bu seçimlerden sonra iktidar Derebeyi’nden halk meclisine geçecek.

Toplam 600 kadar nüfus barındıran bu minik adada oturan 474 seçmen, aralarından çıkardıkları 57 adaydan 28’ini Sark meclisine seçti. Yani her dokuz seçmenden biri bu ilk demokratik seçimlerde aday oldu.

Pek çoğumuza çok saçma görünebilecek bu seçimin ilginç bir yanı da adada toprak ve pek çok şirket ve işyeri sahibi olan Barclay kardeşlerin durumu. Sark adasında demokratik seçimlerin yapılması için uzun süre kampanya yürütmüş olan Barclays kardeşler için seçim sonuçları önemliydi.

Şu ana kadar, Sark’ta yönetim toprak sahibi ailelerin elindeydi. Adanın büyük burjuvaları ve kapitalistleri ise esas olarak ikiz Barclay kardeşler idi. Bu seçimlerde destekledikleri adaylar seçilmeyince adadan umudunu kesen Barclay kardeşler işyerlerini kapatma ve yatırımlarını çekme kararı almış. Bu, adada yaklaşık 100 kişinin, yani nüfusun yüzde 15’inin işsiz kalması anlamına gelecek. Barclay kardeşler İngiltere’nin önemli günlük gazetelerinden Daily Telegraf ve katalog pazarlama şirketi Littlewoods’a sahip. İkiz kardeşler, adadaki otellerini, restoranlarını, dükkânlarını, emlakçılarını kapatma kararı aldı.

Sark’ın yeni parlamentosu Şef Yargıç liderliğinde ocak ayında yemin edip göreve başlayacak. Barclay kardeşlerin tam demokrasiye geçilmesi yönündeki baskıları ters tepti. Parlamento çoğunluğu derebeyliğin sona ermesinden yana değil. Şef yargıç John Guille, seçim sonuçlarını yorumlarken, ikiz kardeşlerin baskısını işaret ederek “Bize ülkemizi nasıl yönetmemiz gerektiği en son İkinci Dünya Savaşı’nda söylenmişti. O günden bu yana bağımsızız” dedi. Seçim sonuçlarıyla işlerini kaybeden Sarklılar içinse durum biraz daha kaygı verici. Çünkü refah devleti olmayan Sark’ta işsiz kalmak, aç ve açıkta kalmak anlamına geliyor.

Kısaca Sark, bir hafta içinde binlerce yıllık evrim ve devrimleri geçirmiş oldu. Feodalite sona erdi, meşrutiyet geldi, demokrasi geldi, lokavt oldu, patronlar tarafından tehdit edildi, işsizliğe mahkûm edildi. Bu işsizlik belki de ciddi göç dalgaları yaratacak veya sabit bir yoksullar sınıfı yaratacak. Belki bir de sosyalist devrim olur yakında, kim bilir.

Barclay kardeşlerin işyerlerinin süresiz olarak kapalı kalıp kalmayacağını ve işsizlerin durumunun ne olacağını zaman gösterecek. Şimdilik elimizde 40 derebeyi ve 12 seçilmiş temsilci yerine, 28 seçilmiş vekilden oluşan ilk demokratik Sark meclisi var. 600 kişinin demokrasi yolculuğunu ilgiyle izleyeceğiz.