Hakkâri, Şemdinli, bir yıl sonra yine işkence haberlerine konu oldu.

Geçen yıl Şapatan köyünde Özel Harekât Polisi’nin düzenlediği ev baskınları sırasında darp edilenler, hakarete ve tehdide maruz kalanlar Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapmış, polislerin, ‘işkence, eziyet ve görevi kötüye kullanma’ suçlarından soruşturularak cezalandırılmasını talep etmişti.

2018 yılında benzer bir olay, Şemdinli’nin Korgan Köyüne bağlı Bina Here ve Yufkalı mezralarında gerçekleşti. 31 Mayıs’ta yaylada hayvan otlatan köylüler ağır şekilde darp edildi, hakarete maruz kaldı.

Köylülerden Nasır Taş, çevre barolardan kendilerini ziyaret eden avukatlara yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Saat 07.30’da hayvanlarımı otlatıyordum, askerler geldi, ‘köpeklerinizi uzak tutun’ dediler, biz iki çobandık, diğeri İranlı Muhsin’di. Bize, ‘PKK’liler nerede’ diye sordular, yukarıdan aniden bir asker gelerek başıma vurmaya başladı. 4-5 kişiydiler.“

Elimde çoban sopam vardı, onu kırdılar, sora aniden 4-5 kişi üzerime çullandı ve vurmaya başladılar. Bana nereden geldiğimi, nereye gittiğimi, örgüt üyesi olan arkadaşlarımı sordular, yana yakıla çoban olduğumu haykırdım ama dinlemediler, bizden zorla bilgi istediler ama bizim bildiğimiz hiçbir şey yoktu.”

“Sonra iki asker gelip başımı su arkından geçen suya sokacaklarını ve boğacaklarını söylediler. Birbirilerine de eğer beni vururlarsa diğerinin konuşacağını söylediler. Beni öldürseler de bir şey bilmediğimi söyledim. Ama illa bir şey söylemem gerektiğini söylediler.”

“İlk gelen bana bir tokat, sonra gelen iki yumruk vurdu. Üsteğmen iki el ateş etti bana doğru, beni konuşturmak için. Benden yer bilgisi istedi, bilmediğimi söyledim. Diğer askerlerden biri G3 silahıyla bana ateş etti, isabet ettirmedi ama korkmam için yaptılar.”

“Sonra başımı suya sokup silahla belime vurdular. Yukardan gelen bir başka asker de 4-5 defa belime tekme attı. Neredeyse 30 defa başımı suya sokup çıkardılar. Boğulmamı istiyorlardı. Ellerindeki sopalarla belki 40-50 defa sırtıma vurdular.”

“İranlı Muhsin’i ve beni, ayrı ayrı sorgulayıp dövüyorlardı. Bana ifadelerimizin çelişkili olduğunu söyleyip yine dövüyorlardı. Arada Muhsin’in ağlama sesleri geliyordu. Onu da çok dövdüler.”

“Sonra ben bayılmışım. Beriler [süt sağan kadın] gelmiş, beni görüp almışlar hastaneye götürmüşler.”

İkinci olayda da köylüler savcılığa şikâyette bulundular.

Ancak geçen yılki olayın yargıda nasıl ilerlediğine bakıldığında, onlar da avukatları da çok umutlu değil: 2017’de köylüleri darp eden polislerden sadece biri görevden geçici olarak uzaklaştırıldı. Oysa köylüler en az beş polisi teşhis etmişti.

Her iki olayda da köylülerin dövüldüğü fotoğraflarla sabitken kimse suçlanmadı, sorumlu tutulmadı.

Şemdinli’de gelecek yaz da, güvenlik güçlerini köylüleri darp etmekten alıkoyacak olan ne var?