Bugünlerde sık sık Davut ve Golyat arasındaki o efsane düelloyu hatırlıyorum. İncil’e ve dini kaynaklara hakim olanlar iyi bilir. Açıkçası ben birkaç yıl önce Malcolm Gladwell’in Türkçe’ye “Davut ve Golyat: Olağan Mağluplar İçin Devlerle Savaşma Sanatı” diye çevrilen (MediaCat Kitapları 2014) kitabını okuyana kadar bundan habersizdim. Bağlam Canavarı Gladwell, bu düelloyu, hayatta dezavantajların nasıl avantaj olabileceğini kanıtlamanın bir metaforu olarak kullanmış ve bunun güncel örnekleriyle dolu bir kitap yazmıştı.

Efsane düelloyu hatırlarsak: Golyat bir dev. Kafası hariç tüm vücudunu kapsayan zırhıyla, kılıcı kalkanıyla tam bir savaş makinesi. Davut ise bir garip çoban, sadece değneği var. Galip baştan belli gibi. Dövüş için karşılaştıklarında Golyat; “ben köpek miyim ki öyle değnekle geliyorsun” der ve rakibine kendi silahlarından vermeyi teklif eder. Davut bu cömert görünen teklifi kabul etmez ve düello başladığı anda da aslında bir sapan olan değneğiyle irice bir taşı Golyat’ın iki kaşının arasına atıverir. Çünkü Golyat’ın zırhından arta kalan tek yer orasıdır. Golyat acıyla yığılır ve dövüş başlar başlamaz biter. Golyat’ın avantaj gibi görünen devliği ve ağır zırhı, kılıcı dezavantajı olmuştur. Çünkü Golyat ancak karşısındaki çoban onun yöntemleriyle dövüşürse kazanabilirdi. Böyle bir dövüşü sonsuza kadar da kazanabilirdi. Çobansa sürüsünü korumak için kullandığı kendi yöntemlerden biriyle Golyat’ı yere sermişti. Zaten bu olay, David yani Davut’un peygamberliğe giden yolunun bir parçasıydı. (İncil’de David ve Goliath diye geçen bu karakterler, Kur’an’da Davut ve Calût olarak geçer)

Medya yazısı okuyacağım derken nereye geldim ya diyenler için hemen toparlıyorum. Bu haftaki Köşe Vuruşu’nun sorusu şu, alternatif ya da bağımsız medya, karşısındaki dev medya gücüyle nasıl mücadele etmeli?

Zekâmızla nasıl dalga geçiliyor?

Bağımsız medyanın bir refleksini küçük bir örnekle anlatmak istiyorum. CnnTürk haber spikeri Duygu Demirdağ, bir zam haberini verirken hafif ironik bir tonda “küçük tatlı zamlar” ifadesini kullanıyor. Belli ki, sunumunu ilginçleştirmek istiyor. Bu hafif alaycı ifade bağımsız medyanın önemli bir kısmında “CnnTürk zamları şirinleştirmeye çalıştı” şeklinde haberleşiyor. Sonra tabii sosyal medyada kopuyor ufak çaplı bir fırtına. (Gazetemiz BirGün gibi “sosyal medyada tepki topladı” diye daha yumuşak geçenler de var ama maalesef haberde “niye tepki topladı?” sorusunun cevabı yok) Yani akıl ve izanla bakınca bir zammı şirinleştirmek diye bir şey olamaz. Haberi küçük görürsün, zamlar için gerekçe uydurursun zam haberini geçiştirdiğini anlarım. Lâkin “küçük tatlı zamlar” şeklindeki alt çizen vurguyu “ zamları şirinleştirdiler” diye okumak, bir kesimin zekâsıyla dalga geçmekten başka bir şey değil. Bu neye benziyor? Bir kısım dev medyanın muhalif diye bilinen bazı isimleri ekrandan uzaklaştırmak için yaptığı “manipülatif kampanyalara” benziyor.

Bu bir örnekti. Maalesef özellikle sosyal medyada bağımsız (veya kullanmayı sevmediğim şekliyle muhalif) medya kaynaklarının da iktidarı yıpratacağı düşünülen bu tarz manipülatif hatta zaman zaman yalan haberleri köpürttüğünü üzülerek görüyorum. Elbette karşımızdaki dev medya gücününküyle boy ölçüşemez ama rahatsız edecek ölçüde var.

Bana kalırsa bu yöntem o besleme dev medyanın yöntemi. Eğer bu manipülatif haberlere “havuz tillahını yapıyor bizim elimiz armut mu toplayacak?” gibi bir motivasyonla göz yumuluyorsa, bunun sonu yok. Böyle mücadele edilecekse, kazanan hep devler olacak. Tarih bunun örnekleriyle dolu. Bağımsız medya, bir çıkış yolu arıyorsa kendi yöntemlerini bulmalı. Bunun da yolu manipülasyonda eli yükseltmek değil. Yalan haber tüm dünyada sorun ama araştırmalar gösteriyor ki bu durum insanlarda ilgisizlik de yarattı, haber okumaktan kaçınır hale getirdi. Bu durum her yerde gücü elinde tutanların ekmeğine yağ sürer. Öyleyse hakikati söyleme hakkının çeşitli baskılar sonucu elden alınmasının karşılığı, gücü elinde tutanın yöntemlerini kullanmak olmamalı. Yani her şeye rağmen hakikat ve onu ilginçleştirecek bir dil. Bağımsız medyanın tek şansı bu.