New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, BirGün’den Mustafa Kömüş’ün eğitimle ilgili sorularına verdiği cevapların birinde “Çocuklarımız 21. yy’nin becerilerine sahip değil” demiş. Şundan az çok eminim ki, birçok ebeveyn hem bu ifadeye katılır hem de “Neyse ki benim çocuk hariç” diye düşünür.

Çünkü onlara göre, kendi çocukları tableti, telefonu kendilerinden bile hızlı kavramıştır. Okuma yazma öğrenmeden uygulama marketinden oyun indiren ‘dahi çocuk’ hikâyelerine sık sık maruz kalırız. Maaşallah çocuklarımız kendilerine sunulan teknolojik aletlerin dilini hepimizden iyi bilmektedir. Al sana 21. yy becerisidir, al sana çağı yakalamaktır. Peki o zaman, Selçuk Şirin hocamız, neden “Çocuklarımız 21. yy becerilerine sahip değil” demiştir? Yoksa çocuğuna tablet, telefon alamayan fakirlerden mi bahsetmektedir?

Bu haftaki Köşe Vuruşu’nun konusu, çocuklarımızın teknolojiyle ilişkisi ve medya okuryazarlığı, bu konuda çocuklarımızı bekleyen tehlikeler ve görevlerimiz.

Teknoloji zaten ‘Çocuk bile anlasın’ diye çalışıyor
İlk önce şuna açıklık getirelim. Selçuk Şirin’in bahsettiği 21. yy becerileri yazının girişinde bahsettiğimiz türden beceriler değil. Eleştirel düşünme, problem çözme gibi daha hayati becerilerden söz ediyor. Bu tespitini de verilere dayandırıyor. Bence, “yapay zekânın” bugünün en prestijli sayılan mesleklerini bile ele geçireceği bir gelecekte ayakta kalmanın kilit kavramları bunlar. Pek çok ebeveynin gurur duyduğu “çocuğum teknolojik aleti benden iyi kullanıyor” meselesiyse zaten bir mühendislik işi. Tüm o uygulamaların bir çocuğun bile kullanılacağı basitliğe indirgenmesi başlı başına bir sektör zaten. Yani atla deve değil. Çocukların zihni daha ileriki yaşlardakiler gibi eski teknolojilerle de kirlenmediği için yeni ve basit bir şeyi çözmeleri saniyeler alıyor. Orası öyle de, çözdükleri evrende onları neler bekliyor?


‘Anne günaydın, ben fenomen oldum’
Çocukları internette bekleyen bir yığın tehlike var. Ancak önce işin pırıltılı tarafına bakalım. Gerçekten işler yolunda giderse, “tableti saniyeler içinde çözdüğü için gururlandığınız çocuğunuz”, evinizin kirasını ve faturalarını öder hale gelebilir, hatta sizi harçlığa bile bağlayabilir. Netflix’in BuzzFeed tarafından hazırlanan Follow This belgeselinin “Teen Boss” isimli bölümü, böyle çocukları anlatıyor. 13-14 yaşlarında “internet fenomeni” haline gelen çocukların oluşturduğu ekonomi şimdiden milyar dolarlarla ifade ediliyor. Belgesel, çağın ruhuna uygun olarak 18 dk. gibi kısa sürede bu olguyu anlatmaya çalışıyor. Bir yandan çocuklarının ekonomik başarısıyla gururlanan, bir yandan da onları nasıl koruyacağını bilemeyen ebeveynler görüyoruz. Aslında olay televizyonun çocuk starlarının dramlarına benziyor ama bu alan çok daha kontrolsüz. Çünkü, çocuğunuz televizyon starı olana dek, sizin de kontrolünüzde olan pek çok aşamadan geçer ama internette bu iş, siz gece uyurken bile olabilir. Sabah kahvaltısında fenomen starın kaprisleriyle baş etmeye çalışabilirsiniz.


Bir de fenomene maruz kalmak var
Tabii her çocuk için “fenomen”lik gibi bir ihtimal yok. Çocukların büyük bir çoğunluğu da diğer fenomenlere maruz kalanlardan oluşuyor. Enes Batur isimli Youtuber bunlardan biri. Geçen yıl Altın Kelebek verilip -çocuklara kötü örnek oluşturan içerikleri yüzünden- geri alınana dek adını duymamıştım. “Oyun videoları” paylaşarak başladığı kariyerini çocuk ve ergenlerin dikkatini çekecek her şey olarak genişletti ve Youtube’da rekor izlenme sayılarına ulaştı. Altın Kelebek’in geri alınmasına yol açan skandaldan sonra da hiç hız kesmedi. Geçen hafta amcasına yaptığı sözde şakayla gündeme geldi. Amcasına “Sen adam olsan, bir işe yarasan en azından karın güzel olur, 200-300 kilo olmaz, salak salak hareket etme. Sen adam mısın?” gibi sözler söyleyip sonunu “şaka şaka” diye bağlarken, yüz binlerce çocuk ekran başındaydı.

Yasaklamak çözüm değil
Peki çocuklara teknolojiyi yasaklamak bir çözüm mü? Kesinlikle çözüm değil. Ancak ebeveynlerin bu konuda çocuklarının bir adım önünde olması çok önemli. Bu konuda kapsamlı bir dosyaya Türkiye’deki bir online dergi platformu içinde yayınlanan Shield dergisinin Haziran 2018 sayısında rastladım. Hem Youtube için hem de diğer sosyal platformlar için alınacak birçok tedbir var. Kısıtlı içeriği etkinleştirmekten, ebeveyn kontrol yazılımlarına ve onlarla birlikte sosyal ağlarda vakit geçirmeye kadar bir yazıya sığmayacak kadar çok detay... Elinden tableti, telefonu çekmenin de, eline tableti, telefonu verip bizim çocuk teknoloji dahisi diye gururlanmanın da işe yaramayacağı açık. Çocuklara iyi bir medya okuryazarlığı eğitimi vermek için önce ebeveynlerin iyi bir medya okuryazarı olması gerekiyor. Maalesef ikisinde de emekliyoruz. Ebeveyn hiç aslını astarını soruşturmadığı sahte haberleri paylaşırken, çocuk da kaldırabileceğinin çok ötesinde içerikle boğuşuyor. Yüksek olasılıkla “Bizim çocuk teknolojiden iyi anlıyor ya” dediğiniz anda tehlike başlıyor.

Anladığı şey teknoloji değil çünkü.