Çavuşoğlu’nun üstü çizildi mi?

BAE ile Suudi Arabistan gibi Körfez Arap ülkeleriyle başlayan Mısır, İsrail ve Ermenistan’la devam eden yeni “açılım” süreci, Biden Amerika’sının yeni yönelimleri doğrultusunda tam gaz devam ederken siyasal İslamcı rejim ABD ile yeni bir sayfa peşinde.

Bu sayfanın nasıl açılacağı, Saray rejiminin atacağı adımlara bağlı olarak şekillenecek. Görünen o ki dış politikada makas değişikliğine gitmek zorunda kalan rejimin, yeni bir başlangıç için faturayı birilerine kesmesi gerekecek.


Yine görünen o ki, her ne kadar Erdoğan’ın bir dediğini iki etmese de, bu fatura da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na çoktan kesilmiş.

1 YILDIR ATAMALARI YAPILMIYOR

Aslında konuya ilk dikkat çeken emekli büyükelçilerden Selim Kuneralp oldu. Kuneralp dün finansveticaret.com’da kaleme aldığı “ABD ile yeni bir başlangıç mümkün mü?” başlıklı yazıda Dışişleri’ndeki atamalarda gözlerden kaçan bir gelişmeye şu sözlerle parmak basıyordu: “…nerede ise bir yıla yakın bir zamandan beri Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey görevlerine atama yapılmamakta, Dışişleri Bakanı’nın önerdiği isimler iktidar tarafından sumen altı edilmekte, birçok görev vekaleten yürütülmektedir. Türkiye normal bir ülke olsaydı, Dışişleri Bakanı bu durumdan gerekli sonucu çıkarır, görevinden ayrılırdı."
Yazıdan da öğreniyoruz ki Saray’da Dışişleri Bakanı Çevuşoğlu’na yönelik farklı bir tasarruf oluşmuş durumda. BirGün’e konuşan Kuneralp hemen her gün tüm bakanlıklara atama haberleriyle geçilmeyen Resmi Gazete’de neredeyse bir yıldır Dışişleri Bakanlığı’na ait bir atamanın yer almamasının da açık bir mesaj olduğunu kaydetti. Normal bir ülkede olsa bu muameleye maruz kalan bir bakanın istifa etmesi gerektiğini ancak “sistematik olarak atamaları reddedilen” Çavuşoğlu’nun bundan bir sonuç çıkarmadığını, çıkarmak istemediğini söyledi.

KALIN’IN GÖZÜ KOLTUKTA

Konuştuğumuz Dışişleri kaynakları ve uluslararası ilişkileri yakından takip eden uzmanlar bunun basit bir atama krizi olmadığını, işin arkasında daha büyük bir hesaplaşma olduğunu ileri sürdü.

Neler oluyor?

1) Çavuşoğlu istifaya zorlanıyor: İddia o ki “Şahsım” rejimi olası bir krize yol açmadan Çavuşoğlu’ndan kurtulma derdinde. Çavuşoğlu’nu ekarte etmek, istifaya sürüklemek için de gerçekleştirmek istediği atamalara kilit vurulmuş durumda. Bekletilen onlarca, yüzlerce atamaya karşın “hiç mi birini beğenmediniz” demesi gereken Çavuşoğlu da yediği çiziğin farkında olarak kulağının üstüne yatıyor.

2) İbrahim Kalın’ın gözü Dışişleri’nde: İlk günden bu yana Erdoğan’ın en yakınındaki çekirdek kadrodan olan İbrahim Kalın’ın da etkisini kullanarak atamaları durdurduğu iddialar arasında. Yaşanılan kan kaybıyla beraber iktidar gemisi su alırken Erdoğan, dağılmaya yüz tutan kadroları bir arada tutma, onlara söz geçirme konusunda artık eskisi gibi mahir değil. Saray için gruplar, klikler herkes dümeni kendisine tutmaya çalışıyor. İbrahim Kalın olmazsa yıllarca Dışişleri Bakan Yardımcılığı yapan Sedat Önal da aportta bekliyor.

3) Washington’a mesaj gönderiliyor: Yaklaşık sekiz yıldır bakanlık yapan Çavuşoğlu’na geçmişin tüm bakiyesi yıkılarak Biden yönetimine sinyal gönderiliyor. Kalın son üç ayda 2 kez Amerika’ya gitti. Bu ziyaretlerin birini de Savunma Bakanı Hulusi Akar ile gerçekleştirdi. Ankara-Washington hattının en önemli bağlantısı olan Kalın, iktidar cephesindeki Atlantikçi kanadın önemli figürlerinden. Çavuşoğlu yerine Kalın’ın getirilmesiyle Washington ve Biden’a “yeni dönem” selamı çakılmış olacak.

O FATURA ÖDENECEK

Resmi Gazete’deki atamalar da gösterdi ki Saray’da entrikalar bitmek bilmiyor. Ülkenin dört bir tarafı krizlerle sarılmışken savruk, iflas eden dış politikanın izdüşümünü Dışişlerindeki yapılmayan atamalarda, liyakatsiz atamalarda, hesaplaşmalarda, ayak kaydırmalarda açıkça görülebiliyor. ABD ile yeni bir başlangıç için de ilk faturayı Çavuşoğlu’nun ödemesi gerekiyor!