Mayıs ayı, yeni doğum yapmış tabiatın hassas ayı. Su ve toprağın dayanışması. Ateşi bulan, ateşi çalan, ateşi yeniden insanlığa kazandıran mitlerin kor uzantısı. Külünden doğan kuşun kanadına, gül ağacının dikenli dalına, arkaik melodinin son notasına tutunup ateşler üzerinden atlayan insanlığın sevinç ayı. Mayıs ayı aynı zamanda uğraşın, zahmetin, EMEĞİN kutlu ayı. Zihin zincirlerinin kırıldığı, kışkırtma burgaçlarının aşıldığı, sermayenin baskısına baş kaldırma cesareti gösteren emekçilerin ayı. Emek ki; işçinin alın teri, ustanın el verip öğrettiği, tarihin başlangıcı, vicdanın taştan tacı. Ay ve hal böyle olunca içinden emeğin geçtiği kitaplar arasından bir seçki yapmak istedim.

GELECEĞİN MEVSİMİ KIŞ OLMASIN

cocuk-kitaplarinda-emegin-izini-surmek-728444-1.
Yazar: Astrid Lindgren
İllüstrasyon: Marit Törnqvist
Çeviren: Ali Arda
Yayınevi: Pegasus Yayınları

İlk olarak dünyaca ünlü yazar Astrid Lindgren’in ‘Güney Çayırı’ kitabının sayfalarını aralıyorum. Öykümüzün emekçileri, açlık günlerinde dünyada yapayalnız kalmış iki kardeş. Mattias ve Anna. Güney Çayırı’ndaki evlerini bırakıp Bataklık Köyü’ndeki çiftçinin yanına yerleşmeleriyle oyun oynadıkları günler sona eriyor. Çiftlikteki çalışma koşulları küçük bedenlerine ağır geliyor. Yazar, çocukların kış mevsimini umutla bekleyişlerini, okula gitme hayallerini hüzünlü bir şekilde aktarıyor. Beklenen gün geliyor ve okullar açılıyor. Peki okulda çocukları neler bekliyor? Giysileri gibi gri günler geçiren iki çocuk, bir gün kırmızı bir kuş ile karşılaşıyor. Kuşu takip edip ormanın içine giriyor ve aralanmış bir kapının önüne geliyorlar. ‘Kırmızı kuş’, ‘herkese kucak açan anne’, ‘karda açmış kiraz çiçekleri’ gibi, umuda ve inanca dair sembollerle bezenmiş bir masalın içinde buluyoruz kendimizi. Masal boyunca çocukların geleceğini merak ederek okuma serüvenini sürdürüyoruz. Yazar, çocuk yüreğinin yoksunluklarını, bedensel ve ruhsal ihtiyaçlarını çarpıcı bir hüzünle anlatıyor. Masalda kullanılan sembollerin gerçek hayattaki karşılığı vicdan mıdır diye sormadan edemiyorum. Çizerin sıcacık resmettiği gibi; bahar yeşili, mutluluk vaat eden bir vicdan. O vicdana sahip insanlar var olduğu sürece çocuk emeği sömürülemeyecek.

Yazarın “hiçbir çocuk bu dünyada yapayalnız yaşayamazdı” sözünün bilincine varalım. Yaşam koşullarını iyileştirmemiz gereken öncelikli canlıların çocuklar olduğunu unutmayalım. Ne mutlu çocuklarının haklarını koruyan toplumlara. Tereyağlı ekmek kokuları ve ağaç kabuğundan yelkenler aşkına toplumumuzu sorgulayalım. Güney Çayır’ına özlem duyan milyonlarca çocuğu fark edelim. Elimizi onlara uzatmazsak umudun kapısı kapanacak. Keskin soğukta kalacağız. Geleceğin mevsimi hep kış olacak.

***

ÇOCUK VE KUNDURA

Sırada ünlü Macar şair Atilla Jozsef’in kendi hayatından bir kesiti öyküleştirdiği ‘İhtiyar Kunduracı’ kitabı var. İçinde yaşadığı toplumun insani gerçekliklerini şiirine de yansıtmış olan yazarın öyküsünde iki emekçi var. Biri çocuklarının geçimini sağlamak için temizlik işleriyle uğraşan anne, diğeri ihtiyar kunduracı. Kitabın ilk sayfasındaki çizimde, yazarın çocukluk yıllarının günlük yaşamından bir kesit görüyoruz. Renkler ve çizgiler etkileyici.

cocuk-kitaplarinda-emegin-izini-surmek-728446-1.
Yazar: Atilla József
Resimleyen: Rozi Bekes
Çeviren: Hilmi Ortaç
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Ayakkabısına yama yaptırmak isteyen küçük çocuk, kunduracının dükkanından içeri giriyor. Çocuk ile kunduracı arasında geçen diyalogları okumaya başlıyoruz. Çocuğun ayakkabılarını gören yaşlı adamın tavrı sert ve kesin oluyor. Emek sömürüsünden yorgun düşmüş bir emekçinin anlık tepkisi belki? Hayal kırıklığına kapılan çocuk, sonra ne oluyor da seviniyor? Mahcubiyet, bekleyiş, dürüstlük, şaşkınlık…Gerçekçi anlatım gerçekçi çizimler ile bütünleşiyor. Çocuk dükkândan ayrılırken, yaşlı adamın ‘yazılmış ruh halini’ öğrenecek ve yazılmamış duygu derinliğini yutkunarak hissedeceksiniz. Emekçinin halinden sizce en iyi kim anlar? Sorunun cevabı öyküde. Emekçiler arasındaki kaynağı sınırlı ama içtenliği sınırsız dayanışmanın, toplumun her kesimine hızla ve derinlemesine örnek olması dileğiyle.

***

ADİL BİR YAŞAM İÇİN

Hak mücadelesi ve adalet arayışı üzerine yazılmış bir öykü ile devam edelim. Onurlu bir kuş ile, ‘SER CHE’ ile. Yazarın ilham kaynağı, kitabın adında kendini belli ediyor. Büyük yırtıcı kuşların az sayıda olduğu ama gücü ellerinde tutarak küçük kuşlara eziyet ettiği kuş dünyasında bir minicik SerChe doğuyor. Minikliğine aldırmadan herkesin yardımına koşuyor ve zamanla güçleniyor. Yılmadan uçan minik kuş, yılmadan da düşünüyor. Düşündükçe farklı diyarlara kanat çırpıyor. Gaddar kuşların zulmüne bir anlam veremiyor.

cocuk-kitaplarinda-emegin-izini-surmek-728447-1.
Yazar: Mempo Giardinelli
İllüstrasyon : Alejandro Agdamus
Çeviren: Zekine Sanchez Veiga
Yayınevi: NotaBene Çocuk

Gittiği yerlerde SerChe’yi sizce nasıl bir düzen bekliyor? Kuş dünyasında SerChe’nin düşüncelerinden rahatsızlık duyanlar kimler? SerChe etrafını gözlemledikçe bazı kuşları da eleştirmeden edemiyor. Avarelik, hazıra konma, popülariteyi sevme gibi davranışları nedeniyle eleştirdiği kuşlar hangileri? Yazar, kitapta Picasso’ya küçük bir sitemde bulunmuş. Metin içinde çok minicik bir detay ama sevenleri için merak uyandırmak, paylaşmak istedim. Adil bir yaşam için küçük kuşların birleşmesine ve başkaldırısına tanık oluyoruz. Çocuğumuzu da bu öykü vasıtasıyla adalet arayışına tanık ediyoruz. Sahip olunanı değil bölüşüleni taçlandırıyoruz. İnandığı yoldan vazgeçmeyen SerChe’nin onurlu serüvenini ve diğer minik kuşların akıbetini merak ediyorsanız kitabı okuyabilir ve şu soruyu sorabilirsiniz; “Geçici dünyasında bir kuş ne diler?”, ya da bir insan?

***

Emeğin kutsallığında hem fikiriz. Emekçiyi sözcüklerle onurlandırmak, bir kırmızı karanfil uzatıp gönlünü almak güzel fakat yeterli değil. Adalet ve hak ilkelerini gözetiyor muyuz? Çocuklarımızla birlikte bu kavramları konuşuyor muyuz? Tarladaki çiftçi, yer altındaki madenci, atölyesindeki usta, fabrikadaki işçi ne yapar, nasıl yaşar biliyor muyuz? Dayanışma ruhunun bir parçası olmaya hevesli miyiz? Çocuklarımızı da heveslendiriyor muyuz? Bu sorulara verebildiğimiz samimi cevaplar geleceğimizi belirleyecek. Çocuklarımı hayata hazırlarken emek ve dayanışma dahil hayata dair her konuda çocuk kitaplarından ilham ve destek almaya devam edeceğim. Kitapların şifalı dostluğuyla, gücünüz eksilmesin, emeğiniz hor görülmesin. İyilikle kalın.