AKP’nin, insanı mutsuz ve sevgisiz ama dindar ve kindar nesil olarak yetiştirdiği bir dönemde, bir dostum şu anonim şiiri göndermiş;

“Güzeldik biz eskiden, çok eskiden.
Yürekler içiçeyken...
Bir lokma ekmeği bölüşürken...
Acıyı, mutluluğu paylaşırken...
Komşularımızın yanından selamsız sabahsız geçmezken...
Yardımlaşmanın ne demek olduğunun bilincindeyken...
Menfaatsiz, çıkarsız sevgiyi yürekten verirken...
Sevmek, sevilmek ayaklar altına alınmamışken...
Güzeldik biz eskiden, ama çok eskiden...!”

Tek adam rejimi, çıkar, menfaat, çatışma ve ayrışma üzerine kurulu “Yeni Türkiye” masalı ile tüm insani değerleri tek tek yok ettikleri sevgisiz ve donuk bir ülke yarattılar. Şimdi ise finaldeyiz. AKP’nin siyasal kumpas ve hak gasplarını içeren referandumun arifesindeyiz.

HAYIR’lı umutlar insanları diri tutuyor.

HAYIR’lı umutlar aynı zamanda insanları, mutsuzluğa, sevgisizliğe karşı HAYIR’lı bir siyaset kültürüyle tanıştırıyor ve özgürleştiriyor. Bir yol ayrımındayız; Ya tek adam rejimi olan monarşi için mutsuz, sevgisiz ve endişeli ülkeye Evet ya da HAYIR diyeceğiz.

Ya kulluk ve asalaklık ya yurttaşlık ve insanlık!

HAYIR yeni siyasetin, laik ve demokratik cumhuriyetin adıdır. HAYIR ile insanlar kendi geleceği için insani siyaset yapmayı öğreniyor.

İnsanın hayatı, mutluluğu ve geleceği politiktir. Bu insanca yaşam için de gereklidir. Herkesin hayatını, geleceğini önemsemek ve halkı eşit yurttaş kılacak insanca düzeni arzulamak temel bir haktır.

Fakat bu hak talebi kralları, padişahları, sultanları, diktatörleri, sermayeyi ve despotları rahatsız eder.

Çünkü onlar “hep bana Rabbena” sınıfıdır. Kendileri için “han hamam, halk için din iman” isterler. Kendilerine sultanlığı, halka kulluğu layık görürler. Kendi çıkar ve egemenlikleri için halkın hayatlarına, mutluluklarına, birlikteliklerine, kültürellerine, zenginliklerine, paylaşımlarına, sosyal dayanışmalarına ve aşklarına siyasal kumpaslar kurarlar.

İnsanları ayrıştırırlar ve ötekileştirirler. İktidar kumpası ile iş arkadaşından, komşusundan, farklı kültürel kimliklerden tanıdığı dostlarından ayrılmaya ve kutuplaştırmaya maruz kalmak insana acı verir.

Tarih zalimlerin halka çektirdiği bu acı hikayelere, insanların hayatlarına, mutluluklarına ve geleceklerine kurulan siyasal kumpasları ve hak gasplarına tanıklık etmiştir. Tarih bu kumpas ve hak gasplarına karşı boyun eğmeyen ve HAYIR’lı itirazlara da tanıklık etmiştir.

Saraydakiler, mahalledekilerin ve sokaktakilerin hayatlarını, mutluluklarını ve geleceklerini kendilerine feda etmesi ve saraydakilerin mutluluğu için acı çekmesini isterler. Sahte vaatler, rüşvetler, makam mevki sunmak ya da zorun diline başvurarak!

Kişisel ihtiras ile daha fazla güç ve yetki arzulamışlar. Hatta siyasal kumpas ve hak gaspını referanduma bile sunarlar. Bunun için, kutsal davalar üretirler. İdeolojik yalanlar, sahte vaatler, zora başvurarak, kaos yaratarak ya da din ile aldatarak, vatan ve millet hamasetleri kullanırlar.

Siyasal kumpas oylanması ile her konuda söz yetki karar hakkının 80 milyondan alınıp, 1 kişiye devredilmesi talep ederler.
Mutluluk ve Hak Gaspına HAYIR

Halkın tüm kesimleri, AKP’nin referandum ile kurduğu siyasal kumpası ve hak gaspını görmüştür. Tehlikenin farkındadır.
Çünkü EVET, saraylı ve tek adamlı monarşi demektir. HAYIR ise halk iradesine dayalı parlamento, laiklik, hukuk bağımsızlığı ve demokratik cumhuriyettir.

Bu nedenle insanlar, partiler üstü hayati ve insani refleks göstermeyi tercih ederek, hayatları, mutlulukları ve gelecekleri için ve çok kültürlü ve çok siyasetli HAYIR’lı siyaset yapıyor.

Kaos ve Yoksulluk İçin EVET İstiyorlar

İnsanlar demokratik olmayan, siyasal şiddetle kuşatılmış bir OHAL ortamında hayatlarını, geleceklerini, onurlarını ve çocuklarının geleceğini oylayacaklar.

Ekonomik krizin alarm verdiği, dış politikada itibarımızın sıfırlandığı, işsizliğin arttığı, cezaevlerinin milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler ve muhaliflerle dolduğu ortamdayız. Onbinlerce kamu çalışanı ve akademisyen işten atılmış.

Böylesi bir ortam da, halkın haklarından feragat etmesi ve tek adam rejimine onay vermesi talep ediliyor. Tekliflerinde, insanlık onuru, adalet, demokratik ve insan hakları hukuku boyutu yok! Bunları yok etmeye yönelik EVET çağrısı var.

Halk uyanıyor. Halk AKP’yi daha net tanımaya ve gerçek yüzünü görmeye başladı. O nedenle HAYIR’cılar, toplumsal kutuplaşmaya ve bölünmeye karşı çok renkli genişliyor. AKP gibi tekçi değiller.

HAYIR’cılar her renkte var. Her düşünceden ve kültürden HAYIR’lı itiraz var. Çok kültürlü, çok dilli, çok siyasetli ve çok inançlı HAYIR’lılar..

Farklı ama ortak kaygıları var. Şu ya da bu siyaset üzerinden değil, insanlar yıllar sonra yeniden kendi hayatlarına, iradelerine ve geleceklerine sahip çıkacak siyasette buluşuyorlar. Tek adam rejimine teslim olmak istemiyorlar.

İnsanlar hayatlarını ve geleceklerini mutlu kılmak, “çok eskiden” olduğu gibi, lokmasını bölüşmek, mutluluğunu ve sevgisini paylaşmak, komşularını selamsız bırakmak istemiyor. Menfaatsiz, çıkarsız siyasetin sevgisini toplumsallaştırmak istiyorlar.
Sadece insana ve ülkesine olan aşk için HAYIR diyorlar....

Unutmayalım; HAYIR’lı aşkların siyaseti kazanacaktır.