Yargı, Celal Şeker ile ilgili verdiği kararların tümünde yanıldı.

Son aşama da 3 yıl önce hayatını kaybeden Celal Şeker’in halen yargılandığının ortaya çıkması oldu.

Devletin bazı kurumlarına göre, “ölmeyecek olan” bazı kurumlarına göre de “ölmemiş olan” Celal Şeker, tutulduğu Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden kaldırıldığı hastanede 3 Şubat 2018’de öldü.

Anayasa Mahkemesi, ölümünden 9 ay sonra verdiği kararında, hapishanede kalmasının sağlık sorunu yaratmayacağına hükmetmiş, tahliye talebini reddetmişti.

ÖLDÜKTEN SONRA BORÇLU ÇIKTI

Avukatı Abdullah Zeytun’un cezanın ertelenmesi talebiyle yaptığı başvuru sonucu hapishanede ağır sağlık sorunları yaşayan Celal Şeker hastaneye sevk edilmişti. Muş Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu’nca yapılan tetkiklerde Celal Şeker’in yüzde 96 engelli olduğu saptandı. Sağlık Kurulunun 21 Ağustos 2014 tarihli raporunda, Şeker’in kronik böbrek yetmezliği nedeniyle düzenli olarak diyalize girdiği, kalp yetmezliği bulunduğu ve bu iki hastalığın hayati risk oluşturduğu yazıyordu.

Bundan 3 yıl sonra Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi de aynı raporu verdi. Ancak yargı ve uzantısı olarak hareket eden Adli Tıp Kurumu bir türlü ikna edilemedi. Diyarbakır İnfaz Hâkimliği ve ardından Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye taleplerini reddetti.

Adli Tıp Kurumu da 14 Nisan 2017’de Celal Şeker’in hayatını tek başına idame ettirebileceği ve cezaevinde kalmasında hayati risk bulunmadığı yönünde rapor hazırladı.

Celal Şeker bu rapordan yaklaşık bir yıl sonra kalp krizi geçirdi, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Hayatını kaybettiğinde, Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru sonuçlanmamıştı.

AYM, Şeker’in ölümünden 9 ay sonra açıkladığı kararında, “Şeker’in hapishanede tedavi görebileceğine, sağlık hizmetlerine erişim imkânına sahip olduğuna” kanaat getirdi. Yani Anayasa Mahkemesi, hâlihazırda ölü olan Celal Şeker’in hapishanede ölmesini gerektirecek bir durum olmadığına hükmedip tahliye başvurusunu reddetti.

Bununla da kalmadı, bireysel başvuru giderlerinin de Celal Şeker’in ödemesine karar verdi.

Şeker, ölümünün ardından devlete borçlandırılmış oldu.

Ama yargı macerası burada bitmedi: Mezopotamya Ajansı’ndan Müjdat Can’ın haberine göre halen yargılanıyor olduğu ailesine giden tebligatla ortaya çıktı.

Geçen hafta, 18 Aralık 2020’de Celal Şeker’in annesinin cep telefonuna şöyle bir mesaj geldi: “Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/98 nolu dosyasında 24/12/2020 09.55 tarihine duruşma günü verilmiştir.”

Peki, sanık kim? Ailesi bunu sormak için adliyeye gitti ve sanığın, 3 yıl önce ölen oğulları Celal Şeker olduğunu öğrendi. Ölümün ardından kişi hakkında açılan dava dosyalarının kapatılması gerekir ancak mahkeme bir türlü Celal’in öldüğünü kabullenememiş olacak ki, onu halen yargılamaya ve yeniden cezaevine göndermeye çalışıyordu.

Ancak devlet kurumlarının da kafası karışmış, mutlaka hapishanede tutulmasına hatta ölümünün bile bunu engellemeyeceğine karar vermiş olan yargı, Celal Şeker’le ilgili tebligatı “son adresi” olan Diyarbakır Cezaevi’ne değil, ailesinin yaşadığı eve göndermişti.