BM’nin İklim Değişikliği Raporu yayımlandı. Dikkatli okumanızı öneririm. Geleceğimiz olan çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmak üzereyiz iyice bir anlayalım

Felaket ‘geldim’ diyor

Herşeyden önce bireysel olarak yapacaklarımız bu işi toparlamak adına çok ama çok küçük iyileştirmelerden öteye maalesef gitmeyecek boyutta. Bu adımların bize iki faydası olacaktır. Birincisi tasarruf yapmayı sağlayacak ki ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik tablo gereği her zamankinden daha çok tasarruf yapmamızı gerektiriyor. İkincisi de dünyamızı kirletmediğimiz, havayı daha da ısıtmadığımız için kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayacak. Şimdi BM’nin İklim Değişikliği Raporu'nda neler dediğine bir bakalım. Devletlerin çözmesi gereken bu çok önemli meseleyi dikkatlice okumanızı öneririm. Geleceğimiz olan çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmak üzereyiz iyice bir anlayalım. Sonra bireysel olarak yaşam şeklimizde neler yapabiliriz onlara bakarız.

Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Paneli (IPCC), Güney Kore'nin Incheon şehrinde düzenlenen basın toplantısıyla, iklim değişikliğine dair yayımladığı son raporu kamuoyuna duyurdu. Tahmin ettiğiniz gibi durum hiç iç açıcı değil. Durum şu; karbon emisyonlarının 2030'a kadar yüzde 45 azaltılmaması halinde, söz konusu tarihte küresel ortalama sıcaklığın sanayi öncesi dönemlere göre 1,5 derece artmış olacağı belirtilen raporda, bu düzeydeki bir sıcaklık artışının tropiklerdeki mercan resiflerinin yüzde 90'ının ölmesine, arktik buzul erimesinin küresel deniz seviyesini birkaç metre yükseltecek kadar artmasına ve tarımda büyük hasat kaybına yol açacağı ifade edildi.

Raporda yüzde 1,5 hedefini yakalayabilmek için karbon emisyonlarının 2030'a gelindiğinde yüzde 45 oranında azaltılması gerekeceği kaydedildi.

Öte yandan bu hedefi sürdürebilmek için ülkelerin 2050'ye gelindiğinde 'net sıfır emisyon' düzeyini yakalaması gerektiği, yani karbon salım miktarına eşit düzeyde karbonun atmosferden tahliyesinin sağlanmasının şart olduğu belirtildi.

Küresel ortalama sıcaklık artışını yüzyıl sonuna kadar 1,5 derecenin altında tutabilmek için karbon emisyonlarının bugüne dek görülmedik düzeyde azaltılması gerektiği işaret edilen raporun yazarlarından Londra Kraliyet Akademisi Öğretim Üyesi Jim Skea, bunun tüm sektörlerde emisyon azaltımı için tedbirler alınmasını, alışkanlıkların değiştirilmesini ve düşük karbonlu üretim ve yakıt seçeneklerine yatırımların artırılmasını gerektireceğini söyledi. Skea, "Küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutabilmek için 21. yüzyıl boyunca atmosferdeki karbondioksiti tahliye etmemiz gerekiyor. Bunun için ağaç dikmeli, biyoenerji üretmeli ve karbon yakalama ve depolama imkânlarımızı geliştirmeliyiz. Ayrıca toprak yönetimi anlayışımızı değiştirmeli ve yeni üretim yöntemleri geliştirmeliyiz" diye konuştu. Zaten hepimizin farkettiği detayları kısaca hatırlatayım. Anormal yağışlar, dolu yağışları, fırtınalar, yağmur görmeden geçen aylar ile kuraklık, ardından aşırı yağış alan bölgelerde sel felaketleri vs. Bu tip hava olayları Türkiye’de artarak devam edecek. Şehirlere kurduğumuz beton duvarlar ile her şeyi bozmak, her araçta tek kişi seyahat etmek vs. Bu duruma hep birlikte geldik, hep birlikte düzeltmek zorundayız.

Tüm bunların üzerine de elektrik faturam gelince anladım ki artık çok daha fazla tasarruflu olmalıyız. Özellikle bu konularda da dikkatli bir aile olmamıza rağmen bir dizi tedbir aldık. Konuyla ilgili pek çok makale okudum. Biraz teknik ve kafa karıştırıcı olsa da özünde prize takılı olan, kırmızı ışık yanarak hazır vaziyette bekleyen tüm cihazlar elektrik tüketimimizi artırıyor.

Neler yapabiliriz?

- Telefonumuzu şarj etmek için prize taktığımız adaptörü işimiz bitince çekelim

- Televizyon, uydu alıcısı, ses sistemi gibi sabit cihazları şalterli bir prize takarsak ve kullanmadığımız zaman şalter üzerinden elektriklerini kesebiliriz.

- Evlerimizin artık vazgeçilmezi internet modemlerini kullanmadığımızda kapatalım

- Evde kullandığımız tüm aydınlatma sistemlerini yeni teknoloji lambalar, led sistemlere geçirelim. İlk başta biraz maliyetli olabilir ancak kullanım sürelerinin uzunluğu ve tüketimleri ile orta vadede bizi avantajlı duruma geçirecektir.

- Aynı şekilde lüzumsuz yanan lambaları kapatmaya özen gösterelim.

- Kalorifer sistemlerine pay ölçer taktırarak tükettiğiniz kadar ödeme yapabilirsiniz. (Bizim apartmanda var büyük faydasını gördük)

- Çok gerekmedikçe özel araçla değil toplu taşıma ile ulaşım ihtiyaçlarınızı çözün.

Bunlar kabaca yapacağınız tasarruflar, say say bitmez ama önemli olan bu bilinçle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Çocuklarımıza bu yaşam şeklini öğretmek çok önemli. Bizden ne görüyorlarsa onu yaptıklarını unutmayın. Bunlardan bana ne, istediğim gibi yaşarım diyorsanız bir daha bu gazeteyi almayın, benimle ve benim gibi düşünenlerle de görüşmeyin, yok olun gidin demekten başka çaremiz kalmıyor. Dünya devi devletler bu işe dur demek istemezse bu işin sonu çok kötü. Toplum olarak devleti yönetenlere bunu hatırlatmak, tepkimizi göstermek bireysel olarak yapabileceğimiz tek şey. Gerisi hikâye... Ne olacak peki diye merak ediyorsanız ve hâlâ izlemediyseniz Waterworld (Su Dünyası) filmini mutlaka izleyin, izlettirin. Dünyanın geleceği nasıl olacak yakından görün.