Felsefe bilimi, yaşamı yapılandırırken varlığımızı yorumlamamıza yardımcı olan bir bilgelik sanatı. Bu sanatı çocuklara benimsetmek için ilk çalışmaları başlatan kişi felsefe profesörü M.Lipman. Akıl yürütme becerisini destekleyen pedagojik öğretim modelini kurgulayan kişi. P4C (PhilosophyforChildren) adıyla bilinen disipline dair ilk farkındalığım çocuk kitapları sayesinde oldu. Çıtır Çıtır Felsefe ve Filozof Çocuk serileri ile doğruluk, haklar, özgürlükler, başarı gibi kavramlar üzerine çocuklarımla birlikte düşünce egzersizleri yapma fırsatı buldum. Küçük Filozoflar serisi ile filozofların hayatları ve düşünce ilkelerinin sıra dışı anlatımlarla çocuk edebiyatına kazandırıldığını gördüm. Ardından topluluk arasında felsefe yapmayı mümkün kılan, safsataları ve karşıtlıkları bir sınıf ortamında işleyen Çocuklar İçin Felsefe serisiyle tanıştım. Serinin son kitapları “Sözler Can Acıtır Mı?” “Duygular Aklımızı Çeler Mi?” kısa bir süre önce okur ile buluştu.

Bugün bahsedeceğim kitaplardan ilki Çocuklar İçin Felsefe’nin yazarı, felsefe doktoru Özge Özdemir’in hazırladığı FELSEFE SINIFI. Kitap, ilkokul öğretim programıyla bütünleştirilmiş çocuklarla felsefe uygulamalarını kapsıyor. Little Thinkers Society’nin kurucusu olan Özdemir ile kitabı üzerine sohbet etme şansım oldu. Kitabı tasarlarken çocukları düşünmeye ve sorgulamaya davet eden içerik ihtiyacını dikkate aldığını, İlkokul Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinin kazanımlarına göre hareket ettiğini öğrendim. Özdemir, “İyi sorular her zaman çocukları aktif düşünmeye, soruşturmaya ve anlamaya davet ediyor. Kavramsal çerçeveyi dağıtmadan nasıl soru sorulabilir, çocuklar nasıl daha derin düşünmeye ve anlamaya teşvik edilirgöstermek istedim.” diyor. Kitaptaki on sekiz ders planının tamamını çocuklarla uygulamış. P4C ders mi? Yöntem mi? Pedagoji mi? Bu soruların açıklamaları içerikte yer alıyor. “Soruşturan topluluk” yaklaşımından hareketle “birlikte anlama edimine” doğru ilerliyorsunuz. Yazar, soruşturmanın bir bağlam içinde gerçekleşmesi gerektiğini belirtiyor ve okurun dikkatini bir ‘uyaran’ olarak resimli çocuk kitaplarına yöneltiyor. Felsefe eğitimi almamış ebeveynlerin kitabı ne şekilde değerlendirebileceğini sorduğumda; “Her ders planının temelinde halihazırda yazılmış ve baskısı olan bir kitap var. Kitabın içindeki bir sorunsal bizi felsefi tartışmaya çekiyor. Mesela, Bekçi Amos’un Hastalandığı Gün adlı kitap üzerinden ‘özen göstermek’ kavramını tartışıyoruz ya da İki Bana Bir Sana kitabı üzerinden ‘adalet’ kavramını. Öğretmenlerin kitabı eleştirel düşünmenin aracı olarak nasıl kullanacaklarını görmelerini sağlamak en büyük kazanımımız. Benzer şekilde ebeveynler de resimli kitaplarla nasıl felsefe yaptığımızı görebilirler” cevabını aldım.

Yüzlerce saatlik çalışmaların ürünü olan kitabın çocuk edebiyatı ile bütünleşik içeriğini ve duygular kadar fikirleri harekete geçirenetkisini önemsiyorum.

felsefe-ve-resimli-cocuk-kitaplari-924876-1.
Nobel Akademik Yayıncılık
Yazan: Özge Özdemir

Düşünen çocuğun zihni geriye dönülmez biçimde genişler. Gülüyorsa neşesine, sözünü cesurca dile getiriyorsa gerçekliğine inanmak gerekir. Zaman zaman halleridelilikle örtüşür. Böyle bir benzerlik kurmak doğru mu değil mi? Kötü ya da iyi mi? Çocuğa hiç deli denir mi? düşüncelerinden yola çıkıp ERASMUS VE DELİLİĞİN ZİLLERİ kitabını keşfedelim. Hümanizmin sularında yüzerken şamataya ve acıya giydirilmiş, korkusuzluğa soyunmuş deliliğe bir göz atalım.Anlatıcı bizi Gargantua’nın yazıldığı döneme, Sorbonne Üniversitesi’nden iki sokak öteye, yoksul öğrencilerin konakladığı bir çatı katına davet ediyor. Kendisine Yunanca “arzu”, “aşk” anlamına gelen Erasmus denmesini isteyen Gerard adındaki öğrencinin odasına giriyoruz. Gencin düşüncelerindeki cambazlık okuru renkli bir akışa hazırlıyor. Erasmus’u “Ay çarpmış”! O devirde bu söz ne anlama geliyor? Ertesi gün unvan sunumu var. Heraklit’ten İbn Rüşt’e konuya hâkim olan Erasmus’un hazırladığı konuşma metninde eksik olduğunu düşündüğü bir şeyler var! Bu esnada odasında beliren kadın kim? İş deliliğe vuruldukça kahkahanın yükseldiği bir ortamdan Babil’in asma bahçelerine uzanan kitabın çevirisindeki ustalık dikkat çekici. Şarkılar, oyunlar, laf ebeliğinin mahareti okura taşınıyor.Her şeyi çözdüğünü zannettiği noktadainsanı nasıl bir gerçeklik bekliyor? Çılgınlığın meyvesi olan savaşlar, deliliğin sofrasına oturanlar, köleliğin, diktatörlüğün, marşların, insan elinden çıkma tufanların mucidi olan yalanlar anlatının katmanlarına yerleşiyor. İnsanlar ne zaman birbirinin dilini anlamaz oldu? Ülkeler, sınırlar ve geçmiş çağlar aşılırken kitapta olan bitenler övgü mü yoksa bir delilik eleştirisi mi? Hikâye Hieronymus’un ‘Deliler Gemisi’ne oradan da “Filozofa düşen görev nedir?” sorusuna bağlanıyor. Bir insan düşüncenin nerede bitip rüyanın nerede başladığını nasıl bilebilir? İnsan kalbini açık bir kitap gibi okuyabilen kimdir? Ertesi gün kürsüye çıkan Erasmus’un tartışma yaratan sunumunun detaylarını ve sonrasında olanları merak ediyorsanız, deliliğin kılığına girmeye hazırlanın. Bilgeyi anlamak…Kendini bilge sanmak… Nedir budalalık, kimdir ahmak? Edebi karnavalda Sen Nehri konuşabilir, fısıldayan bir şapkadan filozof olmanın püf noktası dinlenebilir.Eh, bir kitaptan daha başka ne istenir?

felsefe-ve-resimli-cocuk-kitaplari-924877-1.
Metis Yayınları
Yazan: Claude-HenriRocquet
Resimleyen: Celine Le Gouail
Çeviren: Ayşe Deniz Temiz

Çocuklarımız yeni fikirler üretsin istiyoruz ancak öğretim hayatları başladığında klişe baskılarla heveslerini kırıyoruz. Bu noktada EĞER adlı kitap yetişkinlere nazik bir uyarı, çocuklara ise destek niteliğinde.Yazar, kitabı özgür ruhlu oğluna, çizer ise içindeki ayıya ithaf etmiş.Nedenini okuyunca anlıyorsunuz. Denizanasından rakuna onlarca hayvan ile insani hallerimiz arasında bağıntılar buluyorsunuz. “Büyükler küçüklüklerini bu kadar çabuk unutmasaydı, çocuklardan o kadar şey bekler miydi?” diye soruyor yazar. ‘Eğer’ diye başlayan cümleler kurarak yüksek beklentinin yarattığı huzursuzluğu dağıtmak mümkün mü? Hangi çocuk istemez sakince odaklanmayı? Kendisinden istenenleri çabucak yapmayı? Dilerseniz ‘hangi çocuk ister’ diye de sorabilirsiniz aynı soruları. Farklı düşünme becerilerine sahip olan çocuklara ulaşacaktır cevapları! Kitap, bıcır bıcır bir sonu olan güçlü bir empati çağrısı. Nasıl da değerlidir beş yaş aklı ve hatırı!


felsefe-ve-resimli-cocuk-kitaplari-924878-1.
Nesin Yayınevi
Yazan: Hafize Çınar Güner
Resimleyen: Burcu Yılmaz

“Kafesine destek olan tek kuş ruhtur ve düşüncede var olan irade düşlerde yoktur” der V. Hugo. Felsefeyi içinde barındıran ve güçlü sorular sorduran kitaplar mucizedir. Hayatlara usulca temas eder bazılarını kökten değiştirir.