Türkiye gibi Özel Kopyalama Harcı’nın devlet eliyle toplanıp hak sahiplerine dağıtılmadığı ve kamu tarafından kullanıldığı bir başka örnek yok. Bu, hakkımızın devlet eliyle gasbedilmesi demek değil mi?

Hakkımızı verin
Fotoğraf: Pixabay

Bu hafta Müzik Meslek Birlikleri ve üyelerini ilgilendiren olağanüstü genel kurullar var. 7 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Telif Hakları Alanında Meslek Birlikleri Yönetmeliği”nin yürürlüğe konulmasıyla, meslek birliklerinin tüzüklerini ve ona bağlı yönergelerini değiştirmesi gerekiyor. Tüzük her meslek birliğinin anayasası demek. Tek gündemle toplanacak ve seçim yapılmayacak bu olağanüstü genel kurula tüm üyelerin katılımı çok önemli.

Aslında baktığımız zaman müzik sektörü ve kültür endüstrisiyle ilgili yazılacak, konuşulacak, tartışılacak o kadar çok şey var ki. Dünya bambaşka bir yere gidiyor biz ne yazık ki yerimizde sayıyoruz. Mesela Özel Kopyalama Harcı… Kültür Bakanlığı’na ait özel bir hesapta toplanan ama bir türlü hak sahiplerine dağıtılmayan bu özel kopyalama harcı uygulaması dünyada nasıl bizde nasıl? Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (MÜ-YAP)’nin proje sahibi olduğu ve TC Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla hazırlanan bu mini kitap birçok sorunu gözler önüne seriyor. Yazarı da akademisyen Dr. Funda Lena.

SANATÇI TAZMİNATI

Önce özel kopyalama harcı ne ona bakalım. Özel kopyalama harcı, fikri mülkiyete tabii olan içeriklerin herhangi bir ticari amaç gözetmeksizin, yalnızca şahsi kullanım amacıyla analog veya dijital cihaz ve taşıyıcılar aracılığıyla kopyalanmasına denir. Nedir bu cihazlar? Tablet, bilgisayar, cep telefonu vb. Taşıyıcılar ise CD, DVD, hafıza kartı vb. Özel kopyalama harcı ise, hak sahiplerinin özel kopyalamadan doğan hak kayıplarını gidermek için dünya genelinde yaygın olarak kullanılan bir tazminat uygulamasıdır. Burada altını çizmemiz gereken kelime ‘tazminat’tır. Sanatçının tazminatı. Bu yüzden hazineye gelir olarak kaydedilecek kalemlerden değildir.

Türkiye’de biriken bu tazminat konusunda çeşitli varsayımlar var ama net sonucu ne yazık ki bilemiyoruz. Ama Avrupa’dan bir örnek vermek gerekirse 2018 yılında toplanan gelir (1.019.400.000) avro. Türkiye özel kopyalamanın yasal istisna kabul edildiği ve harç ödemenin yasal zorunluluk olduğu fakat harç toplama ve/veya dağıtım mekanizmasının olmadığı birkaç ülkeden biri. Yani bu ne demek devlet, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu madde 38’e göre şahsi kopyalamalara izin verilir bunun karşılığında 44’üncü maddeye göre ise özel kopyalama yapmaya yarayan cihaz ve taşıyıcıların ithalatçıları ve üreticileri üzerinden belirli bir oranda pay alır (Yüzde 3’ü geçmemek koşuluyla.) Tamam buraya kadar gayet güzel ama iş bu tazminatı hak sahiplerine (Eser sahipleri, yorumcular, müzik yapımcıları, yazarlar, oyuncular, icracı sanatçılar, yayınevlerin, film yapımcıları, yönetmenler, senaristler) dağıtmaya gelince kimseden ses yok.

REDDİ MİRAS

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 2001 yılı öncesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından toplanan Özel Kopyalama Harcı gelirlerinin yüzde 75’ini meslek birlikleri aracılığıyla hak sahiplerine dağıtılmasını öngörmekteydi. 2001 yılında yapılan bir değişiklikle meslek birliklerine dağıtım şartı ortadan kaldırıldı. Mevcut durumda Türkiye’de madde 44’e istinaden toplanan bu harçlar hak sahiplerine dağıtılmamaktadır. Nokta. Türkiye gibi harcın devlet eliyle toplanıp hak sahiplerine dağıtılmadığı ve kamu tarafından kullanıldığı bir başka örnek yok. Niye? Bu hakkımızın devlet eliyle gasp edilmesi demek değil mi? Devlet baba biz sanatçıları üvey evlat olarak görmeye devam ediyor hâlâ. Olsun. Gün gelir biz de reddi miras yaparız…