Savaşların, çatışmaların, krizlerin eksik olmadığı bir yılı daha geride bıraktık.

Her şeye rağmen Fidel’in dediği gibi, Vamos Bien.

Yani “iyi gidiyoruz.”

Türlü saldırılara, baskılara, kuşatma ve dayatılmak istenen karamsarlığa karşın, umutsuzluğa kapılanlara, çaresizlik tohumları ekmek isteyenlere, bardağın boş tarafından bakmayı kendilerine ilke edinenlere inat, iyi gidiyoruz.

NEREDEN Mİ BİLİYORUZ?

Güney Amerika'dan Ortadoğu'ya, Afrika’dan Asya ve Avrupa'ya dünyanın dört bir köşesinde sokaklara çıkan milyonlardan…

Yoksulluk, yolsuzluk, zamlar, hayat pahalılığı, adaletsizlik, kötü yönetimlere karşı meydanlara çıkanlardan…

Yaşam alanlarına sahip çıkıp, ulaşım, eğitim, sağlık hakları için barikat barikat direnenlerden…

‘Tek bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ diyerek dünyanın bütün meydanlarını dolduran; ‘Hayır dersem hayırdır. Israr edemezsin. Beni suçlayamazsın tecavüzcü sensin. Ne istersem giyerim taciz edemezsin’ diyen kadınlardan…

Neoliberal köhne düzenin eşitsizliğine, adaletsizliğine, yağmacılığına karşı Santiago’dan Beyrut’a, Bogota’dan Bağdat’a, Tahran’dan Kahire’ye, Budapeşte’den Bratislava’ya, Roma’dan Berlin’e dört bir yanda isyan bayrağı çekenlerden…

Egemenleri saran korkudan, korktukça saldırganlaşmalarından, ellerindeki tüm baskı aygıtlarıyla saldırmalarından… Biliyoruz.

EVET, İYİ GİDİYORUZ

Yüz binlerin isyan dalgası 2019'a damga vurdu. Ve bu umut dalgası daha da büyüyecek. Savaş tamtamlarının hiç susmadığı, tezkerelerin ardı ardına geçtiği, yeni askeri maceralar için kolların sıvandığı zor bir yıl bizi bekleyecek olsa da yine de umudun yılı olacak kuşkusuz.

Sadece dışarıda değil içeride de Vamos Bien.

Siyasal İslamcı rejim on yedi yıl sonra geriletildi. Başta kadınlar olmak üzere yaşam tarzlarına, doğasına sahip çıkanlara, işçilere, emekçilere, öğrencilere diz çöktüremedi.

KAYBEDECEKLER

Bu daha başlangıç.

Tek adam rejimi bünyesindeki kan kaybını durdurmak için içeride “çılgın” projelerle hayal satmaya, dışarıda da saldırgan politikalarla ülkeyi maceradan maceraya sürüklemeye devam edecektir.

Ancak ok yaydan çıktı. Kendileri de bunun farkında. Endişeleri, korkuları, saldırganlıkları da bundan.

NE YAPMALI?

Neoliberal, kapitalist/emperyalist düzen su alıyor. Yönetenler eskisi gibi yönetemiyor, yönetilenler de eskisi gibi yönetilmek istemiyor.

Şimdi bize düşen, gücümüze güç katarak daha fazla mücadele etmek.

Bu iyimserliği sürdürmeli, umudu diri tutmalı, neşeyi görünür hale getirmeli.

Kapı kapı, sokak sokak, mahalle mahalle, ülke ülke örgütlemeye devam etmeli.

Her nerede olursa olsun umutsuzluk iklimi yaratmak isteyenlere hiçbir şekilde geçit verilmemeli.

Her şeyin kötü gideceğini fısıldayanlara, yılgınlık yaymaya çalışanlara, karamsarlara, “yorgun demokratlar”a prim verilmemeli.

Kaybeden siyasal İslamcı karanlığın daha da saldırganlaşacağı aşikâr. Öyleyse birken iki, ikiyken dört olunmalı. Yeni başlangıçlar yapılmalı, yeni yollar bulunmalı.

İçeride de dışarıda da kaybedecekler.

Umutlu olmak için binlerce neden var.

Fidel'in dediği gibi Vamos Bien.