Iraklı Kürtlerin referandum ısrarı, IŞİD’in yaklaşan yenilgisi, Selefi cihatçıların yeni Rakka’sı İdlib’e yönelik olası müdahale ve Suriye’deki gelişmelerin hareketlendirdiği bölgede aktörler, aktüel gelişmeler ışığında yeni pozisyon arayışında. İran Genelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri’nin bugün gerçekleşmesi beklenen Ankara ziyareti de bu arayışın somut bir yansıması. Bir son dakika değişikliği olmazsa Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın davetlisi olarak Ankara’ya çıkarma yapacak olan Bakıri, üç gün sürecek ziyarette, birlikte pozisyon almanın olanaklarını arayacak.

İran resmi haber ajansı İRNA, Bakıri’nin ziyaretinde, “terörle mücadele, bölgesel gelişmeler, savunma alanındaki ikili ilişkiler ve sınır işbirliği” konularının başlıca konular olarak ele alınacağını belirtti. Ajansın geçtiği bilgiler ziyaretin neden gerçekleştiğini ana hatlarıyla ortaya koysa da, normal şartlarda pek üzerinde durmayı gerektirmeyecek ziyaretin hem askeri hem de siyasi anlamı büyük.

Ortadoğu’daki son gelişmeler, bölgesel-uluslararası mevcut konjonktür, oluşmakta olan yeni dengeler bu ziyareti sadece Türkiye-İran açısından değil, bölge ağırlıklı yeni dengeler/ittifaklar açısından da oldukça kritik bir seviyeye taşıyor.

Zira düne kadar Suriye-Irak-Arap Baharı merkezli ihtilaflar nedeniyle farklı cephelerin sözcülüğünü yapan Türkiye ve İran, kontrolden çıkan ve kendi mevcut pozisyonlarını da sarsan olaylar nedeniyle “mecburen” de olsa yan yana gelme gereği hissediyor.

•••

Peki nedir bu mecburiyet? Ortadoğu’da hemen her sorunda farklı kutuplarda yer alan Tahran ve Ankara’yı zorunlu olarak aynı masa etrafında buluşturan faktörler şunlar.

1) Irak Kürtlerinin referandumu: Irak’lı Kürtler Barzani liderliğinde eylül ayında referanduma gidecek. Her iki ülke de referanduma karşı. Kürtlerin bağımsızlığının kendi iç siyasetlerin direkt etkilemesinden endişe ediyorlar. Bu karşıtlık geçen yıl Erdoğan ile Ruhani liderliğindeki görüşme sonucunda yayınlanan ortak bildiride de açıkça yer almış, özerklik veya bağımsızlık arayışındaki Kürt hareketlerine sahip Suriye ve Irak’ta toprak bütünlüğü ve siyasi birliğin korunması gerektiğine dikkat çekilmişti. Ancak Tahran olası bir Kürt devletine Ankara’dan da daha fazla karşı. Bağdat’taki Şii yönetim Tahran’ın yörüngesinde. Ankara ise Irak’taki Şii yönetimdense, Erbil’deki Sünni Kürt yönetimi üzerinden iş tutmayı tercih eder nitelikte.

2) IŞİD sonrası Irak ve Suriye’nin geleceği: IŞİD için nihai son göründü. Irak- Suriye coğrafyasında Halifelik ve İslam Devleti ilan eden radikal İslamcı köktendinciler için mutlak son görünmeye başlandı. IŞİD sonrası için bölgede yeni denklem söz konusu. Cihatçıların nereye gideceği, bunların yol açtığı tahribatların nasıl giderileceği tam bir muamma. IŞİD ve türevi cihatçıların hedefindeki ülkelerden ikisi Türkiye ve İran.

3) İdlib sorunu: İdlib cihatçıların yeni Rakka’sı. El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’nın ana gövdesini oluşturduğu Heyet Tahrir Şam’ın kontrolünde. Suriye ve hatta Lübnan’dan sürülen bütün Selefilerin toplandığı vilayet konumunda İdlib. Onlarca örgüt faaliyette. Rakka harekâtı sonrasında sıra İdlib’e gelecek. Rusya ve Suriye Devleti operasyon sinyalleri veriyor. İdlib’in mevcut durumu bütün bir Suriye için büyük tehdit.

4) PJAK-PKK varlığı: Her iki ülke de kendi içinde ciddi bir çatışma süreci yaşıyor. PKK’nin İran kolu PJAK - Kürdistan Özgür Yaşam Partisi- ile İran birlikleri arasındaki çatışmalarda son dönemde gözle görülür bir artış var. Türkiye de benzer bir çatışma sürecinin merkezinde. İki ülke “güvenlik meselesi, sınır geçişi ve ortak istihbarat” konuları dahil birçok konuda işbirliğine gitme arayışında.

5) Katar-Körfez Arap Monarşileri krizi: Ankara ve Tahran’ı son dönemde aynı potada bir araya getiren bir diğer gelişme ise Katar krizi. Suudi Arabistan-BAE ikilisinin öncülüğündeki Körfez Arap ülkelerinin Katar’a ambargo uygulamasıyla başlayan krizde, Ankara-Tahran, Katar’ın yanında yer aldı. Katar’ın Türkiye ve İran ile ekonomi ve siyasi ilişkilerinin seyri iki ülkeyi de farklı cephelerde yer almasına bakmaksızın aynı saflarda buluşturdu. Geçenlerde Tahran’a giden Ekonomi Bakanı Zeybekci, Arap ülkeleri Katar’a yaptırım uygularken Türkiye’nin İran üzerinden bu ülkeye yardım göndermeye devam edeceğini söyledi.

•••

Ortadoğu büyük bir kırılmanın eşiğinde. Bölge ülkeleri bu gerçekliğin pekala farkında. Her aktör bu fay hattından en az etkilenecek şekilde kendisini konumlandırma arayışında. Iraklı Kürtlerin bağımsızlığı, Suriye, IŞİD, El Nusra, Selefi cihatçılar, PKK/PJAK bu kırılmanın önemli sacayaklarından ve İran ile Türkiye’yi mevcut ikili ayrılıkları bir tarafa bırakarak yan yana düşürüyor. Her iki ülke de Kürt sorunu başta olmak üzere mevcut pozisyonları korumanın yollarının birlikte hareket etmekten, işbirliği yapmaktan geçtiğinin farkında.

İran Genelkurmay Başkanı Bakıri’ni ziyareti işte tam da bu noktada başlı başına bir mesaj.