Aylardır sınavlar, salgın, salgında yaşanılan sorunlar ve eşitsizliklerin tartışıldığı bir dönemin sonrasında LGS sonucu yerleştirmeleri ve YKS sonuçları açıklandı.

Salgında MEB’in son paylaştığı verilerle dahi 4 milyon 247 bin öğrencinin uzaktan eğitime hiç erişemediği, erişebilen öğrencilerin yüzde 61’ inin uzaktan eğitime cep telefonu ile erişmeye çalıştığı, devamlılığın, eşit, nitelikli eğitim koşullarının sağlanmadığı ve salgında öğrencilerin yaşamlarına dair ciddi kaygılar yaşadığı günlerde müfredatın azaltılması noktasında dahi bir adım atılmadı ve sınavlar ısrarla gerçekleştirildi.

Kamu okulları ile özel okullar arasında yaşanılan eşitsizliğin ciddi boyutlara ulaştığı süreçte bu yılın notlarının sınav başarı puanına dahil edilmesi salgında çalışmak zorunda bırakılan, uzaktan eğitime erişemeyen yüz binlerce öğrencinin nasıl yok sayıldığının açık kanıtı.

Sınav merkezli eğitim sistemi ile öğrencilere dayatılan bu çember durmaksızın dönüyor.

Eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesini hattını esas alan bu çember, bu çark öğrencilerin gelecekleri pahasına dönmeye devam ediyor.

Öğrencilerin yaşamlarının en güzel yıllarını, anlarını çalan LGS çemberi 1 milyon 243 bin 830 öğrencinin yüzde 86’sı için hiçbir anlam ifade etmiyor. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun yaşamına dokunmayan seçmeye, elemeye dayalı sınavlar salgına rağmen MEB’in temel gündemi oldu. Çünkü sınavlar sermayenin ve siyasi iktidarın ihtiyaçları üzerinden eğitimin piyasalaştırılmasının, dinselleştirilmesinin, okullaşma politikalarının hayata geçirilmesinin temel aracı…

Liselere yerleştirmede 30 Haziran-16 Temmuz tarihlerinde özel okul kayıtlarına öncelik verildi ve çocukların üstün yararı değil, özel okul patronlarının “kârı, rantı” önce garantiye alındı. Özel okullara yerleşenler kamu okulları için tercih yapamıyor ama yerleştirmeye esas nakil tercih başvurularının alınması sürecinde özel ortaöğretim kurumlarına kayıt ve nakil işlemleri yapılabiliyor. Her şey sermaye ve siyasi iktidarın bekası için… Çember dönmeye devam ediyor.

8. sınıf mezunu 6 öğrenciden biri LGS’ye girmedi. Bu çocuklar mevsimlik tarım işçisi olarak veya başka işlerde mi çalıştırıldı, uzaktan eğitime ve yüz yüze eğitime ulaşamadığı için mi sınava girmedi, çocuk yaşta evlendirildi mi, yüz yüze eğitimin sürdürülemediği koşullarda cemaat, tarikat yurtlarına mı mecbur bırakıldı? Bu soruların cevabı yok ve bu konuda tüm öğrencilerin kamusal eğitim hakkından sorumlu olan MEB’in en ufak bir açıklaması yok. 205 bin 338 çocuk nerede? Çember dönmeye devam ediyor.

LGS 2021 sonuçlarında 400-500 puan dilimi 2020’de yüzde 7,85 iken 2021’de 5,61’e; 300-399 puan dilimi yüzde 29’dan 21,52’ye düştü. 200-299 puan dilimi ise 2020’de yüzde 56 iken, 2021’de 62,17’ye yükseldi. Eğitimin her geçen yıl hak olmaktan çıkarıldığı, eşitsizliğin ulaştığı boyutu sayılar, veriler haykırıyor. Çember dönmeye devam ediyor.

Yerel yerleştirme tercihi ile de “tercih” adı altında zorunlu okul türü dayatılıyor. Öğrenciler birden fazla okul türü tercih etmek zorunda... MEB yayınladığı raporda “Öğrencilerin okul türlerine yönelik tercih oranları tercih sıralarına göre incelenmiş ve-geçmiş yıllarda da olduğu gibi- Anadolu Liseleri ile Fen Liselerinin tercihlerde ağırlık kazandığı belirlenmiştir” diye açıklıyor. Ama her yıl sermaye istedi diye, siyasi iktidarın rejim inşasının vazgeçilmezidir diye okullaşma politikası zorunlu meslek liselileştirme ve zorunlu imam hatipleştirme hattı üzerinden son hızla sürdürülüyor ve kılavuzda imam hatip ve meslek lisesi tercih etmek zorundasın diyor. Çember dönmeye devam ediyor.

Öğrencilerin nakillerde de hiçbir okula yerleşememesi durumunda ise il/ilçe komisyonlarına başvuran öğrencileri komisyon boş kontenjanı olan okullara yerleştiriyor.

Yasalarda, sözleşmelerde kamusal eğitim anayasal ve evrensel bir haktır cümlesinin işte tam da o anda yüz binlerce çocuğun yaşamı için yazılı bir metnin ötesinde hiçbir karşılığı kalmıyor. Özel okula yüzbinler veremiyorsan, ya sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı için meslek liseli, ya da siyasi iktidar istedi diye imam hatipli olmak zorundasın. Fabrikaların, otellerin, organize sanayi bölgelerinin içersine açılan meslek liselerinin müjde diyerek açıklandığı, Mehmet Ali Yavuz-lar-a ne oldu sorusunun dahi cevaplanmadığı bir acı gerçeği yaşıyor çocuklar bu memlekette…

“Sınıf”ın çemberi, “sınıf” a dayatılan çember, bu çemberi bir an bile durmaksızın döndürmeye devam edenler açıkça tercihini, tarafını ilan ediyor.