Hiç mi söyleyecek bir şeyiniz yok bu olanlar karşısında? Yıllardır ekmek yediğiniz müziğin pandemi bahanesiyle yasaklanmasına karşı duyarsız mı kalacaksınız? Vicdanınızın sesini ne zaman duyacaksınız? Sesinizi ne zaman yükselteceksiniz?

Manifesto

Bu yazı, tüm müzisyenlere, meslektaşlarıma ve sektördeki yetkililere samimi bir yakınmadır, seslenmedir. Eski, yeni, pop star, duayen, baba, kent ozanı, mega star, rock star, ılımlı, yandaş, muhalif, İslami demeden tüm müzisyenlere de bir çağrıdır.

>> Müzik sektörü soluk alamazken, müzisyenler evine bir ekmeği bile zor götürürken, geleceğin parlak müzisyenleri yaşadıkları bu süreç sonunda üzülerek birer birer bu alanı terk ederken ustalarımız kiralarını faturalarını ödeyemezken suskunluğunuz niye?

>> “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”, “Her koyun kendi bacağından asılır” mantığıyla müzisyenliğinizi, yaratıcılığınızı nasıl sürdüreceksiniz? Bu dünyayı güzelleştirmeye nasıl katkı sunacaksınız?

>> Bu salgın döneminde tiyatro ve bale gösterileri devam ederken konserlerin yasaklanmasına, çalışma saatlerimizin 24.00 ile kısıtlanmasına performans salonlarının birer birer kapılarına kilit vurmasına müzik yapma hakkımızın elimizden alınmasına, bizim sahnelerimiz bomboşken mitinglerdeki ulaşım araçlarındaki açılışlardaki diğer kalabalıklara nasıl göz yumacaksınız?

>> Siyasi görüşünüz beni ilgilendirmez ama bu pandemi döneminde bile, ne olursa olsun iktidarla ve yerel yönetimlerle ters düşmemek, birkaç konser kaçırmamak, protokolde ön sıralarda yer almak için kafanızı ne zaman kumdan çıkaracaksınız?

>> Hiç mi söyleyecek bir şeyiniz yok bu olanlar karşısında? Yıllardır ekmek yediğiniz müziğin pandemi bahanesiyle yasaklanmasına karşı duyarsız mı kalacaksınız? Vicdanınızın sesini ne zaman duyacaksınız? Sesinizi ne zaman yükselteceksiniz?

>> Eylem, örgütlü mücadele, demokrasi kültürü, sivil toplum, hak, adalet sözlerine bu denli yabancılaşmanız hatta korkmanız ne zaman son bulacak?

>> Dinleyiciler izleyiciler, müzikseverler vatandaşlar bile bu adaletsizliği dile getirirken bu yaşadıklarımıza tepki gösterirken siz sosyal medyada hâlâ ne yediğinizi ne içtiğinizi nereleri gezdiğinizi mi paylaşacaksınız?

>> Eski solcu lafını hiç sevmem ama sektör içinde yer alan, zamanında kitleleri peşlerinden sürükleyen arkadaşlarımız adil, eşit ve sömürüye karşı bir düzen için hayatlarını ortaya koymuşken, günümüzün bu ağır şartlarında böyle susarak, duymazdan görmezden gelerek mi örnek olacaksınız geleceğin müzisyenlerine? Yıllardır eleştirdiğiniz oportünizm’ in savunucusu kapitalizmin bekçisi mi olacaksınız?

>> Müzik Meslek Birlikleri’nin değerli yöneticileri bu olağanüstü dönemde ve olağanüstü koşullarda kavgayı, gürültüyü, zıtlaşmayı bırakıp birlikte hareket etmeyeceğiz de ne zaman hareket edeceğiz? “Hak verilmez alınır” sözünü rafa mı kaldırdık?

>> Sen! Genç müzisyen arkadaşım. Bu yazdıklarım sakın ola ki moralini bozmasın. Ben bir kere daha dünyaya gelsem yine şarkı söylemek, enstrüman çalmak, beste yapmak isterdim.

Yine sahneye çıkmak, şarkılarımı kimi zaman ufak bir toplulukla kimi zaman binlerce insanla bir arada söylemek isterdim. Akşam olup da kafamı yastığa koyduğumda sevdiğim bir işi yapmanın, onunla ailemi geçindirmenin tarifsiz bahtiyarlığıyla.

Müziğe küsme, içindeki yeteneğe ihanet etme!

Ne demiş Nâzım usta: “En güzel günler henüz yaşamadıklarımızdır.”