Son haftalarda ülkede yaşanan cumhurbaşkanılığı adaylığı, milletvekilliği tartışması, anayasa görüşmeleri “Harpte Ne Yaptın?” filmindeki sahnelerden alıntılar şeklinde gelişiyor.

Filmi izleyenler hatırlar. 2’nci Dünya Savaşı sırasında bir birliğe küçük ama stratejik bir köyü ele geçirme görevi verilir. Birliğin köye girdiğinde gördüğü gerçek ise köylülerin ve askerlerin geleneksel şenliklerini ve futbol maçlarını yapmak dışında bir dertlerinin olmadığıdır. Şenlik sürer. Hatta işgalciler de katılır. Uçakların keşif yaptığı zamanlar savaşır gibi yapılır.

***

Bugün yaşanan günler de geçecek. Bu karanlık bitecek ve bize gelecek kuşaklar soracak "o günlerde sen ne yaptın?"

6 yaşında çocuklara gelinlik giydirilen günlerde ne yaptın?

Anayasa tasarısı ile 20 yılın sonunda,kadınların mücadele ederek kazandıklarının, kalanını da elinden alan laikliğin son kırıntılarının da ortadan kaldırıldığı o karanlık günlerde ne yaptın?

Her gün bir kadının katledildiği günlerde ne yaptın?

Öyle ya. Önümüzdeki tabloya bakıp bu soruyu sormamak mümkün mü?

MEB’in açıkladığı 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerinde ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğu örgün eğitim dışında. Açık öğretimde kayıtlı kız öğrenci sayısı ise 636 bin 270’e ulaşmış durumda.

1,5 milyonu aşkın kız çocuğu artık okullarda değil.

1,5 milyonu aşkın kız çocuğu nerede? Ne yaşıyor?

***

Tam bu günlerde 30 Ocak’ta Hiranur davası başlıyor.

Hiranur Davası, 6 yaşında çocuklara gelinlik giydiren karanlıkla mücadelenin kavgası. Hiranur Davası, 80 darbecilerine ve sürdürücülerine meydan okumanın davası. Patronların bekası adına aynı tarikatta olduğu için patronla, tarikat şeyhiyle aynı kaderi yaşadığına inandırılan emekçilerin ülkesini yaratanlarla mücadelenin, sınıfın, emeğin davası.

Hiranur Davası, eğitim, sağlık başta olmak üzere halkın en temel kamusal haklarının tasfiye edilmesine, paran kadar yaşa diyerek halka ait kaynakların tarikatlara peşkeş çekilmesine tarikat hastanelerini, tarikat okullarını açanlara karşı artık yeter demenin davası.

Hiranur Davası, Cumhuriyet’in ilerici birikimlerinin tasfiye edilmesine, memleketin her yerinin bir örümcek ağı gibi tarikatlarla kuşatıldığı gericiliğe karşı laikliği kazanma inadının davası.

Hiranur Davası, Afganistan’da, İran’da, Türkiye’de kadınların, kız çocuklarının haklarını hedef alan emperyalizmin sömürü düzenine karşı tam bağımsız bir memleket mücadelesinin davası.

Hiranur Davası 20 yıldır bu ülkede inşa edilen düzenin her günü, her anı için “Artık Yeter” kararlılığının davası.

***

Hatırlayın BirGün’ün 7 Aralık manşetiyle yüreğimiz bir kez daha nasıl kanadı. Ensar’da, Aladağ’da, Kulp’ta memleketin her yerinde onlarca kez yaşadığımız olayda olduğu gibi istismarın faili yine aynıydı. Yani “Bir kereden bir şey olmaz” diyenlerdi. Çocukların yaşamlarını karartanlara “çocuğun rızasıdır” diyerek kol kanat gerenlerdi. Mecliste kahkahalar eşliğinde istismarı onaylayan,oy verenlerdi. Fail tarikat düzenini yıllardır “münferit” diyerek aklayanlardı.

30 Ocak Hiranur Davası kadınları, kız çocuklarını yok sayanlara karşı 20 yıldır bu karanlık düzeni örgütleyenlere karşı sürdürülen mücadele için bir milat. Feminist mücadele için bir milat.

Hiranur Davası herkes için bir turnusol.

Laiklik demekten sakınan, imtina edenlerle haykıra haykıra laiklik mücadelesi vermekten asla vazgeçmeyenleri tarihin mutlaka yazacağı bir dava.

30 Ocak davası bir kadının cesaretini dalga dalga büyütme kavgasıdır.

30 Ocak davası laiklik kavgası ve memleket meselesidir.