Özgürlük ve Dayanışma Partisi’ne oy verme hakkımız elimizden alınmış...

Özgürlük ve Dayanışma Partisi’ne oy verme hakkımız elimizden alınmış...

Oy pusulası, oyun pusulasıymış.

Demokrasicilik oyunlarının pusulası...

Marifet pusulaysa eğer, biz yolumuzu illa ki buluruz. “Yıldıza” bakar yine buluruz, biz yolumuzu biliriz... Marifet pusulaysa eğer, pusula yıldızımızda, pusula yumruğumuzda...

Anladık!

Yeni rejiminize “ileri demokrasi” diyorsunuz... Yani “AKP-C” adlı “derin” parti-cemaat ittifakınızın ürünü illegal-militan örgütünüzle, YGS-YSK taktikleriyle ilerlettiğiniz rejiminize...

Demokrasi? Sadece kendiniz içinmiş...

Haa, kırıntıları da tırstıklarınız için... Ama onlara, yani Kürtlere bir parça "demokrasiyi” siz vermediniz ki... Söke söke aldılar haklarının bu “parçasını” sizlerden. Ve iyi de ettiler. Yani tırsınca geri adım atar gibi yapabilirmişsiniz, Kürtler karşısında yaptığınız gibi... “Buyurun demokrasiii”, diyebilirmişsiniz.

Farkındayız!

“Bizlerden” henüz tırsmıyorsunuz...  “Bir avuç bunlar, haber değerleri bile yok baksanıza” diyorsunuzdur. “Şimdilik bu kadar demokrasicilik yeter, seçimcilik yeter” diyorsunuzdur.

Öyleyse bize ne “sizin” demokrasinizden!

Seçime katılım hakkımızı filan alabilirsiniz, ama öyle bir sözümüz var, “verilmiş bir sözümüz” var ki, onu bizden asla alamazsınız.

Bu, en çok mazlumların sesli harfleriyle yazılmış ve tek bir kelimeyle verilmiş sözümüzdür bizim...

Sadece Türkçe söylendiğinde eksikti bu söz, sadece Kürtçe söylendiğinde de eksik elbet...  Şimdi en fazla Kürtçe söyleniyor, ama yeniden Türkçe ve her dilde telaffuzu da öğrenilecek... Ve zalimlere “son söz”, işte böyle, onların da anladıkları dilden söylenecek...

Çünkü dünyanın en fazla sessiz harfli kelimesiyse teslimiyet; dünyanın en çok sesli harfli kelimesidir hürriyet...

Ve hürriyet için kurulan tüm cümlelerin en çok sesli harfli ve en harbi kelimesidir, Devrim! Pusulamızın ibresinde şaşmayan yönümüzdür: Devrim!

Dinleyin!

Pusulanın gösterdiği yönden, tarihten gelen sese, geleceğe verilmiş söze kulak verin derhal!

Bilinir ki lal edilen mazlumların tek çaresidir: İhtilal!