Rusya’nın Ukrayna’yı işgali küresel dünya düzenini sarsarken şimdiden Avrupa’nın, Asya’nın ve Afrika’nın jeopolitiğini değiştirmeye başladı. Büyük kapışmanın öncü sarsıntıları olan bu değişikler yeni eksenler, kutuplar, cephe hatları oluşturuyor. Tunus’tan Kazakistan’a yaşanan son gelişmeler bu jeopolitik kırılmanın izleriyle dolu.

Kazakistan’daki değişim oldukça çarpıcı. Amerikan egemenlerinin “saygın” dergilerinden Foreign Policy’de Temur Umarov imzalı “Kazakistan Rusya’nın Pençesinden Çıkıyor” yazısı oldukça dikkat çekici. Savaştan önce Rusya’nın batıdaki en yakın müttefiki Belarus, doğudaki en yakın müttefiki Çin ise güneydeki en büyük müttefiki de tartışmasız Kazakistan’dı. Öyleki 24 Şubat’taki savaştan bir ay önce Kazakistan’da yaşanan ülke tarihinin en büyük isyanı Rus askerleri tarafından bastırıldı.

***

Ancak Ukrayna savaşının yarattığı kırılma ortaya yeni denklemler çıkardı. Umarov’un analizinden özetleyerek aktaracak olursak, savaşla birlikte Kazakistan, Moskova’nın “gazabına uğramadan” yavaş yavaş manevra yapmaya başladı. Astana yönetimi ilk günden bu yana Moskova’ya desteğini dile getirmedi. Hatta Çin gibi Rusya’nın “makûs güvenlik endişelerini” anladığını dahi dile getirmedi. Cumhurbaşkanı Tokayev Rusya’yı desteklemeyi açıkça reddetti. Kazak yönetimi Donbass bölgesinin bağımsızlığını tanımadı. Rusya’nın ekonomik yaptırımları atlatması için yardım da etmiyor. Aksine ülke içinde Rus askeri sembollerini yasaklayarak, 9 Mayıs Faşizme Karşı Zafer yürüyüşünü iptal ederek mesajlar verdi.

Yine aynı yazıdan anlıyoruz ki Rusya yanlısı medya ve Telegram kanalları Kazakistan’ın Ukrayna’ya silah tedarikinde bulunacak kadar ileri gittiğini dahi servis etti. İddialar Kazak şirketi Technoexport’un Ürdün ve Birleşik krallık üzerinden Ukrayna’ya Sovyetler döneminden kalma silah ve mühimmatı ihraç ettiği iddia edilen belgeler sızdırıldı. Astana yönetimi bu iddiaları reddetse de sözleşme yayımlandı.

Ve son olarak Astana yönetimi 18 Eylül’de Kırım’ın ilhakından sonra ilk kez bir BM oylamasında Rusya’ya karşı oy kullanarak Zelenski’nin konuşma yapabilmesini destekledi.

MAĞRİP’TE YAŞANANLAR

Bir diğer dikkat çekici gelişme de Mağrip’te yani Kuzey Afrika’da yaşanıyor. Tunuslu gazeteci Simon Speakman Cordall imzalı aynı dergideki “Tunus, Cezayir için Fas’tan Vazgeçiyor mu?” yazısında da Ukrayna’daki savaşın Kuzey Afrika’daki güç dengeleri üzerindeki etkisi irdeleniyor. Cordall’a göre kuzeydeki savaş nedeniyle Avrupa’nın doğalgaza olan talebiyle birlikte enerji zengini Cezayir’in yıldızı parlarken Fas’ın etkisi azaldı. Bu durum Kuzey Afrika’da da jeopolitik kırılmalara yol açarken Tunus dümeni Fas yerine Cezayir’e kırdı.

Bu durumun en somut göstergesi de Tunus’un Batı Sahra bağımsızlık hareketi Polisario Cephesi’nin lideri Brahim Ghali’yi 27 Ağustos’ta konferansa davet etmesiydi. Davet Fas’ı öfkelendirse de her iki komşusu yıllardır bölgesel bir kapışmaya tutuşurken tarafsız duruşunu koruyan Tunus bu kez safını açıkça belli etti. Tunus’u tarihsel olarak Fas ile olan yakın bağlarını koparmak pahasına Cezayir’e daha yakın hale gelirken bunun Fas nezdinde yaratacağı rahatsızlığı hesaplamış olamaz. Ancak enerji denkleminin ortaya çıkardığı yeni jeopolitik iklimde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

ÇİFT KUTBA DOĞRU

Rus lider Putin ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de son Semerkant Zirvesi’nde açıkça dünyanın yeni bir döneme girdiğini ilan ettiler. 16 Ağustos’taki 10. Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı’nın açılışında, dünyadaki durumun dinamik olarak değiştiğini, çok kutuplu bir dünya düzeninin ana hatlarının şekillendiğini söyleyen Putin benzer cümleleri Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde de tekrarladı. Putin “Tek kutuplu dünya düzeni çağı geçmişte kaldı. Tarihsel ölçekte jeopolitik değişimler tamamen farklı bir yöne gidiyor" dedi. Her iki lider de çok kutuplu bir dünya düzenini savundu.