Salgınla ilgili yanlış bilgilerin arkası bir türlü kesilmiyor. Gerçek uzmanların aylardır söylediğini bir türlü anlamayan ancak yalan yanlış bilgi verene 10 saniyede inanan vatandaşlarımız kendine ve çevresine inanılmaz zararlar vermeye devam ediyor

Uzmanlara inanmayıp şarlatanlara 10 saniyede inanıyoruz!

Koronavirüs ile ilk video içeriğimi ürettiğimden beri yaklaşık 50 gün geçti. Konuyla alakalı iki video hazırladım. Bu videolardan birinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Prof.Dr. Levent Akın, diğerinde ise Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol ile görüştüm ve videolarda onların yorumlarına yer verdim. Son günlerde neredeyse her TV kanalında, Youtube kalanında ve gazetede alakalı alakasız herkes koronavirüs ile ilgili tabirimi maruz görün ama atıp tutuyor. Bu bilgi kirliliğinin tavan yaptığı günlerde siz siz olun her duyduğunuza inanmayın lütfen. Bu durumun olacağını daha önceki deneyimlerimden bildiğim için erken üreteceğim haberlerle kendi çapımda bunun önüne geçmeye çalıştım ancak bu tek başıma yapabileceğim bir iş değil. Nitekim pek bir şey farketmedi. Hele bir de o ‘çok yakın’ tanıdıklardan alınan bilgiler içeren Whatapp mesajları inanılmaz. Üşenmeden hazırlanan bu mesajlarla toplumu panikletecek, yalan yanlış haberlerin hızla yayılmasını sağlayacak konuma kendinizi ve çevrenizi düşürmeyin. İşin uzmanı profesörler doğru bilgileri topluma aktarabilmek için resmen kendilerini paraladı. İnsanoğlu enteresan tabi bu bilgilere inanmak yerine şarlatanların, ne ve kim olduğu belli olmayan sözde uzmanların her dediklerini harfiyen yerine getirmeye çok meraklı. Sağlık Bakanlığı konuyla alakalı halkı yanlış bilgilendiren tüm bu şahıslarla ilgili yasal takip yapacağını duyurmasına rağmen yalan yanlış bilgilerin maalesef arkası bir türlü kesilmedi. Gerçek uzmanların aylardır söylediğini bir türlü anlamayan ancak yalan yanlış bilgi verene 10 saniyede inanan vatandaşlarımız kendine ve çevresine inanılmaz zararlar vermeye devam ediyor. Bu konuda çevrenize lütfen doğru telkinlerde bulunarak hem sakin olmalarını hem de Sağlık Bakanlığının ve prim peşinde koşmayan yayınların takipçisi olmalarını sağlayın.

Koronavirüs ve etkileri gerçekten son yılların en büyük krizini tüm dünyaya yaşatıyor. Sağlık kısmını zaten biliyorsunuz. Ekonomik boyutu ile ilgili aylarca yaşayacağımız kriz durumuna hazırlıklı olalım. Havayolu şirketleri, turizm şirketleri, ağırlıklı geliri turizme dayalı ekonomiler bu işten ciddi etkilenecek. Dünya ekonomisi yeniden şekillenmek zorunda kalacak. Batan ülkeler, havayolu şirketleri, turizm acenteleri ve özellikle ayakta kalması turizme dayalı küçük esnaftan gelecek haberleri duymaya az kaldı. Hepimizi gerçekten zor günler bekliyor. Bunu ‘çirkin’ şekilde fırsata dönüştüren kansızları da unutmayacağız. Abartılı fiyatlarla bizi soymaya çalışanları umarım ağır cezalarla yola getirirler. Krizi fırsata çevirmek bu değil! Önce bunu anlamak gerekiyor.

MEMLEKETE KAÇIŞ

Okulların tatil edilmesiyle dün memleketlerine gitmeye çalışan öğrenci haberlerini görmüşsünüzdür. Herkes otobüslerle memleketine dönmeye çalıştı. Uçaklar ve havaalanları gerçekten risk altında ancak gerek THY gerekse havalimanları hijyen ve ilaçlama konusunda üst seviyede önlemler aldı. Peki otobüs şirketleri ve terminaller? Uçakla 45 dakikada gidebileceğiniz bir yere 7 saatte gidiyorsunuz. Ortamda bir virüs varsa, size bulaşma ihtimali yedi kat, on kat daha fazla olabilir. Mola yerlerinin hijyen durumu nasıl? Ne kadar denetlenebiliyor? Bu soruları sormanın da zamanı geldi! Her şeyden önce böylesi zamanlarda panik olmamak çok önemli. Sakin olmak, düşünmek belki biraz ağırdan almak daha iyi olabilir. Perşembe, cuma günü otobüslere saldıracağımıza mesela pazartesi günü gitmeyi denesek çok daha rahat ve nispeten daha az kalabalıkta seyahat edebiliriz. Kıtlığa girecekmişiz gibi market reyonlarını boşaltmak yerine daha kontrollü olabiliriz mesela değil mi? Bu fırsatçı alçaklara da hem fırsat vermemiş oluruz. Arz talep dengesi olduğunda sistem fırsatçılara da fırsat vermez böylece. Sakin olmakta fayda var. Tabii her şeye rağmen fırsatçıları da farkettiğimiz an şikâyet ederek, sosyal medyadan ifşa ederek devletimizi ve vatandaşlarımızı farkındalığa yöneltebiliriz. Yalan yanlış bilgilerle linç etmekten bahsetmiyorum tabi ki. Biliyorsunuz bir de sosyal medya linç kültürü sorunumuz var. Böylesine günlerde en önemli konu sakin olmak, emin olmadığımız hiçbir konuda aceleci davranmamak ve ‘gerçek’ yetkililerin yönlendirmelerini beklemek yapabileceğimiz en doğru hareket olacaktır.

Aklımı kurcalayan bir konuda dışarıdan söylediğimiz yemekler ve dışarıda yediğimiz içtiğimiz şeyler. Bu konuda gerekli tedbirleri mekânlar ne kadar alıyor? Siparişimizi hazırlayan kişi pizzanın üzerine hapşırsa ve koronavirüs taşıyor olsa ne olacak? Personel sağlığı ve hijyenine ne kadar dikkat ediliyor? Şu dönemde dışarıdan yemek sipariş etmeye, dışarıda yemek yemeğe biraz ara versek iyi olacak. Evimizde hazırlanmış, iyi yıkanmış, taze yemekler yemenin tam sırası. Hem daha sağlıklı hem de daha ekonomik en güvenli çözüm bu olabilir. Bunu bir düşünün!

Geçen hafta dikkatimi çeken bir haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Çin’de karantina sonrasında boşanma başvurularında ciddi artış olmuş. Aman dikkat evlerimize daha çok kapanmak zorunda olduğumuz şu günlerde ikili ilişkilerimize dikkat edelim. Şu an İtalya’da evlere kapanma dönemi yaşanıyor. Merak ediyorum karantina kalktıktan sonra benzer bir haber İtalya’dan gelecek mi? Dijital sosyalleşmeye çok meraklı olduğumuz şu zamanda fiziksel sosyalleşme konusunda hamlamış olabiliriz. Aslında normal olanı, fiziksel sosyalleşme bunu unutmayalım.

TATİLE ÇIKACAK PARA OLSA

Şartlar böyle olursa bu yıl iç turizmimizin çok canlanacağını düşünüyorum. Şartlardan kastım en az virüs vakası. Şimdilik bizde durum bu olduğu için böyle söyledim. En güvenli seyahat kendi ülkemizde olacak. Avrupa, Uzakdoğu, Amerika perişan durumda. Hatta biz sınır kapılarımızı onlara kapatarak bunu korumaya devam edersek en güzelini yapmış oluruz. Memleketimizin güzelliklerini keşfetmek için şahane bir fırsat. Tabi işimizin gücümüzün olduğu, para kazanabildiğimiz bir ülkemizin olması gerekiyor ki gezecek, tatile çıkacak gücümüz olsun.

UZAKTAN ÇALIŞMAK

Son olarak uzaktan çalışma konusuna değinmek istiyorum. Sağlığımız açısından mümkün olduğunca ortalarda fazla dolanmamakta fayda var. Teknoloji bu konuda çok yardımcı olabilir. Bir sunum hazırlayacaksak ekip çalışması yapmamız için pek çok yazılım kullanabiliriz. Google dökümanlar bunlar içinde en yaygın olanı. Tamam çok artistik değil belki ama epey iş görecek seviyede. Asıl önemli olan kendi iç disiplinimiz. Evde pijama terlik, dur şu dizinin de sezonunu bitireyim sonra çalışırım, dur bir tur daha maç oynanayım sonra çalışırım kafasında olursanız yine teknolojinin nimetlerinden olan email ile işsiz kalma olasılığınız da var. O yüzden evde çalışmayı öğrenmek durumundayız. Bununla ilgili bir video hazırlığında olduğumu belirterek yazıyı toparlayalım. Kendimde aynı şekilde evde iş disiplini ile ilgili sorunlar yaşadığım için bu konuyu çözmem gerekiyor.

Çok garip ve maalesef yine eşsiz deneyimler kazandığımız bir dönemden geçiyoruz. Kendinize dikkat edin. Sağlıklı günler…