Yazı Dizisi: Halkın Acil Sorunları ve Talepleri
Fotoğraf: DepoPhotos

BirGün Politika Kolektifi

Türkiye kritik bir eşiğe doğru ilerken, sorunlar ise her gün katlanarak artıyor. Ekonomiden demokrasiye, sağlıktan eğitime toplumsal yaşamın her noktası alarm veriyor. İktidar sorunları seçime kadar erteleme yolunu seçerken muhalefet ise halkı ikna edecek, sorunlarına çözüm olabilecek bir alternatif yaratamıyor.

BirGün olarak, halkın sırtındaki sorunlar bütününe karşın, bu sorunları emekçi halkın lehine çözebilecek talepleri açığa çıkarma sorumluluğu ile bu yazı dizisini hazırladık. Katkı veren tüm isimlerle, gündelik hayatı çevreleyen her başlıkta 20 yılda kangrenleşmiş tüm sorunları ve bu sorunlara panzehir olabilecek soldan çözümleri konuştuk.

***

Çözüm laiklik ve kamuculukta: Gericilerin ve neoliberal sistemin en büyük saldırısı eğitim ve sağlıkta yaşandı. Tarikatlar her iki alanda da çok güçlü halde ve kamusal alan tamamen onların elinde. Çözüm laiklik ve kamuculuğa dönülmesinde.

***

Sermayeyi ve AKP’yi sınıf mücadelesiyle yenebiliriz: AKP’nin adaletsiz vergileri, sermayeyi kollayan politikaları ve yaptığı özelleştirmeler halkı yoksullaştırdı. Bütün bu sermaye yanlısı politikalar ancak emekçilerin ve halkın örgütlü sınıf mücadelesiyle yenilebilir.

***

Demokrasiyi yeniden inşa etmek: AKP’yi yenmenin sadece seçimde yenmek anlamına gelmediğini, ülkenin her biri devrim niteliğinde dönüşümleri zorunlu kılan sorunlarının çözümü için toplumsal bir muhalefetin ne kadar hayati olduğunu ortaya koymak gerekiyor. Bunun için de radikal adımlar atmanın şart olduğu ısrarla vurgulanmalı.

***

Gençlerin düşündeki ülkeyi kuracağız: Ülkemizin hem nüfusunun hem üretiminin ciddi bir hacmini 18-24 yaş arasındaki gençler oluşturuyor. Çalışma yaşamına dahil olma yaşının gitgide düştüğü bir ucuz işçileştirme planlamasına ise gençlik sığmıyor, sığmak istemiyor. Eğitimden üniversitelere, atamalara ve iş başvurularına kadar genç nüfusun istekleri, arzuları ve emekleri ile iktidarın sunduğu birbirine asla uymuyor. Adil, eşit, demokratik bir ülkenin imkanları da bu karşılanmayan talep ve arzularda birikiyor.

***

Toprağımıza sahip çıkmalıyız: Hatalı tarım politikalarının sonucunda hem üretici hem de tüketicinin geldiği nokta iç açıcı değil. Gübre ve mazota gelen zamların, topraksızlaştırma politikasının sonucu ağır. Üreticilere göre çare sokakta. İktidarın çevre düşmanı politikalarından hem kırda hem kentlerde en çok yoksul emekçiler zarar görüyor. Ekoloji mücadelesi, büyük yok oluş karşısında acil bir biçimde, adalete erişimi mümkün kılmak zorunda.

***​