Dün Merkez Bankası(MB) Para Politikası kurulunun faiz kararı öncesinde bu yazıyı yazmaya başladım. Tüm gözler açıklanacak olan bu karara çevrilmişti. Nasıl olsa bugün tüm kanallarda ve ekonomi sayfalarında faize ilişkin ayrıntılı yazılar okuyacak, değerlendirmeleri dinleyeceksiniz. Bu nedenle ben daha farklı bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Sık sık duyarsınız; bankalardaki döviz mevduat tutarı şu kadar dolara ulaştı diye. Doğrudur. O dövizler kimlere ait diye baktığımızda, yurtiçi yerleşik gerçek kişiler, kurumsal hesaplar ve yurtdışı yerleşikler diye ayrımlar görürsünüz. Biz hep yurtiçinde yerleşik olup döviz hesapları olanları konuşuyoruz. Peki, hiç merak ettiniz mi bu “yurtdışı yerleşikler” kim diye? Sahi yabancılar paralarını getirip bizim bankalara mı yatırıyorlar? Eğer öyle ise, bunu neden yapıyorlar? Türkiye’deki bankalar dövize öyle anormal faizler de ödemiyorlar. O zaman soralım kim bu yabancılar ve neden paralarını Türkiye’de bankalara yatırıyorlar?

MB verilerine göre 11 Eylül 2020 tarihinde Türkiye’de bankalarda bulunan yurtdışı yerleşik kişilerin toplam döviz mevduatı 21,4 milyar dolar. Bu tutar döviz tevdiat hesaplarının yaklaşık %9’unun yurtdışında bulunan kişilere ait olduğunu gösteriyor.

O zaman tekrar solarım; kim bunlar? Bu konuda elimizde bir veri bulunmuyor. Ancak bir tahminde bulunabiliriz. Acaba yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın parası olabilir mi? Mesela Almanya’da yaşayanlar birikimlerinin bir kısmını Türkiye’deki bankalarda, değişik gerekçelerle, bulunduruyor olabilir mi?

94 krizinde MB nezdinde “Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları” açıldı. Döviz bulmakta zorlanan dönemin iktidarı, yurtdışında yaşayan vatandaşlara “paranızı MB’ye yatırın size yüksek faiz verelim” demişti. Daha sonra “Süper” sıfatı eklenerek daha yüksek faizler ödenmeye başlandı. Bir ara MB nezdinde bu hesaplarda bulunan para miktarı 15 milyar doların üzerine çıkmıştı. O tarihteki toplam rezervler içinde payı yüksekti. 2000’li yılların ortalarından itibaren dışardan döviz bulmak kolaylaşınca MB bu hesapları tasfiye etmek için faiz oranlarını önemli ölçüde düşürdü. Geçen hafta itibariyle MB’de bulunan işçi döviz tutarı 2,6 milyar doların biraz üzerinde bulunuyor. Peki, MB’den çekilen bu paralar nereye gitti? Acaba bankalarda bulunan ve “yurtdışı yerleşikler” olarak adlandırılan hesaplardaki paralar MB’den çıkan dövizler olabilir mi? Diğer bir ifade ile “yurtdışı yerleşik” dediğimiz, bizim yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız olabilir mi? Muhtemelen öyledir diye tahmin ediyorum.

Eğer öyle ise, yeni bir sorunla karşılaşmak üzereyiz. Türkiye’nin 2011 yılında imzaladığı ve 2017 yılında 7018 sayılı kanunla onayladığı “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi ”ne göre “eş zamanlı vergi incelemeleri ve yurtdışı vergi incelemelerine katılım da dâhil olmak üzere bilgi değişimi” yapılmak durumunda. Artık Türkiye’nin diğer ülkelerle yurtdışında yaşayan kişilere ait vergi bilgilerini paylaşması gerekiyor. Şöyle söyleyelim; Almanya’da vergi mükellefi olan bir vatandaşımızın Türkiye’de bankalardan elde ettiği faiz üzerinden ödediği vergiler, tıpkı diğer vergiler gibi, Alman devleti ile paylaşılacak. Bunun yapılması yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, hesapları bulundukları ülkeler tarafından görülmesin diye, bu hesaplardan paralarını çekmelerine yol açar mı? Çekerler ise, bu bankacılık sistemi açısından bir sorun teşkil eder mi?

Her ne kadar bilgi paylaşımı zaman bazlı olacağı için, yani hesabın açılışı, para hareketleri vb. bilgiler verileceği için, hesabı kapatmak çare olmasa da vatandaşlar yine de panikleyebilirler. Bunun sonucunda, salgın nedeniyle Türkiye’ye gelmekten çekinen vatandaşlarımız, bir süre sonra ülkeye gelip bu paralarının bir kısmını çekerek bankacılık sistemi dışına çıkarabilirler. Böyle bir ihtimal var.

Belki de o “yurtdışı yerleşikler” başkalarıdır. Kim bilir?

Yazıyı tamamladıktan sonra MB’nin faiz kararı geldi ve politika faizi 200 puan artırılarak %10,25’e çıkarıldı. Bu artış hala ortalama fonlama maliyetinin altında. Bu nedenle etkisi de sınırlı olacaktır. Etkisi olmayan bir artış ile MB bir anlamda yapılan “bağımsızlığı kalmadı” eleştirilerine bir yanıt vermiş oluyor. Ama gerçekten bankanın bağımsızlığı yok.