Öyle bir vicdansızlık ve siyaset tarzı ki, insanların yarısını sahte “yüceltmelerle” yarısını da nefret söylemiyle “alçaltıp” tek adam rejimi için oy istiyorlar.

Tek adam için yaratılmış sahte mağduriyetlere göz ve kulak açmamız ve 80 milyonun karşı karşıya kaldığı işsizlik, can güvenliği, şiddet, baskılar, yasaklar, OHAL, cezaevleri, KHK ile işten atılmalar, genç ölümler, işçi ölümleri, kadın tecavüz ve cinayetleri, çocuk istismarları, ve yolsuzluklar gibi gerçek ve toplumsal mağduriyetlere göz, kulak ve vicdan kapamamız isteniyor.

Sahte “çözüm” ve “mağduriyet” yalanları ile 80 milyon kutuplaştırılıyor ve düşmanlaştırılıyor.

Bu ülkenin HAYIR’lılarını, tek adam rejimi uğruna “terörist” ilan edip “çukur”a atıyorlar.

Halka da birbirlerine çukur kazmaları vaaz ediliyor.

Ama biz tek değil, 80 milyonuz
Birlikte yaşadığımız şu topraklarda, bizi bölenlere inat, geleceğimizi birlikte belirleme ve karanlıkları aydınlığı, kaosu huzura, şiddeti barışa çevirmek istiyoruz.
Biz birlikte HAYIR’lı Türkiye’yi kurabiliriz. Çünkü seçme ve belirleme gücü biziz. Özgür, demokratik, laik, çoğulcu, katılımcı ve barışçıl zeminde bir herkese eşit HAYIR’ları dokunacak bir ülke kurabiliriz. Bu mümkün...

80 milyonuz, biz çok kültürlüyüz
İstersek, farklılıklarımıza saygı ve sevgi temelinde yaklaşarak, önyargıları, kör taklitçiliği ve kör taraftarlıkları yenerek, eşit koşullarda, eşit haklarla barış ve huzur içinde, bir arada yaşayacağımız çok renkli Türkiye’yi kurabiliriz.

Birlikte horon teper, zılgıtlarla halay çekeriz. Mastika oynar, kemençe çalar, sazımızla deyiş söyleriz. Biz istersek 72 millete aynı nazarla bakmayı, görmeyi ve yaşamayı öğreniriz.

“Tek Tek Tek Tek” diyenlere karşı, “Biz Çok Renkliyiz, Çoğulcuyuz” diyebiliriz.

Biz istersek, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Boşnak, Ermeni, Rum, Sünni, Alevi, Hıristiyan, Musevi, Budist, ateist, kadın, erkek ayrımı yapmaksızın demokratik, laik, özgür ve bağımsız bir Türkiye’de eşit yurttaşlık ve eşit haklar zemininde, farklılıklarımızla barış ve huzur içinde bir arada yaşayabiliriz.

Ötekisiz Türkiye’yi biz yaratabiliriz. Bu mümkün...

Biz 80 milyonuz, bu ülkenin vicdanlarıyız

Biz istersek cehenneme çevrilmiş ülkemizi birlikte cennetleştirebiliriz. Hak tanımazlara, maneviyatı sahte siyasetçilere, adalet dünyasından firar etmiş zalimlere, akıl dünyasından firar edip, cahiller meclisinde cehaleti vaaz eden yer tanrılarına karşı, aklın, vicdanın, sevginin ve toplumsal dayanışmanın rehberliğinde hak ve adalet yolunda özgür bir Türkiye’yi HAYIR’lı laiklik zemininde kurabiliriz.

Biz 80 milyonuz, Bu ülkenin aklıyız

Siyasal cehaletin ve gericiliğin tırpanı ile akıl tarlamızdaki doğruluk, kardeşlik ve eşitlik fidelerini, gönül bahçelerimizde ekili sevgilerimizi ve hak sahibi vicdanlarımızı biçmeye kalkışanlara karşı, HAYIR diyerek, insanileşmeye davet çıkarabiliriz.

Biz 80 milyonuz, kendimiz olabiliriz

Aklımızı, ruhumuzu, bedenimizi ve siyasetimizi kendi adımıza kullanabiliriz. Kendisi olanlar her daim güçlü ve ülkesinin HAYIR’lı evlatlarıdır.
Kendisi olmayı başaramayan, başkalarının hikayelerine kiralık figüran olur. Kendisi olamayanların ülkesinde, eşitlikçi toplum da olamaz. İnsanlar kul olur ve müritleşir. Oysa aklımızı, çocuklarımızın ortak geleceği için kullanabilir ve birileri adına değil, kendi adımıza HAYIR diyebiliriz.

Biz 80 milyonuz, aydınlıktan yanayız

Emirlere itaat edecek kölelik ve kulluk çağları geride kaldı. AKP ise, 21. yüzyıl dünyasında insanlık suçu sayılan rejimi hortlatmak istiyor. İnsan hak ve onurunu oya sunuyor. Ortaçağ’a ait, tek adama itaat ve biat etmemiz gibi modern kölelik rejimi için EVET istiyorlar.

Oysa Ortaçağ karanlığına karşı Rönesans aydınlığın adı oldu. Köleliğe karşı hak mücadelesi, insan hakları ve özgürlüğün adı oldu. Kulluk ve kölelik yurttaşlığa dönüştü.

Monarşi cumhuriyete, teokrasi laikliğe, despotluk demokrasiye, şeri hukuklar laik evrensel modern hukuka, babadan oğula ve hanedanlık rejimleri ise demokratik seçimle yönetimlere gelmeye dönüştü.

Şimdi tüm bu kazanılmış haklarımız geri isteniyor.

Verecek miyiz? HAYIR!

Biz 80 milyonuz, HAYIR’lı evlatlarız
Tek adamlık rejimlerin kötülüğünü “iyilik” yalanıyla vaaz edenlere karşı, aklımızı, vicdani ve insani adaletimizi kullanarak HAYIR diyoruz.

Kötülüğü emrederek nefis ve güç zehirlenmesi yaşayanlar, küreselleşmeye başlayan tek adamlarla hükmetme dürtüleri coşmuş ve çağımızın meşru görmediği rejimleri arzuluyorlar. Yandaş medya, eğitim ve biat siyaseti ile bizi hak ve adalet körlüğüne davet ediyorlar.

Kalp gözlerimiz, vicdan kulağımız ve aklımızın dilleri, tek adamlık rejimlerin uhrevi ve ideolojik hurafeleriyle kapatılmak ve susturulmak isteniyor.

Biz 80 milyonuz; siyasal yalanların perdesini yırtarak, “kötülüğün oyunu bitti” ve artık HAYIR diyoruz.

Biz 80 milyonuz, ülkenin anahtarıyız

Biz eşit yurttaşlık ve eşit haklar temelinde, ülkemizin anahtarı ve kendi yargıcımız olabiliriz. Şeriattan laik hukuka geçişin evrensel yolu varken, “Hilafet ve Şeriat isteriz” sloganları eşliğinde “tek adam rejimi” oylamasına HAYIR değil de, ne diyeceğiz?

Neden ülkemizin anahtarı ve tüm haklarımızı kullanma iradesi tek adam verilsin ki?

Madem ki “eşit hak” ve “eşit yurttaşlık” tek gerçek kırmızı çizgimiz ve güvencemizdir, o zaman 80 milyon olarak, bu kırmızı hak çizgilerimizden ve güvencemizden feragat edelim ki?