Açız, zenginleri yiyeceğiz

TÜİK tarafından 29 Ocak 2024 tarihinde Gelir Dağılımı İstatistikleri (2023) yayımlandı. Zenginlerle emekçiler arasındaki uçurum devasa boyuta ulaşmış durumda.

En zengin yüzde 5’lik grubun ortalama geliri en yoksul yüzde 5’in 31 katı!

En zengin yüzde 10’luk grubun ortalama geliri en yoksul yüzde 10’un 15 katı!

Türkiye AB ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en fazla olduğu ülke!

Patronların gelirleri tüm gelirlerden daha fazla artıyor!

İcra dosyalarında patlama yaşanıyor. Son bir ayda gelen icra dosyası sayısı 696 bin, icra dairelerindeki toplam dosya sayısı 23 milyon 389 bin.

Ocak ayında her gün ortalama 25 bin dosya icralık olmuş. Nüfusu 16 milyon olan İstanbul’un icra dosyası sayısı 8,2 milyon. Ankara’da 2 milyon, İzmir’de 1,6 milyon, Antalya’da 1 milyona yakın icra dosyası var.

Türkiye’nin vergi rekortmeni ise ne Zorlu ne Çalık ne Ülker ne Koç ne de Sabancı... Gerçek vergi rekortmeni emekçiler. Dünyanın her yerinde kademeli olarak artan bir gelir vergisi tarifesi varken en zenginler hepimizden daha az oranda vergi ödüyorlar.

2024 yılı gelir vergisi tarife dilimleri 30 Aralık 2023 tarihinde Resmi Gazete’de “Gelir Vergisi Genel Tebliği” başlığında yayımlandı. Vergi tarife dilimleri uzun yıllardır iktidarın patronlardan, zenginden yana taraf olmasının, politik tercihinin sonucu  yeniden değerleme oranı ve asgari ücret artışından az artırılıyor.

En düşük vergi tarife dilimi artışının düşük artırılması sonucunda asgari ücretliler ve tüm ücretliler erkenden daha yüksek vergi tarife dilimine girmeye başlayacak ve daha yüksek oranda vergi verecek.

Böylece emekçiler yıl içinde büyük kayıplar yaşayacak. Yüksek enflasyonla yaşadığımız yoksullaşmaya ek ödediğimiz vergilerle daha da yoksullaşacağız.

Vergi yükü sadece gelir vergisinden de ibaret değil. KDV, ÖTV, ÖİV, motorlu taşıtlar vergisi, çöp vergisi, SGK katkıları… Aldığımız nefes hariç –şimdilik- gıdadan, faturaya, ulaşıma, eğitime, sağlığa en temel kamusal haklarımıza kadar vergi ödüyoruz.

∗∗

Yoksullaşmayı iliklerimize kadar yaşadığımız günler Eşkal oyununun yaşamlarımız olduğu gerçeği.

“…..kimi karşılaşmalar müstesnadır.”

Artık her gün, her an “Meteoroloji’nin yoğun kar uyarısı yaptığı günlerde elektriğimizi kesmeye gelen enerji şirketi” başımızı sokacak bir ev için aldığımız krediyi ödeyemeyince gelecek bir icra dosyası ile müstesna bir karşılaşma yaşayabiliriz örneğin.

MESEM’ lerde binlerce çocuğun yoksulluktan kaynaklı okullarını bırakıp ucuz hatta bedava iş gücü olduğu, art arda iş cinayetlerinde yaşamını kaybettiği, geleceğe dair umutsuzluktan kaynaklı gençlerin yaşamına son verdiği, kadınların ortalama gelirinin yüzde 21’in altına düşerek kadın yoksulluğunun en büyük oranlara ulaştığı, emekçilerin her geçen gün daha da yoksullaştığı zenginlerin ise karlarına kar katmaya devam ettiği günlerde yaşamımıza dokunan en gerçek ve en sahici gündemimiz yoksulluk.

∗∗

Yoksulluğu bu denli yakıcı yaşadığımız günlerde genel seçim öncesinde yapılan hataların benzerlerinin tekrarlandığı artık trajedinin de ötesine geçen farsı yaşıyoruz. Yıllar boyunca unutulmayacak yıkımı yaşayan Hatay için tek kalemde verilen belediye başkanlığı kararı için düşünmeyenlerin, kazanılması “garanti” görülen yerler için günlerce düşünüp kara vermesını nasıl açıklamalı bilemiyorum.

Oysa bıçağın kemiğe dayandığı zamanlarda Lübnan’daki gösterilerden bir slogan tek satırlık cevap artık emekçiler için.

“Zengin siyasileri yiyeceğiz, çünkü açız.”