Türkiye’de afet ve acil durum yönetimi bakımından hukuk, bilim, eğitim ve örgüt yönleri ile disiplinlerarası bir yaklaşımla bütünlüklü bir düzenleme acilen yapılmalı.

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’nin afete hazırlık ve afet yönetimi konularında ne denli zayıf olduğunu çok büyük bir yıkım ve acıyla bir kez daha gösterdi. Yakın tarihteki, 2021 orman yangınlarından 2022 Batı Karadeniz sel felaketine kadar tehdidi altında olduğumuz hiçbir afet türüne karşı gerekli önlemlerin doğru zamanlama ve yeterli kapsamda alınmadığı açık şekilde görüldü. Yönetimsel zafiyet, bu alanda kaybettiğimiz on binlerce insanla, yitirdiğimiz flora ve faunayla, devasa ekonomik kayıplarla Türkiye’ye korkunç ve telafi edilemez bedeller ödetmekte.

Bu nedenle, afetler ülkesi Türkiye’de afet ve acil durum yönetimi bakımından; hukuk, bilim, eğitim ve örgüt yönleri ile multidisipliner bir yaklaşımla bütünlüklü bir düzenleme, ivedi ve yaşamsal…

Konuyla ilgili Anayasa hükümleri, uluslararası sözleşmeler, yasal ve yasa altı düzenlemeler, afet hukuku alanında geniş bir mevzuat yelpazesi oluşturmakla birlikte, bütünleşik afet yönetimi öngören tek konulu bir yasa bulunmuyor.

Avrasya Fay Hattı’nda 6 Şubat’tan bu yana yinelenen depremler ve sel felaketleri, afetler hukukunu bütüncül bir yaklaşımla ivedi olarak ele almak için, “Şimdi değilse ne zaman?” sorusunu haklı kılmakta idi.

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun oluru ve Grup Başkanvekili Sayın Özgür Özel eşgüdümünde afet yönetimi yasa önerisi için ilk adım, 11 Şubat günü atıldı.

Çağrıda bulunduğum Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği (ANAYASA-DER), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Ceza Hukuku Derneği (TCHD) yönetim kurulları, Afet Yönetimi Yasa Önerisi için ortak bir çalışma yapılması gerekliliğinde görüş birliğine vardı.

Çoğunluğu akademisyenlerden oluşan çalışma grubu, katılımcı bir yöntemle afet hukukuna farklı yönlerinde katkı sunabilecek farklı disiplinlere mensup uzmanların da katkısı ile yaklaşık 2 aylık bir sürede çalışmalarını tamamladı. Çalışmaya, deprem bölgelerinin 27. dönem CHP milletvekilleri de farklı biçimlerde katkı sundu.

Hazırlık, afetlere ilişkin uluslararası belgeler ışığında yapıldı. Kuşkusuz, yetersizliklerine karşın 1982 Anayasası, ülkesel ekosistemi koruyan hükümler öngörmekte. Bunlar, kamu yararı ve flora+fauna+homo sapiens ekseninde yaşamın bileşenleri olarak özetlenebilir. Devletin önleme, koruma ve geliştirme yükümlülüğü, bu teklifin ‘güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını’ gerçekleştirme amacına yönelik.

AFET HUKUKU

Afetler hukuku, yasalar ve yasa altı mevzuat düzenlemeleri ile sınırlı olmayıp uluslararası sözleşmeler, anayasal hükümler ve mahkeme kararlarını da kapsamına alan kurallar, ilkeler ve değerler bütünüdür. Bu itibarla, yasal düzenlemede öne çıkan ilkeler, Anayasa hükümlerinin yanı sıra, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler olduğu kadar, taraf olunması gerektiği halde henüz imzalanmayan ve/veya uygun bulunmayan uluslararası sözleşme kurallarıdır.

Ulusal mevzuat bakımından ise; ormandan imara, madenden çevreye, düzenli kentleşmeden, umumi afetten yönetimine, kentsel dönüşümden deprem sigortasına, seksen yıla yayılan yasalar yelpazesi yürürlükte bulunmakta. Ne var ki bu dağınık mevzuat, öngörülebilirlik ve ulaşılabilirlik sorunları başta gelmek üzere var olan birçok düzenleme zaafı nedeniyle, afetler hukukunu etkili kılamadı.

Bu nedenle, Afet Yönetimi Yasa Önerisi ile gerçekleştirilmek istenen yasal düzenleme, ülkemizin deneyimlerinden olduğu kadar Şili’den Japonya’ya, Filipinler’den İtalya’ya uzanan geniş bir ulusal düzenlemeler ağından ve Sendai İlkeleri gibi BM düzenlemelerinden esinlenilerek, disiplinlerarası bir yaklaşımla değinilen ilkeleri bütünleşik kurallara dönüştürmeyi amaçladı.

TÜRKİYE AFET YÖNETİMİ

Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu’nun, ilk imzacı olarak sunduğu ve 27. yasama döneminde, muhalefette iken verdiği son teklif olarak kayıtlara geçen teklif, 2/5036 esas sayısıyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edildi. Anayasa’ya aykırı “torba yasa” düzenlemesinden farklı olarak tek konu (“kod kanun”) şeklinde 7 bölüm ve 69 maddeden oluşan teklifin bölüm başlıkları şöyle:

1. Bölüm: Afet Risklerinin Azaltılması ve Kişilerin Dirençliliği İçin İnsan Hakları İlkeleri

Ortak sorumluluk ilkeleri ardından, afet öncesine ilişkin olarak güvencelenen özgürlükler ve haklar, afet anına ilişkin haklar, afet sonrasına ilişkin öncelikle güvence alına haklar düzenlendi. Genel sorumluluk ve yönetim esasları da birinci bölümde düzenlendi.

2. Bölüm: Türkiye Büyük Millet Meclisi Afet Riskleri Değerlendirme Komisyonu

TBMM Afet Riskleri Değerlendirme Komisyonu, sürekli uzmanlık komisyonu olarak öngörüldü. Birçok görev ve yetkinin yanı sıra, Türkiye Afet Kurumu raporlarını değerlendirme ve afetlerle ilgili yasa önerileri konusunda görüş bildirme yetkisi de bulunuyor.

3. Bölüm: Türkiye Afet Kurumu

Afetler yönetimi olarak Türkiye Afet Kurumu (TAK), özerk ve uzman bir kamu tüzel kişiliği statüsünde ulusal ölçekte görev, yetki ve sorumluluk sahibi güçlü bir teşkilat yapısı çerçevesinde düzenlendi. Bölge, il, ilçe, belde ve köy ölçeklerinde kurulması öngörülen Afet Merkezleri, merkezi ve yerel yönetim birimleri ile meslek örgütü ve sivil toplum örgüt temsilcilerini bir araya getiren karma yapılı kurumlar olarak öngörüldü. Ayrıca, TAK bünyesinde araştırma ve eğitim görev ve yetkileri ile donatılan Afet ve Sivil Savunma Akademisi’nin (ASSA) kurulması öngörüldü. Afet Kriz Merkezi, Kamu Acil Haberleşme Merkezi ve Kamu Acil Haberleşme Sistemi, aynı bölüm içinde düzenlenen birimler arasında.

4. Bölüm: Afete Dirençli Kentleşmeye İlişkin Temel İlkeler

Afet Etki Değerlendirmesi, Afete Dirençli Kentleşme için planlama ve dirençli yapı kuralları ve denetimi ile bütünleşik afet risk haritalarının oluşturulması ve imar planlarının afete duyarlı hale getirilmesi, devletin yükümlülükleri olarak ayrıntılı bir biçimde düzenlenmekte. Afete duyarlı ulaşım planlaması ve afet öncelikli kentsel dönüşüm de devletin yükümlülükleri arasında.

5. Bölüm: Afete Acil Müdahale ve İyileştirme Esasları

Afetlerde acil müdahale ilkeleri, afet anında müdahale ve (jeolojik afet, klimatolojik afet, meteorolojik afet vb.) afet türlerine göre müdahale tarzları, ayrı ayrı düzenlenmekte. Yine afet sonrası ilk ihtiyaçların karşılanması ve barınma olanaklarının sağlanması, sağlık ve eğitim hizmetlerinin yürütülmesi ile iktisadi faaliyetlerin sürdürülmesi ve istihdama ilişkin vb. önlemler, ayrıntılı hükümlerle düzenleme konusu yapılmakta.

6. Bölüm: Afet Hallerinde Adli Hizmetlerin Sürdürülebilmesine Yönelik Tedbirler

Adli hizmetlerin etkililiği, alınacak önlemlerin uygulanması ve yaptırıma bağlanması bakımından önem taşımakta. Afetler hukuku bakımından adil yargı sürecinin işletilmesi amacıyla, afetten kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkların çözümüne ve bazı işlemlerin kolaylaştırılmasına yönelik düzenlemeler, maddeler halinde sıralanmakta. Afetlerde yargılama süreçleri, suç ve cezalar alt bölümü ise, aynı zamanda afet hukukuna özgü sorumluluk kavramını yasal düzenleme konusu yapmakta.

7. Bölüm: Çeşitli ve Son Hükümler

Uygulama esaslarının da belirlendiği son düzenlemeler çerçevesinde, bu yasa önerisinde yer alan hükümlerin afet hukukuna ilişkin uluslararası anlaşma ve sözleşmelere göre yorumlanması öngörülmekte.

YASALAŞMASI İÇİN…

Bütünleşik afet yönetimi anayasası asgari kuralları olarak da nitelenebilecek yasa önerisi, büyük depremlerin 2’nci ayında 6 Nisan günü TBMM Başkanlığı’na teslim edildi. Millet İttifakı’nın oluşumuna öncülük eden CHP, böylece ülke ve toplum olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini biçimlendirecek bir yasa önerisine de imzasını atmış oldu. 14 Mayıs seçimlerinde yurttaşların tercihlerini, monokrasi için değil demokrasi için yapmaları, Türkiye Afet Yönetimi Kanun Teklifi’nin yasalaşma yolunu da açacak...

Hukuk yoluyla demokrasi için yolumuz açık olsun!