Basına yansıyan haberlere göre son aylarda AKP ve hükümet çevrelerinde Alevilere dair ilgi güncellenmiş bulunuyor. Yeniden tezahür eden bu ilginin anlamını ve nereye varabileceğini doğru okuyabilmek için herhalde öncelikle ilginin geçmişine bakmak gerekiyor.

Türkiye’nin son yirmi yılına damgasını vuran siyasi parti olarak AKP, henüz kurulduğu 2002 yılında, Seçim Beyannamesinde temel hak ve özgürlükler kısmında ifade, düşünce, inanç özgürlüğünün altını çizilmiş ama Alevilere dair bir ifade yer almamıştı. Aradan geçen yıllar içerisinde parti ve hükümet Alevilerle yakından ilgilenmiş; hatta 2009-2010 yıllarında Alevi Çalıştayları yapmıştı. Ama yine de ‘Alevi’ sözcüğünün kullanıldıgı ilk Seçim Beyannamesi ancak 2015’te ortaya çıkmıştı. Beyannamede etnik kimliği, mezhebi, inancı ne olursa olsun herkesi bağrına basan, eşit vatandaşlık ile evrensel ilke ve değerler temelinde demokratik bir ortak yaşam hedefi vurgulanmıştı. Şimdi artık güncel bir metne dönüşmüş olmasına rağmen önceden hazırlanan AKP 2023 Siyasi vizyonunda da “laiklik; din-vicdan hürriyetinin, her türlü din-inanç mensuplarının ibadetlerini rahatça icra etmelerinin, dini kanaatlerini açıklayıp bu doğrultuda yaşamalarının ve inançsız insanların da hayatlarını bu doğrultuda tanzim etmelerinin sigortası, bir özgürlük ve barış ilkesi olarak” tarif edilmişti.

2002’den bu yana tek başına iktidarda olan partinin bu tutumuna karşın hükümet programı düzeyinde Alevilere ilgi görece erken bir zamanda başlamış: Alevi sözcüğü ilk kez 2011’de kurulan 61’inci hükümet programında yer almıştı. Programda “bütün etnik gruplara, Müslim, gayrimüslim, Sünni veya Alevi, başörtülü veya başı açık, yoksul veya zengin, kadın veya erkek, engelli, engelsiz, şu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaşlara aynı nazarla bakıldığı” yazılıydı. 2014’de kurulan 62. hükümet programında ‘Alevi vatandaşların kimliklerini gizlemek zorunda kalmayacakları’ vurgulanmış ve Alevi kanaat önderleriyle görüşülerek sorunların çözümü için çalışılacağı; hükümetin Yeni Türkiye’yi inşa misyonu doğrultusunda diğer toplumsal kesimler gibi, Alevi vatandaşlarımızın da inanç-kültür temelli taleplerini karşılamayı hedeflediği yazilmıştı. 64. hükümet programında Cemevlerine hukuki statü tanınacağı; 65. hükümet programında ‘farklılıkların, zenginliğimiz olduğu, tüm vatandaşların inancı, dili, kültürü, değerleri, yaşam tarzı ve diğer tüm farklılıklarına saygı gösterileceği belirtilmişti. Özetle hükümet programlarında inanç özgürlüklerine yer verilmiş ayrıca 62. 64. ve 65. hükümet programlarında Alevilerle ilgili spesifik vurgular yer almıştı.

Bütün olarak bakıldığında AKP ve hükümetlerinin Alevilere yönelik söylemleri gerilimlerle yüklüydü ve çok şey soyleyip hic bir şey yapmamıştı. İki yıl Alevi Çalıştayları yapıldığı halde hükümet programında Aleviler yoktu mesela. Aleviliğin parti ve hükümet metinlerine girmesi de konjoktürle veya partiyi o dönem yöneten ekiplerin tercihiyle ilgili olabilirdi. 2009-2010 yıllarındaki Alevi Çalıştayları bile devletin değil “Alevilerin yükümlülüklerine” işaret ederek bitmişti. Final raporunda “bu yükümlülükler hiçbir şekilde muğlâklığa izin vermeyen bir netlikle, tam bir yetkinlik içinde inanç alanının açıklıkla ortaya konulmasını gerektirmektedir” diyordu. Yani “Aleviliğin ne olduğu konusunda kendi aranızda anlaşın gelin” mealinde bir şeydi bu. Sanki bütün diğer inançlarda herkesin mutabakatı varmış da bir tek Aleviler de yokmuş gibi. Ne tuhaf!

Yirmi yıl sonra, bugün bile parti ve hükümet üyelerinin Cemevlerini dolaşarak “ne sorununuz var” diye sormaları bambaşka bir tuhaflik. Çünkü Aleviler, soru sorulması değil, sorularına cevap verilmesi gereken bir durumdadırlar. Soruların muhatabı da AKP ve hükümetlerdir. Bir uzun soru listesi çıkacagi kesin ama mesela iki yıl boyunca Alevi Çalıştayları yapıp, bundan Alevilerin kendi aralarında anlaşmaları gerektiği gibi bir sonuç çıkaran akla ne denebilir? Hükümet programına cemevlerine yasal statü vereceğiz diye yazdıktan sonra tek bir yasal düzenleme dahi yapmamak nasıl açıklanabilir? AİHM’in iç hukuku bağlayan Cemevleri ibadethanedir ve zorunlu din dersi insan hakkı ihlalidir kararları AKP hükümetleri için bağlayıcı değil midir? Daha güncel bir soru da sorulabilir mesela “Bir Alevi Cumhurbaşkanı olabilir mi?” vb. sorular cok. Sahi bugün AKP ve hükümetin Alevilere dair politikası nedir, bilen var mı?