Twitter'da Hakan Bıçakçı'nın ironik paylaşımını görmesem o muhteşem promosyondan haberim olmayacaktı. Twitleri kamuya açık olduğu için paylaşayım; Bıçakçı, Sabah gazetesinin Masalcı Kuzu promosyonunu işaret ediyor ve "Hatay'da yaşananlardan haber vermeyen Sabah, Masalcı Kuzu veriyor, masal dinlemek isteyen kuzulara" twitiyle hem güldürüyor, hem düşündürüyordu. Twiti okuduktan sonra neymiş bu masalcı kuzu, ne anlatıyormuş bakalım diye bir internet turuna çıktım. Gördüm ki, gazetelerin masalcı furyası Sabah'ın Masalcı Kuzu'sundan ibaret değil, Habertürk'ün Masalcı Tavşan ve Masalcı Dinozor'u, Hürriyet'in Masalcı Şirin Babası ve Masalcı Arı'sı var. Öyle anlaşılıyor ki, bu masalcı furyası giderek yayılacak. Çocuklara masallar tamam da, büyüklerin de masala ihtiyacı yok mu? Her gazeteye bir masalcı şart bence. Gerçekler bu kadar yakıcıyken büyüklere de masal anlatan birileri olmalı ki, gazete okumanın bir anlamı olsun. Tabii büyüklere masal anlatırken öyle kuzu ya da Şirin Baba gibi kişileştirmiş sevimli karakterlere ihtiyaç yok, yazarların zaten kendileri birer kahraman. Anlayacağınız üzere, bu haftaki Köşe Vuruşu'nda kendi masalcı adaylarımı önermek istiyorum. Gerçeklerden biraz kaçıp soluklanmaya hepimizin ihtiyacı var.
 
FEHMİ KORU-STAR
Fehmi Koru, geçen hafta sağolsun öyle güzel bir yazı yazdı ki, Star gazetesinin masalcı konusunda hiç fazladan çaba harcamaya ihtiyacı yok. Fehmi Koru, Başbakan Erdoğan'ın medyayla beyaz sayfa açabileceğine dair işaretler olduğunu ve bunu yapabileceğini yazdı. Yazısını da "olur mu olur" diye biterdi. Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Hazır bütün muhalif kalemler ana akım medyadan dışlanıyorken neden beyaz sayfa açılmasın ki...  Zaten Fehmi Koru'dan öte ne zaman Star gazetesi okusak içimiz açılıyor; insan memlekette ne güzel şeyler oluyormuş da haberimiz yokmuş deyiveriyor. Masal da olsa güzel. İnsan umutlanıyor ister istemez.

 ENİS BERBEROĞLU-HÜRRİYET
Hürriyet deyince, üzerine bir de masal deyince Ertuğrul Özkök'ü ve onun Tavşan Kardeş gazetecilik öğretisini anmadan geçmek olmaz, ama Enis Berberoğlu, Özkök ismi altında ezilmekten sıkılmış olacak ki, Şemdinli'ye kurdu çiçekli masasını anlattı masallarını. Burada her şey kontrol altında mesajını öyle bir verdi ki, içimiz aydınlandı doğrusu. Peki bu çocuklar niye hâlâ ölmeye devam ediyor, sorusunu sormadığınız sürece Kürt sorunu bile halledilmiş sayılır. Enis Berberoğlu'na bu içimizi aydınlatan masallar için ne kadar teşekkür etsek az.

ERDAL ŞAFAK-SABAH
Bu yoğun gündem içinde bir peri masalı aranmış olacak ki, Sabah Gazetesi 13 yaşındayken Mardin'de 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç'nin hikâyesinden bir peri masalı devşirmeye kalktı. N.Ç.'nin kişisel gizliliği umursanmadan üniversiteyi kazandığı şehir, üniversitenin niteliği ve bölümü ilan edildi. Ne de olsa haber değeri vardı. İnsanlara müjde verilip onlara masalın güzel finali aktarıldıktan sonra N.Ç.'nin kişisel gizliliğinin ne önemi vardı. Böyle bir haberin yayınlanmasına izin veren Sabah Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak varken, başkaca bir masalcı promosyonu gereksiz bence.

TÜM MUHALİFLERE MASALLAR
Hep mi muhalif kalacağız diye umutsuzluğa kapılanlar ise bugünlerde en şanslı kesim. Star olsun, Yeni Şafak olsun, Zaman olsun; Ahmet Kekeç olsun, Salih Tuna olsun, ne bileyim Ekrem Dumanlı olsun açın okuyun. O zaman göreceksiniz ki, Türkiye'de gerçek iktidar; ya CHP, ya diğer muhalif gruplar. Muhalefete bu kadar muhalefet ediliyorsa "ben neymişim be abi?" diyebilir, kendinizi masallardaki gibi dev aynasında  görebilirsiniz. Masal bu ya, yeterince okursanız, bir gün siz de Şirinler'i görebilirsiniz.

GERÇEKLERE GEÇİT YOK
Bu kadar masal varken, gerçeklere geçit var mı? Yok. Gerek var mı? Bence yok. Ana akım medyada yer bulamayan Hatay'daki Kardeşlik Direnişi'ni filan geçin canım. Ne diyor o güzel masal "bir koyup üç alacağız." Kardeşlik de neymiş? Sonra 4+4+4 eğitim sistemindeki altyapı yetersizliğiydi, ardındaki gerçek amaçtı, ona karşı yapılan eylemlerdi filan boşverin. Siz yandaş olamadıysanız, bari çocuklarınız öyle eğitilsin, o güzel masalın içinde yer alıversin. Hem masalları kim sevmez ki? Uzun lafın kısası, bu kadar masalın içinde, bir de masalcı oyuncak promosyonuna lüzum var mı?