Cevaplaması pek de kolay olmayan basit sorular vardır. O sorular muhatabında denge, dizgi, deneyim ve birikim kovalar. Çocuklara mekânlar ve işlevleri hakkında sorular yöneltsek gündelik yaşamın gerekliliklerine bağlı aşinalıkları nedeniyle okul, hastane, sinema, bakkal, kırtasiye gibi mekanların işlevini anlatmakta zorlanmayacaklardır. Peki ya ruhsal, zihinsel ve kültürel ihtiyaçlarımızı gidermek üzere ziyaret ettiğimiz müzeler çocuklar için ne ifade eder? Alışılmış cevapların dışına çıkarak konuyu zenginliğini yitirmeden sadeleştiren, her yaştan okurun müzelere ve müzeciliğe bakışını geliştirme gayesi taşıyan bir kitaptan bahsetmek istiyorum bugün. Tatil etkinlik ajandalarına müze ziyaretlerini ekleyenlerin sayısının artmasını dileyerek…

Dinozor Çocuk ve İstanbul Modern işbirliği ile hazırlanan MÜZEDE NE VAR? adlı kitap “Müze nedir?” gibi son derece basit bir soru ile başlıyor. Çocukları, yaşamın en ilham verici mekanlarının başında gelen müzelerin dünyasına davet ediyor. Müzeciliğin tarihini, günümüzdeki çeşitliliğini anlatıyor. Türkiye’nin modern ve çağdaş sanat koleksiyonuna sahip ilk özel müzesi olan İstanbul Modern’in etkileyici koleksiyonlarından örnekler veriyor. Kitapta çağdaş sanat terimlerinin yanı sıra eser kredi bilgileri de okurlar ile paylaşılıyor.

İstanbul Modern Eğitim ve Sosyal Projeler Direktörü Neslihan Varol, bu kitabı bilgi ve deneyimlerinden yola çıkarak kaleme almış. Bir müzenin oluşma sürecini, eser seçimlerinin neye göre yapıldığını ve sanat müzelerinin işlevini anlatmış. İçeriğin çocuk zihninde etkili bir biçimde yer edinebilmesi için ödüllü illüstratör Mavisu Demirağ anlatıya etkileyici dokunuşlarda bulunmuş.

Dinozor Çocuk
Yazan: Neslihan Varol 
Resimleyen: Mavisu Demirağ
Editör: Nihal Ünver

Kitapta, ücretsiz etkinliklerle yılda yaklaşık 50 bin öğrenciye ev sahipliği yapan İstanbul Modern’in sanat yapabilmeleri için ziyaretçilerine sunduğu etkileşim alanları, kütüphane ve sineması da yer alıyor. Dünya’daki diğer modern sanat müzeleriyle de karşılaştığımız anlatıda çocuklar kendi sanat eserlerini çizip sergileyebilsinler diye boş bir galeri görseli de bulunuyor. Kitap yaratıcı birer öğrenme mekânı olan müzelerin ‘sanat eğitimi’ ve ‘sanatsal gelişim’deki rolüne dikkat çektiği için kipat dostlarının ilgi ve dikkatini hak ediyor. 

Konu çağdaş sanat olunca bir etkinlik duyurusu paylaşmak isterim. İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Tate’nin özel koleksiyonu Artİstanbul Feshane’de sanatseverler ile buluşmaya hazırlanıyor. Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde adlı Sergi 21 ülkeden 57 sanatçının 95 eserini bir araya getirecek. Sergi 23 Ocak-19 Mayıs 2024 tarihleri arasında ziyarete açık olacak.

Bir şeyin ötesini düşlemek hatta ötesine geçmek insani bir arayış.

İvan Aleksandroviç Gonçarov’un Oblomov adlı eserinde baş kahraman İlya İlyiç’in çocukluk arkadaşı Ştolts’u tanımaya çalıştığımız sayfalarda “Bir insan ne kadar katı yürekli olursa olsun saf çocuk ruhuyla bir kez karşılaştı mı onu sever ya da koşullar dostluğa el vermez ise ondan hoş, unutulmaz bir anı saklar” ifadesi yer alır. İnsan-mekan ilişkisinde de benzer bir bakış geliştirilebilir. Bir çocuk bir müzeyi ziyaret ettiğinde, bir eseri görüp incelediğinde o an mekan ve eser ile beklediğimiz ölçüde bir gönül bağı kurmayabilir ama inanıyorum ki günün sonunda hayat heybesine tatlı anılar doldurmuş olacaktır. Bu da onları sanatla buluşturmak için son derece masum ve anlamlı bir gayedir.

Yine Oblomov’dan bir ifade eşliğinde basit bir soru ile sadede gelmek isterim. Çocuklar “hayat olduğundan başka türlü olamaz, olmamalıdır” ataletine kapılmazlar, peki ya bizler?

Sevgiyle kalın…