Sandık konuştu; Seçimin kazananı HDP Adayı Selahattin Demirtaş’tır.

Sandık konuştu;
Seçimin kazananı HDP Adayı Selahattin Demirtaş’tır.
-Çatı adayına ve partilerine sandıktan verilen mesaj “Farkınız ne?” olmuştur.
CHP’de süregelen sağcılaşma eğilimine, ılımlı İslam ve muhafazakarlaşma ekseninin de eklemlenmesine seçmen kırmızı kart göstermiş,“Ilımlı İslam değil yeni ve seküler siyaset arıyoruz” demiştir.  Kendine özgüveni olan gerçek yeni bir sosyal demokrat ve kitle partisi ihtiyacını dayatmıştır.
RTE ise 56 milyon seçmenden 21 milyonun oyunu alarak Cumhurbaş(ba)kanı oldu. 35 milyon kişi RTE’ye oy vermemiştir!
14,5 milyon seçmen sandığa gitmeyerek “yeni siyasal arayış” için mesaj vermiştir.

Yüzde 36’lık Milli İrade

Ortada zafer yok ve bu sonuçlar başkanlık sistemine geçit vermez. Seçimin sayısal ve siyasal analizleri detaylı okunduğunda, yeni rejimin ve AKP’nin önümüzdeki süreçte iç ve dış politikada ciddi bir krizin içine doğru evrildiği fark edilecektir.
RTE seçimi kazanmak için devletin, yerel yönetimlerin tüm olanaklarını devreye soktu, din istismarı yaptı.  Seçim kampanyasına harcanan orantısız para, eşit olmayan koşullarda ve medya imkanlarıyla kampanya yürüttü. Siyaset dili yerine, nefretin, öfkenin, ayrımcılığın ve mezhepçiliğin dilini hakim kıldı. "Hakim Sünnilik ve Türklük’’ atmosferini inşa edip, farklı kültürel kimlikleri düşmanlaştırdı.
Algı operasyonunu devreye soktu.
Kamu yayıncılık ilkesi ayaklar altına alındı. Halkın vergisi sadece RTE’nin seçim kampanyasına harcandı.
Paranın gücüne yenik düşen araştırma şirketleri “bu iş tamam” algısı yaratıp ve “RTE yüzde 57- 58 oy ile seçilecek” diyerek çirkin bir seçim kampanyasının parçası oldu.
Oysa RTE 12 Eylül mevzuatına göre yüzde 51. 6 oy alırken aslında gerçek rakamlara göre sadece yüzde 36 oy almıştır! 14.5 milyonun sandığa gitmediği bir ortamda RTE sadece “700 bin oy” fark ile Cumhurbaş(ba)kanı olmuştur.
Böylece yüzde 36’lık “milli irade” nefret, ayrımcılık, mezhepçilik ve tekçilik söylemlerine onay vererek, RTE’yi “Köşk’’e taşımıştır.

Selahattin Demirtaş Farkı

Sırrı Süreyya Önder’in aksine Selahattin Demirtaş’ın seçim stratejisi ve söylemleri, Kürt siyasal hareketinin Türkiyelileşmesi ve toplumsal muhalefetle geniş ölçekli buluşma ve mücadele zemini tarif etmesidir.
Demirtaş “muhalefetteki CHP’’ ile hesaplaşmak yerine bizzat AKP iktidarı ile hesaplaşmayı tercih ederek, Önder’den farklı ve doğru bir politik hat yaratmıştır. AKP’nin yanlış politikalarına, RTE’nin hukuk ve sınır tanımazlığına yönelik muhalif politikalar ve söylemler üretmesi, HDP’nin oyunu artırmasına katkı sunmuştur.
CHP’nin sağcı, muhafazakar ve Türk-İslam sentezci yanlış bir adayı göstermesi sonucu CHP’den HDP’ye akan azımsanmayacak bir oy var.  Aleviler ve HDP dışındaki sol ve sosyalistler Demirtaş’a oy vermiştir. Ayrıca Kürt illerinde de HDP’nin oyunun arttığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. HDP’ye gelen yüzde 3,4 oranında yeni “emanet oy’’ ile önümüzdeki süreçte HDP^nin nasıl bir ilişki kuracağı önemlidir.

Sandıktan Alevilere Mesaj Var?

CB seçim süreci Alevilerin, geçmişteki siyaset yapma tarzından kaynaklı hatalarından ders almadığını ortaya çıkarmıştır. Aleviler, kendi siyasetini inşa edemediği ve kendi siyaset zeminini, programını tarif edemediğinden dolayı siyaset kurumlarına yabancılaşmış ve siyasal alanın edilgen kesimi haline gelmiştir.
Hakim siyasetlerin rüzgarları önünde savrulup durmaktadırlar. Kendi sözleri yerine etkisi altına girdikleri siyaset kurumlarının aklına ve stratejisine teslim olmuşlardır. Zamanın ruhuna göre siyasal göçebelik yaparak orada oraya savrulmaktadırlar. Buradan bir çıkış yapabilirler mi? Evet, yapabilirler. Bunun yolu Alevi hareketinin siyasal olarak karar verip aktörleşmesidir.
Siyasette özne ve etkin olmaya aday olacak düşünsel ve örgütsel iradeyi inşa etmektir. Bunun dışındaki yol, siyasal alana edilgen ve etkisiz katılıp hakim siyasetlerin rüzgarında savrulmak olur! Siyasetin aradığı “oy deposu” Alevi kitlesi algısını değiştirmek için, siyasetini arayan Alevi hareketinin ortaya çıkması gerekir.

Sosyalist Sol Ne Yapmalı?

Sandığa giden ve gitmeyen halkın mesajının iyi okunması ve başka bir siyaset arayışı talebinin iyi anlaşılması gerekiyor. Toplumsal sol muhalefetin halklara ve emekçi sınıfa umut verici politikalarını birleşik muhalefet zemininde artırması zorunludur.
RTE ve AKP iktidarının neoliberalizmle iç içe geçmiş gericilik ve yeni Osmanlıcılık politikaları karşısında birleşik muhalefet ve birleşik siyasetin inşası tartışılmalıdır.
Birleşik muhalefet zemini sınıf eksenli mücadele zeminleri ile gerçek laiklik ve kültürel kimlik hakları mücadele zeminlerinin buluşmasını hızlandıracak tartışma ve sokakta buluşmaya ihtiyaç vardır.