6 ay geçti, depremzedeler acılarıyla baş başa.

Peki, adalet duygusu?

Yıkımdan sorumlu olanlarla ilgili kurulan deprem soruşturma bürolarında dosyalar birikti, soruşturmaların çoğu halen devam ediyor, açılan az sayıda davada da binaları denetleyenler değil, yapanlar yargılanıyor.

Tabii ki müteahhitler de sorumlu ama ya yapı veya iskan ruhsatı veren, denetlemekle görevli olanlar?

Depremin hemen ardından Hatay’a giden, aylarca Antakya’da koşturan ve depremzedelerin maruz kaldıkları hak ihlalleriyle ilgilenen ÇHD İzmir Şubesinden Avukat Erdoğan Akdoğdu, yıkımdan teknik olarak projede imzası olan tüm fenni mesuller ve belediye görevlilerinin sorumlu olduğunu söyledi:

“Mimar, mühendis, yapı denetim firmaları soruşturuluyor. Ancak fenni mesuller ve belediye görevlileri soruşturması ayrı yürütülüyor. Böylece belediyedeki sorumlular açısından cezasızlık sözkonusu oluyor. Oysa projeye onay veren, inceleyen onlar. Soruşturmalar birlikte yürütülmeli.

Binaları dönüştürme ve denetleme sorumluluğunda olan tüm kamu görevlilerinin soruşturma dosyalarının şüphelisi olması lazım. Bu zincir belediye başkanlarından başlayıp, bakanlık bürokratları ve bakanlara kadar gitmeli. Ancak şu an soruşturmalar mimar, mühendis, yapı denetim firmaları üzerinden yürüyor.”

***

Bu zincir daha işin başında, bilirkişi raporlarında tıkanıyor.

Avukat Akdoğdu, dosyalardaki bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, teknik konularda karmaşık raporlar hazırlandığını, bu sebeple hem kendi içinde hem de teknik mevzuatla çelişen birçok raporun dosyaya girdiğini söyledi.

Davalarda da bilirkişi süreçlerinin, soruşturmadakilere benzer şekilde uygulamadan kopuk, mevzuatı karmaşıklaştıran ve ek raporlarla çelişkiler yaratan bir halde olduğunu söyleyen Akdoğdu, heyette, raporlardaki süreçlere hakim kişilerin olması gerektiğini ekledi.

Ve bugüne kadarki bazı davalardan örneklerle, sonuçtan çok da umutlu olmadığını anlattı:

“Soma, Ermenek, Hendek işçi cinayeti davalarındaki benzer süreç deprem davalarında da işliyor. Konu taksire gelip dayanıyor. Bununla ilgili kanunda boşluk var. Davalar mutlaka avukatla takip edilmeli. Avukat bulamayanlar barolardan talep etmeli. Bakanlık bu konu için kaynak ayırarak depremzedelere bedelsiz avukat tahsis etmeli.”

***

Taksir, cezasızlığın bir türü. Yani, depremzedelere “pardon” demenin.

Daha dün, Diyarbakır’da 48 kişiye mezar olan bir apartmanın, yapım aşamasındayken en temel gerekliliği yerine getirmediği ortaya çıktı.

Yenişehir ilçesindeki Sözel Apartmanı’na ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, onaylı betonarme projesine göre yapılması gereken SP1 betonarme perde kolonunun yerinde bulunmadığı belirlendi. Kolon, onaylı betonarme projesine aykırı olarak bina inşa edilirken hiç yapılmamıştı.

Bu raporun ardından, kolonları kesmekle suçlanan, binanın bodrum katındaki spor salonu ile dershane yetkilileri tahliye edildi. Binanın müteahhidi Celal İ. ise raporu göremedi çünkü o da enkaz altında kalarak yaşamını yitiren 48 kişiden biriydi.

Peki ya binayı denetlemesi gerekenler, onlar nerede?

Davalar açıldığında, yapılan usulsüzlükleri de daha yakından takip edebileceğiz…