Klasik televizyon ve gazeteler (tabi ki biz hariç) yayın politikalarının da etkisiyle ne inandırıcılıkları kaldı ne de iletişim cazibeleri! Dijitalin geleceğimiz olduğunu yıllardır yazan onun için içerik üreten, ürettiren biri olarak basılı olarak sadece içeriklerimi BirGün için hazırlıyorum. Nedeni çok basit. Okunuyor. BirGün hala satın alınarak her sayfası okunan maalesef nadir yayınlardan biri. Maalesef diyorum […]

Dijital çerçevelerle sarılmış gazete bayileri

Klasik televizyon ve gazeteler (tabi ki biz hariç) yayın politikalarının da etkisiyle ne inandırıcılıkları kaldı ne de iletişim cazibeleri! Dijitalin geleceğimiz olduğunu yıllardır yazan onun için içerik üreten, ürettiren biri olarak basılı olarak sadece içeriklerimi BirGün için hazırlıyorum. Nedeni çok basit. Okunuyor. BirGün hala satın alınarak her sayfası okunan maalesef nadir yayınlardan biri. Maalesef diyorum çünkü çok daha fazla sayıda yayının takip edilmesini isterdim. Okuyan, düşünen toplum olsaydık bu kadar sıkıntı çekmezdik.

FOTOĞRAFTAKİ BAYİ

Fotoğraflarla gördüğünüz gazete bayi benim neredeyse 30 senedir bildiğim, mahallemizin gazetecisi. Fotoğraflar şu nedenle çok ama çok kıymetli. Dijital dönüşümün fiziksel olarak gözler önüne serildiği belki en net görüntü. Dönüşümün boyutlarını gayet iyi anlamamızı sağlayacağını düşündüğüm için Hasan abiden de kullanma onayımı alarak sizlerle paylaşıyorum. Eskiden gazetelerin, dergilerin olduğu raflarda şimdi su şişeleri, çikolatalar, zeytin yağları, çöp poşetleri, süt kutuları duruyor. Bu çok acı bir tablo gibi görünsede aslında doğal sonuç diyebiliriz. Gazete Bayisi yazısını kaldırıp artık mini bakkal yazmak daha doğru olacak. Pek çoğumuz artık fiziksel gazete, dergi almayı bırakalı çok zaman oldu. Bunun bir kaç sebebi var. Önceden de yazdım ama kısa bir özet geçelim yine de; İnternet ile birlikte gün içerisinde anlık olarak aldığımız haberler, Twitter’dan önümüze düşen son dakikalar bizim artık haber için aç olmamızı engelliyor. Akşam eve geldiğimizde merakla haber bülteni izlemek istemiyoruz, sabah olduğunda da gazete okumamızı gerektirecek pek bir yoksunluğumuz olmadığı için alma ihtiyacı da hissetmiyoruz. Suçlu sadece internet ve onun nimetleri değil tabi ki! Medyanın şaka gibi olması ve bize merak ettiğimizi, duymak, görmek istediğimizi değil başkalarının bize neyi nasıl duymamız, görmemizi istediği şekilde vermesini de kabul etmiyoruz. Sonuçta doğal olarak ne gazete alıyoruz, ne dergi ne de televizyon izliyoruz.

DÖNÜŞÜM GEREKLİ

Şimdi bu gazete bayilerini dönüştürmemiz gerekiyor. Nasıl mı? Çok basit!

Neticede lokasyon olarak baktığımızda bu dükkanlar genellikle çok merkezi yerlerde, otobüs duraklarının yanlarında, önemli aktarma noktalarının üzerinde, meydanlarda. Yani çok ulaşılabilir, çok fark edilir noktalardalar. Su şişelerinin yerini dijital çerçeveler alsın mesela! Suların raflarda ön planda teşhir edilmesi alan ziyanlığından başka bir şey değil. Bu dijital çerçevelerin içinde;

‘Ünsan Ünlü’nün Periscope canlı yayını saat 09:00’da başlıyor sakın kaçırma’ ‘Ruşen Çakır bugün yapılan parti meclis toplantılarını saat 16:00’da değerlendiriyor’

‘Nevşin Mengü her gün yaşanan gelişmeleri saat 18:00’de YouTube kanalında özetliyor’

‘Coşkun Aral her hafta dünyada yaşanan olayların değerlendirmesini Cuma 18:00’de YouTube kanalında açıklıyor’

‘Nerede ne var? Kültür Sanat, gezi, eğlence Allianz Motto Müzik YouTube kanalında!
Böyle ilanların, animasyonlu, hareketli tanıtımların döndüğü vitrinler olsun mesela. Times Meydanının küçük küçük versiyonları gibi düşünün. Hem çok daha renki hem de çok faydalı bir iş yapılmış olur. Hatta bu çerçevelerde dönen tanıtımların arasına reklamlar alınarak bambaşka bir marketing pazarı yaratılamaz mı? Bence çok mantıklı.

GÜNE BAŞLANGIÇ

Ben kendimden örnek vereyim. Ben her sabah bir toplantım, çekimim yoksa Ünsal Ünlü’nün ‘Gazetelerin yazdıkları, yazamadıkları’ canlı yayınını izleyerek güne başlıyorun. Gün içerisinde olan biteni, aslında ne olduğunu Ruşen Çakır’ın değerlendirme videolarından öğreniyorun. Nevşin bir aralar yapmıştı ama şimdi yapmıyor galiba anlık bir gelişme ile ilgili kısacık özet videolar hazırlıyor, hızlıca paylaşıyordu onları izliyordum. Şimdi denk gelmiyorum keşke yapsa, şahane paylaşımlardı. Bunun dışında da Twitter’da tabi ki Birgün’ü takip ediyorum. MONOBLOK diğer medyayı da hayretler içerisinde elbette takip ediyorum.

Yılda 20-25 üniversitemize giderek söyleşiler yapıyorum. Sağolsun gençler sürekli çağırıyor ama ben ancak bu kadarına gidebiliyorum. Bu söyleşilerde de yeni nesil yayıncılığı, dijital dönüşümü, kendilerini nasıl konumlandırmaları gerektiğini elimden geldiğince anlatmaya, kafalarında oluşan soru işaretlerini mümkün olduğunca kaldırmaya çalışıyorum. Maalesef özellikle pek çok iletişim bölümünün çağın çok gerisinde kaldığını ve gençlerin bu konuda doğru eğitim almadığını, eksik kaldıklarını düşünüyorum. Bu kanıya varmam için aldığım sorular yeterli oluyor. Bu alanda da yapılması gereken çok iş var. Yeni dünya eski müfredat, eski bakış açısı bizim en büyük engelimiz diyebilirim. İyiler yok mu var elbette ama çok az. Önümüzde ki yıl bir aksilik olmazsa bu konuda da daha fazla aktif olmayı, elimden geldiğince bir şeyler yapmayı kafama koydum. Dünyanın gerisinde kalmamamız için, genç işsizler ordusu olmaması için elimizden geldiğince gençlere destek olmalıyız.

Gazete bayileri ile ilgili dijital çerçeve işini siz bir düşünün, bence olur gibi geliyor. Son olarak sizde kendi takip listenizi oluşturun, rahat edin. Haber artık bir maden ancak arayıp bulup çıkartılarak tüketilebiliyor.