Başlığı bilerek provokatif attım. Bunun nedeni, bu platformların paralı olma ihtimaline karşı yapılan haberlerdeki “şok olmuş” ifade. Özel bir şirket tarafından, ticari amaçla sunulan bir hizmetin neden ücretsiz olduğunu hiçbir zaman hakkıyla sorgulamayan mecraların, aynı hizmetin paralı olma ihtimaline karşı düştüğü telaş komik. Ben daha önceki yazılarda belirttiğim üzere bu platformların ücretsiz olduğunu düşünmüyorum zaten. Hatta aldığımız en pahalı hizmet olduğunu da defalarca anlatmaya çalıştım.

Geçen hafta Facebook’un sloganının değişmesiyle, ilk kaynağının Business Insider olduğunu düşündüğüm bir haber yayıldı. Facebook’un “Ücretsizdir ve her zaman ücretsiz kalacaktır” şeklindeki sloganı “Hızlı ve kolaydır” şeklinde değişmişti. Acaba bu değişiklik, ücretli olacağının mı habercisiydi? Business Insider, haberi paylaşıp geçen diğer mecralardan farklı olarak değişikliğin nedenini Facebook’a bizzat sormuş ama bir yanıt alamamıştı. Şahsi yorumuma göre, Facebook hiçbir zaman tamamen ücretli olmaz. Belki uzun veya yakın vadede yapacakları ücretli (reklamsız) üyelik seçenekleri için bir ön hazırlıktır bu.

Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda bu platformların ücretsiz olmasının bedelleri üzerine yeniden düşünmek ve sonuçları üzerine tartışmak istiyorum.

NEDEN BEDAVA?

Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal platformların neden ücretsiz olduğu sorusunun cevabı ilk bakışta kolay. Sonuçta bedava yaparak şimdiye kadar hiçbir medya organının toplayamadığı bir kitleyi topluyorlar ve sattıkları reklamla da kendilerine gelir sağlıyorlar. Bu iyimser bakışın pek de geçerli olmadığı epeydir biliniyor. Kaldı ki o zaman hiçbir reklam göstermemesine rağmen WhatsApp’ın “ücretsiz” olmasını nasıl açıklayacağız? Her şeyden önce, buradaki gelir modeli, insanların platformdaki davranışlarını izleyip onları nokta atışı hedef kitle olarak gruplamak ve bu veriyi reklamverenin hizmetine sunmak şeklinde. Öyle ki yer yer özel mesajların dahi incelendiği tartışmaları çıkıyor.

BEN İŞEMEDİM MİKİ İŞEDİ SAVUNMASI

Peki veriyi kullanan reklamveren, siyasiler ya da onlar için çalışan kötü niyetli odaklarsa ne olacak? Bunun cevabı son Amerika seçiminde alındı. Buna göre insanlar, Facebook’a bıraktıkları veriler üzerinden modellenmiş ve kişiye özel manipülasyon teknikleri kullanılmıştı. ABD seçimlerinde Trump’ın kazanmasına yardım eden faktörlerden biri buydu. Bunun Rusya tarafından organize edildiği dahi iddialar arasında. Sonuçta o platformlarda o kadar değerli veri birikiyor ki, birilerinin ağzını sulandırmaması imkânsız. Facebook her ne kadar “ben işemedim, Miki işedi”, veriler kötü niyetli insanların eline geçmiş minvalinden bir savunma yapsa da bunun tekrarlanmayacağının garantisi yok. Kaldı ki geçen hafta Twitter CEO’su Jack Dorsey’nin kendi Twitter hesabı bile hacklenebildi.

BİR ÖDEME KAYDI OLSA HER ŞEY BU KADAR KOLAY OLUR MU?

Bu platformların bu kadar veriyi kontrolsüzce toplayabilmesinin ilk nedeni ücretsiz olmaları. Bu nedenle hepimiz “aman ne olacak ki” diye oradayız. Buralara düşünmeden kaydolabilme ve gerektiğinde ortadan kaybolabilme lüksü de ücretsiz olmasından geliyor. Bu platformlardaki manipülasyonun ana kaynağı olan troll ve bot hesapların o kadar kolay sızması da öyle. Çok cüzi bir miktar da olsa, herkesin kredi kartı üzerinden ödeme yaparak girmesi durumunda her şey bu kadar kolay olabilir miydi? Sonuçta giriş için ödeme yapılan kaynak her zaman bir şeylerin ipucu olabilecekti.

Bu platformların özellikle geleneksel medyanın iktidarlarca tamamen kuşatıldığı ülkelerde gerçeğe ulaşmak veya kendi seslerini duyurmak isteyenlere bir nefes borusu olduğu gerçek. Ancak madalyonun diğer yüzünü de görmek, dahası uzun vadeli düşünmek gerek artık. Gerçek habercilik kaygıları bu veri seli içinde yok olurken, hem kişisel verilerimiz hem de bu akışın tüm reklam geliri Facebook ve Google gibi devlerde birikiyor. Yine de hepimiz içindeyiz; bu satırları yazan ben de, okuyanların ezici çoğunluğu da. Bunun üzerine tekrar tekrar yazmak ve tekrar tekrar düşünmek şart: Asıl haber olması gereken Facebook’un veya diğerlerinin ücretli olması değil, ücretsiz olmasıdır.