Fındık sezonu yaklaşıyor. Ağustosta başlaması beklenen hasat sezonuna doğru fındık üreticileri maden tehdidi altındaki üretim koşullarının güçlüğünü, yağışlar nedeniyle yaşanacak rekolte kaybını, maliyeti çıkarıp çıkaramayacağını düşünüyor. Buğday, çay gibi ürünlerde yaşanan artış oranları ise fındık üreticisi içinde iç açıcı bir tablo önermiyor.

Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl fındık üreticileri insanca yaşam hakları için 70 lira talebiyle meydanları doldurmuştu. Ancak kamu otoritesi üreticilerin taleplerine kulak tıkamış ve taban fiyat 54 lira olarak açıklamıştı. Şirketlerin umduğunun az üstünde de olsa bu fiyat üreticilerin tefecilere mahkûm bırakılmasını engellemedi.

Yeni sezonda üreticilerin fiyat beklentisi ne olacak henüz bilmiyoruz ama üreticinin ihtiyaçlarına kulak tıkayan bir diğer taraf olan şirketler vakit kaybetmeden kendini aklama çalışmalarına başladı bile. Hasat sezonu yaklaşırken gün geçmiyor ki yeni bir Ferrero güzellemesi haberi okumayalım.

***

Bilindiği gibi fındık üretiminde ülke olarak dünya lideri konumundayız. Karadeniz fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (KFMİB) verilerine göre fındık üretiminde 2022 yılının ihracat birincisi Ferrero oldu. 2022-2023 sezonunun ilk 4 aylık rakamlarına göre 130 bin 606 ton fındık satışından 742 milyon 10 bin 356 dolar elde edildi.

Ancak ülkemizin bu dünya liderliği konumdan ne fındık üreticileri ne kamu faydalanıyor. Yalnızca ihracatçı şirketler faydalanıyor ki bunların başında da fındık karteli olarak anılan ve geçtiğimiz yıl hakkında, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturma açılan Ferrero geliyor.

Ferrero geçtiğimiz yıllarda uluslararası basında da Türkiye’de fındık hasadında çocuk işçi çalıştırdığı gerekçesiyle gündeme gelmişti[1]. Uluslararası Çalışma Ajansı (ILO) tarafından çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olarak kabul edilen fındık işçiliğinde çalışan çocuklar genellikle tehlikeli koşullarda, düşük ücret karşılığında ve uzun saatler çalışıyor. Dahası 2019 tahminlerine göre ülkemizde fındık hasadında çalışan 400 bin mevsimlik işçinin en az yüzde 10’unu çocuklar oluşturuyordu[2].

Bugünlerde gördüğümüz aklama haberlerinin bir kısmını da bu konu oluşturuyor. Geçtiğimiz aylarda “kamu- özel sektör ortaklığı çerçevesinde” ILO ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte “FERRERO İyi Tarım Uygulamaları Programı” kapsamında Ordu’da ve Sakarya’da “mevsimlik tarımda fındık hasadında çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin sona erdirilmesi projesi”nin bir uzantısı olarak saha çalışanlarına yönelik “kapasite geliştirme” eğitimleri düzenledi[3].

***

Şirket geçtiğimiz hafta da Ordu’da Değerli Tarım Projesi sonuçlarını değerlendirmek üzere bir basın açıklaması da yapmıştı. 10 yıldır devam eden Model Bahçeler projesi ile 100 bin hektarlık alanda uyguladıkları “iyi tarım” sayesinde 50 bin fındık üreticisine ulaşıldığı anlatılan toplantı ardından tepkiler gecikmedi. Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça bir açıklama yaparak, Ferrero’nun kendi ihtiyacını karşılayacağını ve geri kalan üretimi ise düşük fiyatlarla piyasada sürdüreceğine yönelik endişelerini; Ferrero’nun küçük aile üreticilerini yok ettiğini dile getirdi. Fakat Akça’nın tepkisi henüz toplumsal bir karşılık bulmadı.

Ferrero’nun sezon yaklaşırken kendini aklamaya yönelik son hamlesi de birinci derece deprem bölgesi olan Düzce’ye sismik izolatör teknolojisiyle yeni bir tesis yatırımı yapmak oldu. Özellikle seçim sonuçlarına yönelik analizler gıda enflasyonu, alım gücündeki düşüş ve açlık ile yetersiz beslenme gibi sorunların tercihlerde etkili olmadığını söyleyedursun uzun süredir faturası üreticilere kesilen ciddi bir tarımsal tahribatla karşı karşıyayız.

Seçim sonrası atılan adımlar da öncekiler gibi bu sorunları derinleştirerek üreticileri zor sokmaktan öteye gitmiyor. Emperyalist kapitalist sistemin gıda üretim ve üreticiler üzerindeki tahakkümünü mümkün kılan tüm araçlar her fırsatta sımsıkı birbirine tutunuyor. Gıda ve tarımın şirketlerin hâkimiyetine bırakıldığı, endüstriyel tarım modeliyle küçük üreticilerin yok edildiği bu 3’üncü gıda rejimine karşı tek çare, fındık üreticilerinin emeklerine sahip çıkması.

[1]https://www.theguardian.com/global-development/2019/dec/20/are-ferrero-rocher-chocolates-tainted-by-child-labour

[2] https://www.birgun.net/haber/ferrero-defol-415489

[3] https://www.ilo.org/ankara/news/WCMS_874516/lang--tr/index.htm