Bugün bayram. Bayram güzellik, bolluk, mutluluk, sevinç gibi anlamlar taşır. Madem bayram ediyoruz; ben de güzel şeyler yazmak lazım diye oturdum bilgisayarın başına. Ne yazabilirim diye başladım düşünmeye. Yazdıklarımın güncel de olması gerekiyor. O zaman gündem olan güzel bir şeyler bulmam gerekir. Gazetelere baktım, internete göz attım, Twitter filan, yok. Yahu bir ülkede hiç mi iyi bir şey olmaz! Nasıl bir döneme denk geldiysek artık; bayram edecek bir konu bulamıyoruz maalesef.

Diyanet İşleri Başkanının Atatürk’e lanet okuması, hilafetin zamanı geldi başlıkları, “devlet benim” diyerek baro başkanını gözaltına alan polis, 7 lirayı geçen dolar, 8’i geçen Euro, enflasyonun artacağını söyleyen Merkez Bankası, artmaya devam eden işsizlik, korona salgını, sosyal medyaya sansür düzenlemesi vs. Bunlara ve benzeri olaylara bakıp neyin bayramını edeceğiz?

SANSÜR

Meclis tatile girmeden önce çıkardığı son kanunla sosyal medyaya ciddi bir sansür getirilmesinin önünü açtı. Bu düzenlemenin kapsamı oldukça geniş. Nefes alabildiğimiz bir sosyal medya vardı şimdi orada da nefesimizi kesmek istiyorlar. Eğer murat ettiklerini gerçekleştirebilirlerse, kurbanda danaya girebileceksiniz ama Twitter’a giremeyeceksiniz.

Biliyorsunuz yapılan düzenleme ile getirilen “yeniliklerden” birisi de “unutma hakkı” olarak adlandırılan konu. Evet, unutmamızı istiyorlar. Geriye dönük olarak söyledikleri ve gerçek olmayan, gerçekleşmeyen, gerçek olduğu halde unutmamızı istedikleri her şeyi sildirecekler. Çünkü hatırlarsak hesap sormamızdan korkuyorlar.

İktidarı elinde bulunduranlar vatandaşın unutmasını arzular. Çünkü iktidar olmak için ve iktidarda kalmak için bulundukları boş vaatlerin, aldıkları yanlış kararların çıkardığı maliyetlerin, insanların hayatlarını yaşanılmaz hale getirirken yaptıklarının hatırlanmasını istemezler. Eğer biz hatırlarsak onlar nasıl iktidarda kalabilirler? O zaman dijital hafızada bulunmasını istemediklerini silecekler. Arasanız da bulamayacaksınız.

HAFIZA-İ BEŞER NİSYAN İLE MALULDÜR

Zaten unutmak da kolay. Ama ah şu teknoloji ve sosyal medya olmasa! Ne güzel unuttururlar. Dün söylediklerinin tam tersini bugün söylediklerinde hemen Twitter’da dünkü söylediklerini “dümdük” önlerine koyuyorlar. Tam unutmak üzereyken bunları paylaşmanın ne gereği var değil mi?

Bu sütunun konusu ekonomi. Ekonomide söylediklerini hatırlayalım mı?

Şimdi nerelerde olduğunu bilmediğim bir Yiğit Bulut vardı, hatırlıyor musunuz? Bakın siz bile unutmuşsunuz. “eyyy Dolar 3,50 olacak diyenler, neredesiniz? Çıkın bu milletten özür dileyin” diye televizyon ekranlarında kızıyordu. Ben bu çağrıya icabet etmedim tabi, eden de olmadı sanırım. Sadece o mu? “Nisan marttan, mayıs nisandan, haziran mayıstan iyi olacak” diyen bir bakanı hatırlıyor musunuz? Ya da “dolar alanlar pişman olacak” diyenleri? Unutmuş olsanız bile basit bir internet araması ile bulabilirsiniz. En azından şimdilik bulabilirsiniz. Bir süre sonra bulamayacaksınız.

Sadece söyledikleri kaldırılmayacak, yaptıklarına ilişkin haberler de kaldırılacak; gerekçe kişilik hakkı. Yok olması gereken yolsuzluk iken biz sadece yolsuzluk haberlerinin bir anda yok olduğunu göreceğiz. Kamu kaynaklarının nasıl peşkeş çekildiğine ilişkin haberleri bulmayacaksınız.

Ya da boş verin bütün bunları. Bugün nasıl olsa bayram. Ben bulamamış olabilirim ama umarım siz bayram edecek bir şeyler bulursunuz. İyi bayramlar.