Hatay’da depremin 11. ayında biri 4, diğeri 1,5 yaşında iki çocuk konteynerde yanarak hayatını kaybetti. Depremin yaşandığı günden bugüne yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen söz verilen konutlar sözde kaldı. Çadırlarda, konteynerlerde yaşayan çocukların yanarak yaşamını kaybettiği acı gerçeği yaşıyoruz. Deprem bölgesi kentleri konteyner kente dönüşmüş durumda. Depremin 11’inci ayını yaşarken depremde kaç öğrencinin, kaç öğretmenin hayatını kaybettiğini hala bilmiyoruz. MEB’in paylaştığı bir veride bine yakın öğretmen hayatını kaybetti diye geçiyor kayıtlara. Öylesine önemsiz ki hayatlarımız verilerde yaklaşık sayılar kullanılıyor. Yaşamını kaybeden öğrencilere ilişkin ise hiçbir veri yok.

∗∗

Salgında yaşadığımızı deprem sonrası yaşıyoruz bir kez daha. 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem sonrası eğitim, depremden etkilenmeyen 71 ilde 20 Şubat’ta başlarken depremden yoğun olarak etkilenen 10 ilde başlamadı. 24 Nisan 2023’te 81 ilin tüm ilçelerinde deprem bölgesinde eğitim-öğretime başlayabilecek tüm okulların açıldığı açıklandı. Ancak öğretmen yetersizliği, açıldığı ilan edilen okulların güvenilir olmaması, artçıların devamı nedeniyle yaşanılan haklı kaygılar, deprem sonrası yaşam çoğunlukla çadırlarda ve kırsal alanlarda sürdüğü ve buralarda yeterli okul, okul türü bulunmadığı için 6 Şubat sonrası deprem bölgesinde eğitim başladı açıklamasının sahiciliği yoktu.

Başta psikolojik desteğe erişim olmak üzere eğitim ortamlarını öğrencilere ulaştırma sorumluluğu olan MEB devam zorunluluğunu kaldırarak sınıf tekrarı olmayacağını açıkladı. Yalnızca bu adım bile şubat sonrası çocukların eğitime devam etmemesinin temel nedenlerinden oldu. Okul yok, öğretmen yok, çadırdan/prefabrikten derslikler yok, devam zorunluluğu yok sonuç olarak deprem bölgesi için 6 Şubat sonrası eğitim yoktu.

Haziran 2023’te Hatay’da ve Pazarcık’ta yapılan bir ankete göre (Suna’nın Kızları) deprem öncesinde çocukların yüzde 93’ü deprem öncesinde okula devam ettiğini belirtirken deprem sonrasında okula devam edenlerin oranı yüzde 10’a gerilemişti. Yalnızca bu anket verileri, deprem bölgesinde eğitim başladı açıklamaları yapanların gerçeğin üzerini nasıl örttüklerinin açık kanıtı.

2023-2024 eğitim öğretim yılı başında yayınlanan yönetmelikle deprem bölgesindeki öğrencilerin örgün eğitim dışına çıkabilmesi düzenlendi. O da yetmedi, örgün eğitim dışına çıkma riski olan öğrencilerin MESEM’lere geçebileceğinin düzenlendiği diğer yönetmelikle deprem bölgesindeki çocuklara vaat edilen çocuk işçiliği oldu.

∗∗

Depremler nedeniyle birçok okul yıkıldı veya hasar aldı. Son açıklamalara göre, deprem bölgesinde 936 okul kullanılamaz hâle gelirken bu sayı derslikler için 11 bin 738’di. Depremin eğitim ortamlarına etkisinin en güçlü olduğu il gerek oransal gerekse sayısal olarak Hatay oldu. Hatay’da neredeyse iki derslikten biri, dersliklerin yüzde 45,4’ü kullanılamaz hâle geldi. MEB 11 bin 738 dersliğin yeniden yapımı için planlama yapıldığını söyledi. Ancak, bu çalışmaların hangi aşamada olduğuna ilişkin kamuoyu ile paylaşılan bir bilgi yok.

Hasarlı veya yıkılan okullar nedeniyle eşleştirilen okullarla birlikte ikili eğitime devam eden kurum sayısı arttı. İkili öğretim nedeniyle sınıf mevcutları arttı, okullar gün aydınlanmadan başlayıp geç saatte karanlıkta bitiyor. Temel çözümlerden biri tüm öğrenciler için ücretsiz ulaşımın sağlanmasıydı ancak bu konuda da adım atılmadı.

Eğitime erişimdeki sorunlar, okullarda kaynak, internet ve elektrik altyapılarında ciddi sorunların bulunması eşitsizliği her geçen gün artırıyor.

Yapılan son anketlerden Türkiye Koruma Sektörü İhtiyaç Analizi anketini cevaplayan ailelerden yüzde 21,8’i çocuklarından hiçbirinin deprem sonrasında okula gitmediğini söylüyor. Tüm çocuklarının okula gittiğini söyleyen ailelerin oranı ise yüzde 61,9.

Çocukların eğitim dışında kalma nedenleri arasında birinci neden ekonomik sorunlar, her meselede olduğu gibi eğitime erişim de sınıfsal. Yoksulluk deprem bölgesinde de en çok çocukları vuruyor ve ilk vazgeçilen öğrencilerin eğitim hakkı oluyor. Diğer nedenlerin başında da okulların uzaklığı ve çocukların kötüleşen psikolojik durumları geliyor.

∗∗

11 ay süresince yapılması gerekenler açıktı. İhtiyacı olduğunu belirten tüm öğrencilere burs desteği verilmesi, okullara ulaşım için ücretsiz servis, başta nüfusun yoğunlaştığı yerleşim yerlerinde, kırsal alanlarda eğitim ortamlarının sağlanması, her okula en az bir psikolojik danışman ve rehber öğretmen atamasının yapılması, yıkılan, hasarlı okulların, dersliklerin inşasının tamamlanması, kaynak, internet, elektrik alt yapı sorunlarının çözülmesi, deprem bölgesindeki öğretmenlere de ekonomik ve psikolojik desteğin sağlanması konularında dahi adım atılsaydı eğitimden kopmak zorunda bırakılan yüzlerce çocuk şu an okullarında olacaktı. Milli Eğitim Bakanı geçtiğimiz hafta Kastamonu’da çocuk işçiliğinin adı olan meslek lisesi ve MESEM açılışında sermayeye, patronlara “Neye ihtiyacınız varsa verelim” diyerek seslendi. Deprem bölgesindeki çocuklara gelecek vaadi “Deprem bölgesinde kepçe operatörlerinin maaşları 150 bin, 200 bin bandında. Şu anda ara eleman konusunda ihtiyaç var” cümleleriyle kepçe operatörlüğü oldu.

Çocukluk anılarının yıkıntılarını kaldırmak ve çocuk yaşta okuldan koparılıp işçileştirilmek vaat oldu deprem bölgesindeki çocuklara.