Gezi Direnişi üzerinden 10 yıl geçti.

O gün protesto edilen ne varsa, bugün de misliyle yaşıyoruz. Gezi eylemlerinde hayatını kaybedenlerle ilgili açılan davalar da bunun kanıtı.

Ethem Sarısülük 26 yaşındaydı, Ankara’da başından vurularak öldürüldü. Tetiği çeken polis Ahmet Şahbaz uzun süre yargılandı, şimdi dışarıda, taksitle “para cezasını” ödüyor.

Mahkeme ilk yargılamada Şahbaz’ı 7 yıl 9 ay 10 gün hapse mahkûm etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Polisimiz vatandaşı mı öldürdü, silah mı çekti? Polisi öldürecekleri anda polis kendini savunmayacak mı? Savunacakları anda paralel yargı bakıyorsunuz sekiz seneye mahkûm ediyor” dedi.

Yargıtay mahkûmiyet kararını bozdu, yeniden yargılama öncesi hem dava başka bir kente nakledildi hem de mahkeme, adli tatilde, Sarısülük ailesinin avukatlarına bilgi vermeden açtığı duruşmayla Şahbaz’ın tahliyesine hükmetti. Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10 bin 100 liralık para cezası itiraz sonucu 15 bin 200 oldu. Anayasa Mahkemesi cezayı makul buldu, dosya iç hukukta kapandı.

22 yaşındaki Abdullah Cömert Hatay’da, gaz fişeği ile öldürüldü. Mahkeme polis Ahmet Kuş hakkındaki cezayı, iyi halini göz önünde bulundurarak 16 yıldan 13 yıl 4 aya indirdi. Yargıtay bu cezayı da bozdu, polis Ahmet Kuş ancak 6 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezası onanınca tutuklandı. Anayasa Mahkemesi, Cömert ailesinin cezaya itirazını reddetti.

19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz linç edilerek, tedavi edilmeyerek organize şekilde öldürüldü. Polis memurları Mevlüt Saldoğan hakkındaki 10 yıl 10 ay, Yalçın Akbulut hakkındaki 10 yıl, fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever hakkındaki 6’şar yıl 8’er aylık cezalar Yargıtay’ca onandı. Ancak en yüksek cezayı alan bile 3 yıl 4 ay yatıp serbest kaldı.

14 yaşındaki Berkin Elvan’ı gaz kapsülüyle vurarak ölümüne sebep olan polis Fatih Dalgalı’ya açılan dava da 9. yılda tamamlandı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Dalgalı hakkında “olası kasıtla kasten öldürme” suçundan verilen 16 yıl 8 ay hapis cezasını onadı. Ancak diğer davalar göz önüne alındığında, bu cezanın itiraz aşamalarında kalıcı olup olmayacağını bilmiyoruz.

Kaldı ki bu, polise verilen en yüksek cezalardan biriydi.

Bir de tamamen cezasız bırakılan ölümler var.

20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümü kayıtlara “trafik kazası” olarak geçmişti. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, bilirkişi raporundaki, “Ayvalıtaş’ın kendi ölümünde asli ve tam kusurlu olduğu” tespitini dikkate alarak, yargılanan Mehmet Görkem Demirbaş ile Cengiz Aktaş’ın beraatına hükmetti.

Ahmet Atakan da Hatay’daki polis müdahalesi sırasında hayatını kaybettiğinde 23 yaşındaydı. Polislere soruşturma bile açılmadı.

Açılan davalar ise tetiği çeken, gaz kapsülünü atan polislere açılmıştı. Onlara bu şekilde müdahale etme emrini verenler hiçbir zaman yargı önüne çıkmadı.

Gezi Direnişi’ndeki taleplerden biri adaletti, hala öyle.