Başlıktaki soru için gelenleri beklemeden cevabı verelim: Anadolu Ajansı’nınki elbette. Televizyon dünyası, Show TV ve TV8’de nam-ı diğer Acun TV’de yayınlanacak iki farklı “Bu Tarz Benim” programından hangisinin izleneceğini tartışırken, asıl bombayı Anadolu Ajansı patlattı. “Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi modasını yaratıyor” başlıklı bir haber servis eden Anadolu Ajansı, adeta bir “Bu Tarz Benim” yarışması jürisi gibi, Erdoğan’ın kıyafetlerini değerlendirdi ve “tarzsın” sonucuna vardı. AA, alışık olmadığımız üzere, habere özen de göstermişti. Atatürk’ün smokinlerini diken ailenin günümüzdeki üyelerinden Levon Kordonciyan ve ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu’ndan görüş alınmış ve Erdoğan’ın kendi modasını yarattığı konusunda kuşku bırakılmamıştı. Devletin haber ajansının durduk yere moda yorumculuğuna soyunmasına, “Haber yokluğundandır”, o gün için “Erdoğan’ı övecek daha iyi bir şey bulamamıştır” deyip geçemezsiniz. Onlar da zamanın ruhuna uyup, yeni bir şeyler yapmak istiyorlar, bu sese kulak vermek gerek. Ben de kulak verdim ve bu haftaki Köşe Vuruşu’nda Anadolu Ajansı’nın “Bu Tarz Benim” faaliyetlerini sürdürebilmesi için bir içerik önerisi vermek istiyorum.

16 TÜRK DEVLETİ MODASI

Anadolu Ajansı, eğer bu devlete bir hizmet edecekse, 16 Türk Devleti modasının detaylarını üyelerine servis etmeli. Malum Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a düzenlenen törende arz-ı endam eden 16 Türk Devleti kostümlü muhafızlar, sosyal medyanın diline düştü. Özellikle muhafızlardan bir tanesi “bornoz” giydirilmekle suçlandı ve 17. Türk Devleti Duşakabinoğulları’na ilişkin iddialar gündeme geldi. Mahmud Abbas’ın “nereye düştük biz böyle” bakışları altında arz-ı endam eden defile, dalga konusu oldu. AA bir sorumluluk alarak buradaki moda skandalını temizlemeli. Gerçek 16 Türk Devleti Modası’nı bulup servis etmek de bu şerefli kuruma düşer.

ERDOĞAN KOSTÜMÜ MODASI

AA’nın da söz konusu haberde üzerine basarak belirttiği üzere Erdoğan kendi modasını yarattı. Yarattı yaratmasına da bir sürü bakan, milletvekili, bürokrat, belediye başkanı kareli Erdoğan ceketiyle ortalığa saçıldı. Peki Erdoğan Kostümü giyerek bağlılığını ispat etmeye çalışan bu çılgın güruhun içinden en çok kim Erdoğan’a benziyor. En kareli ceketli hangisi? Bu karmaşayı çözmek elbette AA’ya düşer. Derhal, gerçek Erdoğan Modası’nın hatlarını daha keskin çizmeli ve en çok kimin bu modaya uygun giyindiğini ortaya çıkarmalı. Ha bu arada Sünger Bob Kareşort gibi bu modayı sulandırmaya çalışan dış mihraklar da bir an önce teşhir edilmeli.

DAVUTOĞLU MODASI

AA, Erdoğan modasını öne çıkarırken Başbakan Davutoğlu’nu unutmamalı. Biliyorsunuz Davutoğlu henüz kendi modasını yaratamadı. Sümme haşa, Erdoğan’a rakip olması için değil, makamının ağırlığını taşıması için elbette. Örneğin; Paris’te yapılan Charlie Hebdo yürüyüşünde sayın Davutoğlu’nun bir fark edilme sorunu olduğu ortaya çıktı. Kendisi bir iki omuz hareketiyle öne geçip bu sorunu aşmaya çalışsa da başarılı olamadı. O zaman AA’ya düşen nedir? Davutoğlu’na kalabalık içinde fark edileceği kıyafetler tavsiye eden bir moda haberi yapmak. Kalabalık içinde fark edilmek derken, bir Süheyl Uygur estetiği de değil tabii, daha makul seviyelerde. Kuşkusuz bunu AA Moda Departmanı daha iyi bilecektir.

MİZAHI KENDİNDEN MENKUL ÜLKE

Bu hafta çok daha ciddi konular yazabilecekken neden böyle bir konu seçtin derseniz, ülkemizin kendinden mizahlı olduğunun bir kere daha altını çizmek için derim. Nice ciddi iddiayı görmezden gelen AA’nın, “Cumhurbaşkanımız ne kadar şık değil mi?” diye haber servis edebildiği bir ülkeyiz nihayetinde. Yani bu kadar mizah seviyoruz. Peki neden şimdi mizah? Çünkü bu hafta, mizahın en kara haftası. Bunu da benim “Je suis Charlie” deme biçimim olarak görün. Evet Je suis Charlie! Tam da Charlie olduğu için. Okumayı GırGır dergilerinden öğrenmiş bir kuşağın mensubu olarak, ne kadar üzgün olduğumu ancak mizaha sığınarak anlatabiliyorum. Anlatabildiğim kadar işte.