Google Play Store
App Store

Çin’de korona virüse karşı çalışmalar yapan Ulusal Sağlık Komisyonu başkanı Zhong Nanshan, Haziran ayında virüsün biteceğini söylemiş. Virüs nemli ortamlarda, damlacık içinde belli bir süre hayatta kalma eğilimi gösterdiğinden, basitçe, ortam kurudukça, yani havalar ısındıkça virüsün dış ortamda hayatta kalma şansı azalacakmış.

Bu konularda ahkâm kesemem tabii ki, ama uzmanlar böyle diyormuş.

Sadece Türkiye’de değil dünya çapında yeni bir durum yaşanıyor.

İşin insani boyutu, yani hayatta kalabilmek elbette en önemlisi. Ama bu boyutu ayakta tutabilecek siyasi ve ekonomik zeminler ne denli geçerli?

Sanırım artık şu tespiti yapabiliriz: Korona, kapitalizmin ve küreselleşmenin tarihsel bir dönemine son verdi. Yani kapitalizm ve küreselleşme iflas etti.

Şimdi ‘yeni’ tedbirler gündeme gelecek. Ama bunu da yine sadece kapitalistler getirecekse, durum daha berbat hale gelmeyecek mi?

Murat Yetkin gelinen noktayı şöyle özetledi: “Korona virüs çıkmadan önce de ABD Çin’e, AB’ye ve Rusya’ya –İran’ı saymıyoruz bile– ekonomik abluka girişimlerine başlamıştı. Trump, 2019 Eylül’ünde BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında ‘Gelecek küreselcilerin olmayacak, vatanseverlerin olacak’ diyordu. Korona virüs, dünyanın, ülkelerin, kurumların, hatta şirketlerin bir içine kapanma sürecine girmesine, daha doğrusu bunu hızlandırmasına neden oldu. … Korona virüs zaten gelmekte olan bir küresel dönüşüm dalgasını hızlandırdı.”

Dünya sanki uzaylı saldırısıyla karşı karşıya gibi!

Ve çaresiz!

Ama işin aslı öyle değil elbette. İşin aslı kapitalizmin sağlık sisteminin böyle bir küresel saldırı karşısındaki çaresizliğidir. Bunu biliyoruz.

Peki İdlib, Libya ne olacak? Ekonomik kriz? Deprem? Tamam şimdilik, seyircisiz maç, öğrencisiz eğitim ‘çözümü’ var.

Daha fenası sadece virüs değil kapitalizm de mutasyona uğruyor. Artık küresel çapta her zorbalığı meşrulaştıracak yeni bir ‘mazeret’ var. Ve artık her iktidarın ekonomik krizi bile meşrulaştıracağı yeni bir ‘mazereti’ var. Seyircisiz maç, öğrencisiz eğitim gibi, ‘seçmensiz seçimlerin’ de olduğu rejimleri pekiştirmeye çabalayacaklar.

Ama öte yandan, Türkiye’de de sanki “bize bi şey olmaz abi” anlayışı geride kalıyor gibi… Kendi tarihini hamaset dilinden öğrenmiş olmaktan ötürü abartılı bir şekilde kendisini her şeyin üstesinden gelen bir ırkın ahfadı saymak mesela, alay konusu olabiliyor sadece…

Düne kadar ekonomik krizle, açlıkla baş etmeye çalışırken bugün düpedüz can derdine düşmüş milyonlar, hamaset ve vaat değil çare peşindeler.

Zhong Nanshan, Haziran ayında virüsün biteceğini söylemiş ya, Haziran zaten simgedir. Şimdi Haziran’ı beklememek, eldeki imkânlarla Haziran’a hazırlanmak şarttır.

Çünkü virüse karşı en etkili mücadele yöntemlerinden biri de dayanışmadır ve bu tarz solcuların olmazsa olmaz niteliğidir.