Seçim ve siyasal partiler yasaları ile TBMM İçtüzüğünde değişiklik, AKP çevrelerine göre, 2023 yolunda “tek kişi yönetimi” için uyum çalışması.

İçtüzük, seçim yasaları ve siyasal partiler yasası, diğerlerinden çok farklı özellikte olup, doğrudan Anayasa ile ilgili düzenlemeler.

Bu nedenle, anayasal düzlemle başlamak uygun düşer.

ANAYASA. İki soru:

-Yürürlükteki Anayasa bağlamında, İçtüzük, Seçim Yasaları ve Siyasal Partiler Yasası ne anlama gelir?

-Anayasaya saygı göstermeme genel eğilimi karşısında, İçtüzük’te veya yasalarda yapılacak değişiklik, siyasal ve anayasal düzlemde ne tür işlev görür?

İÇTÜZÜK. Sürekli çiğnenen üçlü İçtüzük halkası:

-Anayasaya uygunluk incelemesi yükümlülüğü (md.36), Komisyonlar tarafından ya hiç yerine getirilmiyor ya da geçiştiriliyor.

-Temel kanun: Madde 91 tanımı dışında yer aldığı halde hemen bütün yasalar temel kanun olarak görüşülerek Genel Kurul’daki müzakere süreci engelleniyor. Örneğin, 7247 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ve benzeri “adsız yasalar” bile temel kanun işlemi görüyor.

-Eylemli İçtüzük değişikliği: Bunlar dışında birçok yasa, farklı maddelerine aykırılık nedeniyle eylemli İçtüzük değişiklik sonucunu doğurduğu halde, oylanıp kabul edilmiştir.

SİYASAL PARTİLER YASASI

-Anayasa’nın partilere ilişkin hükümleri askıda büyük ölçüde; çünkü Devleti ve yürütmeyi tek başına temsil eden ve şirket statüsündeki Varlık Fonu başkanlığını da yapan kişi, parti genel başkanı. CB yrd. ve bakanlar başta, atanmış kişilerin de katıldığı Parti faaliyetlerinde genel başkan değil, CB unvanı kullanmakta.

-Parti başkanlığı, Anayasa’nın, CB’nin tarafsızlığına ilişkin hükümleri ile bağdaşmamakta.

- Cumhur ittifakı da çifte emir-komuta hiyerarşisi içinde işlemekte olup, müzakereci demokrasi sürecini kilitlemekte; partilerin ve Devlet’in farklı nitelikte tüzel kişilik özelliklerini belirsiz kılmakta.

- Anayasa dışı bu siyasal tablo, partiler arasında eşit yarışma koşullarını ortadan kaldırmakta.

-Anayasal eşitlik: TBMM’de temsil edilen partiler, haklar ve yükümlülükler bakımından madde 68 ve 69 hükümleri kapsamında Anayasa önünde eşit değiller. Örneğin, Genel Başkan, “Anayasayı askıya aldım” şeklinde açık bir beyanda bulunsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı işlem başlatabilir mi?

SEÇİM KANUNLARI

Eşitsizlik, “seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” açısından da geçerli. Başlıcaları:

-Düzenleme nasıl yapılırsa yapılsın, seçim öncesi/esnası ve sonrası bütün faaliyetlerinde, Cumhur ittifakı partileri ve özellikle AKP, çok unvanlı genel başkan ‘sayesinde’!, Devlet olanaklarını parti lehine seferber etti/etmekte ve edecek.

-Medya, Kişi-Parti-Devlet’in propaganda aygıtı olarak kullanıldığından, partiler, faaliyetlerini topluma yansıtma bakımından eşit konumda değil.

-Yurttaşlar, “siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma” yönünden eşit değil.

-Bu nedenlerle, seçimlere giden yol, “eşit” ortam ve olanaklar sunmamakta.

Olası değişiklikte, tek meşruluk öğesi, %10 baraj kaydının kaldırılması olabilir.

ÖNKOŞUL: ANAYASA

İlk soruya yanıt: Anayasa ile birlikte İçtüzük, seçim ve siyasal parti yasaları zincirindeki ihlaller, TBMM’yi işlevsiz kılarak tek kişi yönetimini ayakta tutma kaldıracı.

İkinci soruya yanıt: Değişiklik önerilerinin amacı, İçtüzük, Seçim Yasaları ve Siyasal Partiler Yasasına, tek kişi yönetimini pekiştirici ve meşrulaştırıcı bir işlev yükleyerek TBMM’yi açıkça tek kişi yönetim hiyerarşisine sokmak.

Bu nedenle öncelikli sorun, “kişi-parti-devlet” birleşmesine yol açan anayasal yapının düzeltilmesidir. Bu yapılmadıkça, seçim ve siyasal partiler yasalarında yapılacak düzenlemeler, Anayasa kaynaklı siyasal yapının meşrulaştırılmasına katkıda bulunmak dışında bir işlev görmeyecek; “2023 yolu, bir çıkmaz sokak” haline gelecektir.