Bundan yıllar önce katıldığımız bir televizyon programında rahmetli Orhan Boran bize şöyle bir soru sormuştu TRT ekranlarından. (Evet o yıllarda TRT bizim de televizyonumuzdu, iktidar partisinin yayın organı değil devletin televizyonuydu) “Yurtdışında birçok grup enteresan isimlere sahip; Pet Shop Boys gibi. Gündoğarken de çok alışageldik bir grup ismi değil. Neden Gündoğarken? Sunuculuğun duayen ismi eğer hayatta olsaydı günümüzdeki grup isimlerini nasıl karşılardı bilemiyorum ama Gündoğarken özelinden başlayarak geçmişten bu güne bir yolculuk yapalım. Gündoğarken henüz ismini müzik dünyasında duyurmamışken, İlhan-Burhan-Gökhan Şeşen olarak 1977 yılında ilk plağımız için Arı Yapım Stüdyosu’nda kayda girmiştik. Aranjörümüz Tuğrul Karataş ses mühendisimiz ise temmuz ayında kaybettiğimiz çok sevgili ağabeyimiz Baha Boduroğlu idi. Şarkıların kayıtları yapılmış, pilot okumaları bitmişti ama hâlâ nedenini bilmediğimiz bir şekilde o plaktan vazgeçilmişti.

O zamanlar grubun adı İlhan-Burhan-Gökhan idi. Biz albüm fikri bir şekilde rafa kalkınca tam on bir şarkıyı Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Elemelerine göndermiştik. Hiç birisi de finale kalamamıştı. Yıllar sonra hepimiz Türkiye’nin ayrı şehirlerinde hayatlarımızı sürdürüp ama müzik sevdasından vazgeçememişken 1982 yılında Gökhan’ın Ankara’dan İstanbul’a taşınmasıyla (Amca İlhan Bursa’da özel bir bankanın hukuk danışmanıydı o yıllarda). O sene Bülent Ergüder-Burhan Şeşen-Cengiz Sezmiş-Gökhan Şeşen’den oluşan ve BCG adını verdiğimiz grupla Boğaziçi Üniversitesi’nde Ayşe Tütüncü’nün desteğiyle ilk konserimizi vermiştik. BCG hem isimlerimizin baş harfiydi hem de o zamanlar hâlâ ciddi bir hastalık sayılan verem (tüberküloz) aşısına verilen isimdi. Kısacası müziğe aşı olacaktık. Bu konserin ses getirmesi üzerine Hodri Meydan Kültür Merkezi’nde 1983 yılında, amcanın da Bursa’dan -iki konserlik de olsa-gelmesiyle verdiğimiz konserlerde ilk kez Gündoğarken adını kullanmıştık. Konseri izleyen ve yeni koyacağı müzikli oyunun şarkılarını yapmamızı isteyen rahmetli Levent Kırca bu isme çok sıcak bakmamış 1984 yılında sahneye koyacağı ve müziklerini yapacağımız “Kadıncıklar” isimli oyunda İlhan-Burhan-Gökhan isminden yana oy kullanmıştı. Ama o sene Mazhar-Fuat-Özkan “Ele Güne Karşı” albümüyle büyük bir çıkış yakalamıştı. Bu yüzden de isimlerimizden oluşan bir grup isminden vazgeçmiştik. Levent ağabey pek gönüllü olmasa da Gündoğarken isminin afişlere yazılmasına razı olmuş tam afişler basılacağı sırada (O yıllarda bilgisayar yok, dijital baskı yok, grafik tasarım bambaşka) aklına 3 Şeşen ismi gelmiş, bizim de onay verdiğimizi görünce acilen matbaayı aramıştı ama neyse ki afişler basılmıştı. Ayrıca hâlâ niye Gündoğarken diye soranlar, Gökhan’a ait bu  şarkının sözlerini okursa niye ısrarcı olduğumuzu anlar.

∗∗∗

Aslında bugün bu konuya değinmem yoldayken dinlediğim bir podcast sayesinde oldu. Benim de hep merak ettiğim grup isimleri vardı. Mesela “Dolu Kadehi Ters Tut”. 2014 yılında Mürsel Oğulcan Ava ve Mehmet Uğurhan Özay tarafından kurulan kısaca DKTT diye bildiğimiz grubun ismine Ömer Hayyam’ın 27 no’lu rubaisi esin kaynağı olmuş. Ömer Hayyam bu rubaisinde, “Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,/O sümbülü koklamak, saçın’ ellemek./Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:/Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!” demiş, güzel de demiş. Son yılların en başarılı gruplarından “Büyük Ev Ablukada” ise İkinci Yeni Edebiyat akımının en önemli şairlerinden Turgut Uyar’ın “Büyük Saat” isimli kitabındaki bir şiirden esinlenilerek konulmuş çok çarpıcı bir isim. Pinhani ise sevgili Sinan Kaynakçı’nın dedesinin dergilere, gazetelere “Pinhan” takma adıyla yazdığı şiirlerden geliyor. Pinhan gizli, saklı demek. Dedenin bu mahlası çok sevdiğimiz bir grubun ismine esin kaynağı olmuş. Ne güzel. Kalın sağlıcakla…